O E posta geleli 2 saat geçmişti, ve hala kimden geldiğini anlayamamıştım . 3. Derse girecektik ve ben hiç sıramdan kalkmamıştım. bu durum savaşında dikkatini çekmiş olacaktı ki bana döndü ve ;
- neyin var ?
Diye sordu ona bunu anlatamazdım ne diyecektim ki "çantanı karıştırırken bir E posta geldi" bu düşüncelerin arkasından, tekrarlanan bir ses duymaya başladım .
- afra , afra ?
- en sonunda gerçekliğe döndüm ve ismimi tekrarlayan savaşa ;
- efendim savaş
- kafan dağınık gibi iyi misin ?
- i- iyiyim ya birşey yok .
- emin mi-
- hadi arkadaşlar yerlerinize geçin .
Matematikçinin gelmesi ile, savaşla olan konuşmamız yarım kalmıştı ve ben biraz olsun rahatlamıştım . zil çalar çalmaz savaşın konuşmasına fırsat vermeden sıradan kalkıp pınarın yanına doğru gittim . Neyse ki
Cam kenarında savaş oturuyordu .Pınar, ben ve birkaç arkadaşımızla birlikte bahçeye gitmiştik bir banka oturduğmuzda yakın arkadaşladımdan biri olan elif ;
- ya şu sınıfa yeni gelen çocuk var ya çok yakışıklı değilmi ?
Bir diğer arkadaşım Beyza ise ;
- bana kalırsa biraz garip birine benziyor .
Pınar bana dönüp ;
- afra onu en iyi sen tanıyorsundur , sonuçta sıra arkadaşın sence nasıl birisi ?
- açıkçası bende hakkında pek birşey söyleyemiyorum sonuçta beraber oturmaya başlayalı ne kadar oldu ki ?
Birkaç dakika daha konuştuktan sonra zil çaldı ve sınıfa girmiştik herkes niyeyse öğretmen masasının önüne toplanmıştı merak ettim ve aralarına girdiğimde, sınıf arkadaşımız Zeynep ' in elinde bir kağıt vardı . Kağıtta ise Zeynep ' in portresi vardı ve gerçekten güzel çizilmişti . Zeynep ' e dönüp ;
- bunu kim çizdi zeynep ? Gerçekten yetenekliymiş .
Zeynep şaşkın ama korkmuş bir ifade ile
- bi- bilmiyorum .
- ne o ne demek ? Peki nereden buldun bunu ?
- öğretmen masasının altına yapıştırılmıştı .
Dedi o an şaşkına döndüm bunun kim olduğunu ve neden böyle bişey yaptığını sorguladım . Öğretmenin sınıfa girmesi ile birlikte herkes yerine geçti . Ve bugünü de başka birşey yapmadan bitirdim .
Zil çaldı ve herkes okuldan çıkmaya başlamıştı . Ben de çamtamı alıp çıktım . Okul bahçesindeyken savaşa çarptım
- aah ! Biraz dikkat edemez misin ?
- kusura bakma kafam biraz dolu .
Beraber çıkışa kadar yürümüştük .
Ama unuttuğum birşey vardı ki babamın beni alması ve psikoloğa götürmesiydi babamı görünce savaşa dönüp ;- savaş sonra görüşürüz babamla gitmem gerekiyor .
Dedim ve arabaya bindim araba ilerlemeye başladıktan kısa bir süre sonra babam ;
- kızım , niye bu kadar sessizsin ?
- a b- ben mi biraz yorgunum da ondan .
Okulda yaşanan Zeynep ' in portresinin tanımadığı biri tarafından çizilmesi olayını anlatmamanın daha iyi olacağını düşündüm .
Bir süre sonra hastanenin önüne varmıştık babam bana ;
- hadi kızım inelim .
Dediğinde istemeye istemeye başımı salladım ve indim . Beraber hastanenin içine doğru yürüdük , hastanenin içine girince babam danışmaya doğru ilerledi, ve ben ise hemen arkasındaydım . Babamı beklerken, bir an savaşı gördüm , ya da gördüğümü sandım o kadar hızlıydıki emin olamadım , en sonunda babam işlemleri halletmişti ve kısa bir süre sonra ,seans sırası bana gelmişti .
