Birbirlerinden habersiz

29 1 0
                                    

Siyah, tıpkı siyah rengi gibi karamsar ve kendi düşüncelerinde boğulmuş şekilde geziyordu tek başına sokaklarda. İçmekti tek seçeneği. Bir anlık da olsa unutmak için hayatının o sıkıcı maratonunu. Hayatının zorlu sınavlarını. Ağustosun yağmurlu bir akşamında kulaklık kulağında sessiz bir yer arıyordu, kendinden de sessiz. Sadece düşüncelerinin ve kendi iç sesinin yalnız kalabileceği bir yer arıyordu. Belki hafif bir müzik, ilham olmak için kendi sesine..
       Gözüne ilk kestirdiği ve arkadaşının çalıştığı mekana girmeyi seçti o gün. Merdivenlerden aşağı doğru inerken tuhaf bir ürperti sardı içini. Korkunç değildi, tuhaftı kendisi bile anlayamadı bunu. Çokta takmadan girdi içeri. Tanıdıklarla selamlaşıp geçip barda oturdu.
Birası gelir gelmez yaktı sigarasını, çok kullanmazdı. Ya içerken ya da arkadaşlarlarıyla birlikteyken içerdi. İçerden hafif canlı müzik çalıyordu. Pek insan yoktu ortamda. Tam onluktu bu.
        1-2 kadeh sonrası etrafına, ve sonra kendisine baktı. "Ben ne arıyorum ya burda?" Dedi kendi kendine birden bire. Haklıydı da. Çok gelmezdi böyle yerlere. İçmek isterse çıkar marketten alır evde içer çekilirdi kendi siyahlığına. Ama bugün ille de çıkmak istedi, içindeki isteği durduramadı.
         Telefonunu kurcalerken en sevdiği şarkının çaldığını fark etti. 'Kendime yalan söyledim' Çok oynamayı sevmezdi. Dans pistinden pek haz etmezdi. Sadece arkadaşları ile olunca onların havasına kapılıp, kırmamak adına biraz dans ederdi. İçinden bir ses 'Gidip biraz da yakından dinleyeyim bari' diyi verdi. Bar taburesinden kalkıp yavaş adımlarla geçti içerideki salona doğru. Sol tarafta full masalar vardı sahneye kadar uzanan siyah masa ve sandalyeler. Sağ tarafta tuvalet ve onun hemen giriş kısmında bir duvar vardı. Verdi sırtını o duvara ve dinlemeye başladı en sevdiği şarkıyı. İçeride sağ tarafta kanepeli bir masa vardı. 4 kız oturuyordu, sarışın olanı eski bir sevdiğine benzetti. Dona kalıp ona bakmaya başladı. "Çok benziyor şaka gibi." dedi içinden. Sahneye bakarken bir yandan da o masaya bakar oldu. Çünkü o eski sevdiği de yakmıştı canını.
          Tuhaftı Siyah, severdi acıyı, acı çekmeyi. Hele bi de ortada sevmek söz konusuysa, ondan iyisi yoktur acı çekmekte. Çok şey öğrenirdi çünkü o acılarla. Yeniden doğardı gibi bir şey. O şarkıya dalmışken önünden 2 kız geçer tuvalete gitmek için. Hiç dikkat etmez kendi dünyasında şarkısını dinliyordu bir elinde sigar, bir elinde birası ile. Tam onlar karşısından geçerken, mekana girdiği zaman içini saran o ürperti tekrar geldi. Anlam veremiyordu. Aldırmadı o da buna. Şarkı biter bizmez bara geri döndü. Kendi dünyasına, kendi siyahlığına. Ama hala aklı o ürpertideydi. İlk kez başına geliyordu.
          Mekandan çıkıp evin yolunu tutarken, o ürpertiyi düşünmeden edemedi Siyah. "Sanki bunu daha önce de yaşadım ama, yaşamadım ki." Diye kendi kendini sorguluyordu.

Acaba daha önceden rastgelmesi gereken insanı mı hissetti? Bilemezdi. Saçmalıktı onun için. Ama düşünmeden de edemedi bir türlü.. "Neydi ya o öyle?"

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin