Lm~ Sana vakti gelince herşeyi anlatacağım.
Js~ Ne? Neyi?
Lm~ Şimdi bişey sorma. Dedim ya zamanı gelince anlatacağım herşeyi.
Js~ Peki öyle olsun. Ahh yemek. Yemegi unuttuk kaldı öyle.
Jisung'tan:
*Yemeği yedikten sonra koltukta oturmuş ben müzik dinlerken o bana bakıyordu.*
Js~ Noldu?
Lm~ Bişey olmadı. Niye bu kadar güzelsin diye düşünüyodum. Neyse onu bunu bırak da iyisin değil mi? O adama haddini bildirdim sorun etme yani tamammı?
Js~ İyiyim. Teşekkür ederim herşey için.
Lm~ Senin için canımı bile vermeye hazırım sen bu ufacık için teşekkür ediyosun. (Güldüm.)
Js~ Sevmeyin diye demiyorum yanlış anlamayın ama merak etmeden de duramıyorum. Çok kısa bir süredir tanışıyoruz ve bu derecede cidden seviyomusunuz?
Lm~ Evet belli olmuyo mu?
Js~ Yani bilmiyorum garip geliyo bu derecede sevmeniz.
Lm~ Sen yaramaz çocuk musun? Ben sana demedim mi zamanı gelince anlatırım diye niye kurcalıyosun?
Js~ Ama merak ediyorum.
Lm~ Sen bunu merak edeceğine benim teklifimi düşünsene. Sana sevgilim demek icin can atıyorum.
Js~ Ya cevabım hayır olursa?
Lm~ Seni sevmeyi bırakmam ama uzak durmaya çalışırım sanırım.
Js~ Aynı şirketteyiz ve senin sekreterinim. Nası uzak duracağız?
*Şöyle bi düşündüm de sanırım benden uzak durmasını istemiyorum.*
Lm~ Her çalışanıma bu kadar yakın davranmıyorum. Sen dışındaki hiçbir çalışanımı öpmek istemiyorum. Onlarla çıkmak istemiyorum. Onlara yakın durmak istemiyorum. Bunları yapmak isteyipte yaptığım tek çalışan sensin. Uzak duracak olursam sanada onlar gibi davranmaya çalışırım.
Js~ Be-ben eve gideyim artık. Çok teşekkürler tekrardan.
Lm~ Saçmalama bu gece burada kalıyosun.
Js~ Ne? Hayır gerçekten gerek yok teşekkürler
Lm~ Gerek var Jisung. Ya kötüleşirsen? Hayır bugün buradasın.
Js~ Gerçekten iyiyim. Sorun yok merak etmeyin.
Lm~ Jisung... Evet seni seviyorum ama sana birşey yapmam senin iznin olmadıkça. Korkmana gerek yok.
Js~ Korkmakla alakası yok Minho Bey ama size yük olmak istemiyorum. Cidden eve giderim.
Lm~ Jisung benden kaçmaya mı çalışıyosun?
Js~ Minho Bey yanlış anlıyosunuz. Sizden neden kaçayım?
Lm~ O zaman kal.
Js~ Off Felix'e haber vereyim o zaman.
*Felix'e haber verdikten sonra Minho Bey'in esnediğini görmem bir oldu. Çok şirindi. Küçük bir köpek yavrusu gibi. Aa ne diyosun Jisung kendine gel. O senin patronun saçmalama!!*
Js~ Yatalım mı? Saat gec oldu.
Lm~ Olur.
Js~ Ben nerede yatayım?
Lm~ Yatağımda.
Js~ Hı??
Lm~ Ah yanlış anlama ben olmıycam. Ben yan odada uyuycam. En rahat yatak benimki onda yat.
Js~ Yok Minho Bey olurmu öyle şey saçmalamayın.
*Dedikten sonra elimden tutup beni üst kata yatak odasına götürmeye başladı. Vardığımızda beni yatağa oturtup üstüme eğildiğinde gözlerim kocaman açılmış, gerilmiş bir şekilde arkaya eğilmiştim.*
Js~ Mi-Minho B-Bey
Lm~ Birdahakine sözümü dinle tamam mı ufaklık?
Js~ Hıhı.
Lm~ Benden korkma Jisung. Dediğim gibi sana asla senin iznin olmadan bişey yapmam. Hadi yat. Yarın işe gitmeyeceksin. Ben sadece toplantıya katılıp geleceğim.