Odaya girince beni kadın bir pskolog karşıladı bana birkaç soru sorduktan sonra ;- sana neden intihar etmeye çalıştığını sorabilirmiyim ?
Ne zaman bu soruyu duysam gözlerim doluyordu . Kısa bir sessizliğin ardından doktora cevap verdim ;
- ç-çünkü bir hastalığım var .
Derin bir nefes alıp devam ettim .
- yaklaşık 4 veya 5 yıllık ömrüm var , dayanamıyorum bu düşünceye . Bu acı bazen öyle çok katlanılmaz oluyor ki dayanamayıp ölmek istedim .
O an gözlerimden akan yaşı elimle hızlı bir şekilde sildim ve o an düşündüm , ben galiba pskologdan değilde hastalığımdan nefret ediyordum . O sırada doktor bana sordu ;
- hastalığın nedir ?
- kalp y- yetmezliğim var , kalbim çok zayıf ilaç kullandığım için günlük hayatıma devam edebiliyorum .
Dedim ve akan göz yaşlarımı sildim gene . Kısa bir süre sonra seans bitmişti kırmızı gözlerle odadan çıkınca babam bir hayli endişelendi .
Babama dönüp kısık bir ses ile ;- lavaboya gidebilir miyim ?
Babam onaylarcasına başını salladı ve ben de tuvalete doğru gittim . Ellerimi yıkarken başım dönmeye başladı ve duvardan tutunmaya başladım . Sanırım çok stres yapmıştım. Tuvaletten çıkıp yürümeye başlamıştım ki az kalsın Yere düşecekken birinin beni tuttuğunu hissettim . Gözlerimi açrığımda gördüğüm kişi savaştı . Beni belimden tutmuştu ve yüzü yüzüme yakındı. o birkaç saniye etkilenmiştim sanırım . İkimizde durumun garipliğinin farkına varınca savaş beni doğrulttu sersemlemiş olan halimle savaşa ;
- t-teşekkür ederim .
- önemli değil . Burada- burada ne arıyorsun ?
- b-ben mi ? Şey
O an ne diyeceğimi bilemedim hastalığımı birtek ailem biliyordu . O an aklıma gelen ilk şeyi söyledim
- b-babam için geldik , hatta benim şimdi onun yanına gitmem gerekiyor sonra görüşürüz.
Dedim ve hızla yanından ayrıldım .
Sonrasında eve geldik anneme herşeyi anlattıktan sonra , yemek yiyip , odama geçtim . Yatağımda dinlenip telefonuma bakarken,
Bilinmeyen bir numaradan mesaj vardı mesajı açtığımda atan kişinin
Savaş olduğunu anladım beni evin yakınındaki parka çağırıyordu. Ama babam gitmeme izin vercekmiydi ki ?
Babamın yanına gidip uzun uğraşlar sonucu yarım saatliğine izin almıştım . Beyaz bit t- shirt giyip, altına siyah eteğimi giydim. beyaz çoraplarım ve beyaz ayakkabılarımıda giyip , saçlarımı açık bıraktım ve evden çıktım . Apartmandan çıktığımda babam camdan yarım saat diye bağırıyordu .
Başımı tamam anlamında salladıktan sonra parkın yolunu tuttum . Kısa süre sonra parka gelmiştim ilerideki bankta oturan siyah pantolonlu ve deri ceketli siyah t-shirtli savaşı gördüm ve onun yanına doğru gittim .
Yanına oturduğunda bana döndü ve ;- seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum .
Dedi ve kısa bir sessizlikten sonra devam etti ;
- sana sormak istiyorum , çantamı neden karıştırdın , içinde ne gördün ?
Savaş bu soruyu sorarken o kadar ciddiydi ki , oturduğum yerde kalakalmıştım ve hiçbirşey söyleyemiyordum .
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. yazım hatalarım olduysa özür dilerim. ilk defa kitap yazıyorum, hikayem hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Kaçış
Teen FictionKendimi öldürmeye çalışıyordum, beş yıl sonra öleceğimi zannederken. Daha 17 yaşındaydım sanırım karşıma çıkmasaydı başaracaktım, bana o kadar iyi geliyordu ki artık hoşuma gitmiyordu. Ben yağmurda Yürürken ölmek için kendimi yere atmıştım. Neden ya...