Son

18 3 0
                                    

Güneş sapsarı ve sıcacıktı. Gözlerini açtığında büyük bir meşe ağacının altındaydı. Kafasını kaldırdığında merakla ona bakan kehribar gözleri gördü. Korkusunun ardından içini huzur kapladı,ilk defa gördüğü bu gözler sanki yıllardır onunla gibiydi.

Dakikalar,saatler,günler ne kadar geçtiğini kimse bilmiyordu. Koşuyor,eğleniyor,sohbet ediyor,ılık yaz yağmurunda meşe ağacına tırmanıyordular. Keder huzuruyla,soğuk sıcağıyla,mutlulukta mutsuzluğuyla gelirdi. Kehribar gözler yağmurla birlikte doldu,güneş soldu,çiçekler başlarını eğdi. Korkmaya başladı,kehribarın ellerini tuttu. Yağmur şiddetlendi. Tekrar güneş aydınlandı. Kehribarın saçları dalgalandı,ellerini tutmak ona acı verdi. Karanlıkla aydınlık birleşti. Kehribarın saçları güneşle buluştu. Ellerini bırakmadı ama tutamadı. Kehribar gitti,yağmur dindi,yapayalnız kaldı,çiçekler soldu,dünyası karardı,güneş parçalandı,gözleri kapandı.

Güneş doğar ve batar,yıldızlar çıkar ve kaybolur,günler başlar ve biter,çiçekler açar ve solar,ağaçlar yeşerir ve kurur,rüzgarlar eser ve kaybolur,insanlar doğar ve ölür.

Yaz sonbahara dönmüştü. Rüzgar meşe ağacının kuru yapraklarını,papatyaların son kokularını taşımaya başladı açık camdan içeriye.

Gözlerini açtı,rüzgarın son şarkısını dinledi. Ayağa kalktı,saçları beline ulaştı,sarı elbisesi dalgalandı. Sandalyenin üzerine bastı çıplak ayaklarıyla,yumaşak kumaşın acı kollarına bıraktı kendini,rüzgarın şarkısı bitti,sandalyenin yerdeki tıkırtısı duyuldu. Kapısı çalındı açan olmadı. Günler geçti kapısı çalınmadı açansa hiç olmadı.

Kapı zorlandı,insanlar toplandı,kırmızı mavi ışıklar yayıldı,kapı açıldı,çığlıklar atıldı. Kehribar gözleri çoktan kapanmıştı. Bir çiçek daha solduktan sonra toprağa ekildi. Bir kere sulandı bir daha ziyaretine gelen olmadı. Toprağında kırmızı çiçekler açtı zira o kırmızıyı hiç sevmezdi. Acı gibi keder gibi....

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin