Ediz'in son söyledikleri çok mantıksızdı. Sadece markette gördüğüm sıradan biriydi, Ediz. Onu birdaha göreceğimi sanmıyorum.
Arabaya bindim ve bir paket jelibonu elime alıp açtım. Her zamanki gibi hunharca jelibonlarıma saldırdım. Bir yandan meyve sulu ayıcıklara acıyor, bir yandan da hunharca yemeye devam ediyordum. Tam ikinci paketi açıyordum ki annem arabayı durdurdu. Arabadan indiğimde iki katlı şirin bir ev karşımda duruyordu. Bu evin iyi yanlarından birsi de sahile çok yakın olmasıydı. Odam çatı katıydı. Hemen odama çıktım. Bavulumun üzerine oturdum. Bir paket jelibon daha açtım. Onu yerken odamı nasıl dekore edeceğimi düşünmeye başladım. Bence jelibonlu duvar kağıtlarıyla gayet lezzetli gözükür. Bu harika bir fikir. Koşarak aşağı indim. Anemden arabanın anahtarlarını istedim. Anahtarları siyah dar pantlunumun arka cebine koyduktan sonra hızla siyah beremi aldım. Siyah converselerimi giyip beremide sarı saçlarımın üzerine geçirdim. Eşyalar 1-2 saat sonra gelecekti. Buda demek oluyor ki evden kaçmam gerekiyor. Anneme jelibonlu duvar kağıdı istediğimi söyledim. Tüm sorunlar bittiğine göre alışverişe çıkabilirdim. Arabayı alışveriş merkezine doğru sürdüm. Arabmı park ettikten sonra hızla Gratis'e girdim. Yeni gelen Baby Lips'lerden birkaç tanesini sepete attım. Makyaj reyonundan geçerken birkaç ruj ve rimelide sepete atmayı da unutmadım. Kasaya doğru ilerledim. Parayı ödedikten sonra ilerideki kafeye doğru yürüdüm. Kahvemi aldım. Kahvemi yudumlarken kulaklıklarımı taktım. Taylor'un huzur veren sesi kulağımda yankılanırken birine çarptım. Tüm kahve üzerine dökülmüştü. Ben özür dilerken kafamı kaldırdım ve gördüğüm kişiyle dona kaldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jelibon Prenses
ChickLit''Bir zamanlar iki küçük çocuk varmış. İkiside birbirini herşeyden çok severmiş ama küçük kız mecburmuş, gitmeliymiş. Ne kadar ağladıysa da fayda etmemiş, kız gitmiş...Çocuğun tüm dünyası kararmış, artık hiçbirşeyden tat almıyormuş. Birgün kız tekra...