Js~ Ben neden gitmiyorum??
Lm~ Dinlenmelisin Jisung.
Js~ Minho Bey cidden iyiyim.
Lm~ Jisung sözümü dinle. Yoksa gideceğin bi şirket olmayacak. Hadi iyi geceler. Ben yan odadayım bi isteğin olursa gel.
Js~ Tamam efendim.(sinirli) Sizede iyi geceler.
*Minho bey odadan çıktıktan sonra çok geçmeden uykuya daldım.*
Minho'dan:
*Gece birden bağırma ve ağlama sesleriyle uyandım. Ses yan odadan geliyordu. Jisung'a birşey oldu korkusuyla hemen yataktan çıkarak Jisung'un yanına gittiğimde kabus görüyordu. "Nerdesin?", "Neden seni bulamıyorum?" gibisinden şeyler söylüyor ve bağırıyordu. Yanına sakinleştirmek için gittiğimde beni itip "bana dokunma!" diye bağırmıştı. Sürekli itmesine ve vurmasına rağmen sarılarak sakinleştirip uyuttuğum minik beden sonrasında beni bırakmamış ve yanında yatmama izin vermişti.*
*Sabah*
*Uyandığımda bana küçük bir sincap gibi sarılan minik bedene gülümsedim. Uyanmamıştı daha.*
Lm~ Neden bir kabus gördüğünü ve bu kabusun ne olduğunu merak ediyorum.
*Dedim fısıldayarak. Saçlarını okşamaya başladığımda gözlerini yavaş yavaş açmaya başladı. Tam olarak uyandığında gözlerini kocaman açıp üstüme bakmıştı. Evet üstümde birşey olmayabilir ama büyütülcek bişey yok canım. Ne de olsa görmüştü. Gözlerini geri bana çevirdiğinde göğüsüme vurarak beni itmişti.*
Lm~ Aissshh delirdin mi!! Neden vuruyosun!?!?!?
Js~ Ö-özür dilerim. Ama siz... neden buradasınız?? Ve üstünüzde neden birşey yok?
Lm~ Jisung-ah!! Sana daha kaç defa diyeceğim?? Sen istemeden bişey yapmam ben sana!!! Seni ne kadar sevdiğimi söyledim. Bana inanmıyor musun!?!? Dün bir kabus gördün ve ağlıyodun. Çok kötüydün bende seni sakinleştirmek için yanına geldim ve sonrasında bana 'gitme' diyen sendin!! Vurman umrumda bile değil ama hala bana inanmayıp benden korkman canımı yakıyo!! Anladın mı!! Evet duygusuz biri olarak görünüyor olabilirim ama benim de bir kalbim var Jisung-ah!! Ve... Aiissshh uğraşmayacağım.
*Hızla odadan çıkıp yan odaya girdiğimde kapımı kilitleyip yatağın kenarına oturdum. Gözyaşlarım akmaya başlamıştı çoktan. Cidden neden bana inanmıyor?? O kadar kötü bir insan mıyım?? Lanet olsun!! Ben ona sırılsıklam aşıkken neden o bana zerre kadar bile ilgi duymuyor?? Yanımdaki vazoyu kırdığımda kesik olmayan elimin de kenarlarında artık küçük kesikler vardı.*
*Kapı çalınır*
Js~ Mi-minho Bey?? İyi misiniz?? Minho Bey!!!! Lütfen açar mısınız kapıyı. Korkmaya başlıyorum. Lütfen açın şu kapıyı!! MİNHO BEY!!!
*O kapıda bağırırken elim tamamen kana bulanmıştı. Ve bunu görmesini istemiyordum.*
Js~ Eğer açmazsanız kapıyı kırmak zorunda kalacağım!! Açın şu kapıyı!
*Elimin kanını silmeye çalışırken kapının bir anda açılmasıyla irkildim.*
____________________________________Birkaç bölüm daha atıcam bugün. Keyifli okumalar ('∩。• ᵕ •。∩')
____________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efendim olur musun / MinSung
Fanfiction'Biz sevgili değiliz neden bu kadar yakın davranıyorsunuz' 'Olalım diye Jisung. Sevgilim olmayan birini öpmek istemek tuhaf bişey' 'Ne yani?' 'Benim sevgilim olurmusun?' 'Pişman olursak?? Ben senin sekreterinim unuttunmu??' 'Bunlar hiç yaşanmamış s...