5 • İLK

1.1K 74 130
                                    








Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.













🎶 emre aydın ── AYRI AYRI


Gece karanlığının çoktan sokaklara çöktüğü bir saatte elindeki anahtarla kapıyı açan Mingi içeri girip karanlık koridora bir bakış attı.

Diğer elindeki evrak çantasını köşedeki portmantoya koyduktan sonra saatlerdir onu bunaltan ceketini de bir kenara bıraktı.

Ev sessizdi.

Yorgun adımlarla salona yürüdü, ışıklar kapalıydı ama perdeleri açık pencerelerden içeri sızan ay ışığı odayı aydınlatıyordu.

Pencerelerden birinin önünde oturmuş, sırtı ona dönük olan genç adamı görünce adımları durakladı.

Eve gelip de onu burada gördüğünde yüzüne kocaman bir gülümseme yayılırdı eskiden; içinden taşan aşkla koşup ona ardından sarılır, genç adam gıdıklanıp kahkahalarla gülene dek boynuna öpücükler kondururdu.

Şimdi ona bakarken yalnızca içi acıyordu.

"Bir evin olduğu aklına gelmiş, güzel."

Ona doğru dönmeden söylediği sözler Mingi'nin bir an gözlerini kapatmasına sebep oldu. Bir kabus olmalıydı bu. Yıllar boyunca kahkahaları, saatler süren sohbetleri, gülüşmeleri ve öpüşmeleri, bazen gözyaşlarını ve kederi, bazen gecenin bir köründe edilen dansları paylaştığı bu adamla artık yalnızca birbirlerini yaralamaya yarayan; bıçaktan keskin cümleleri paylaştıklarına inanmak istemiyordu.

Aralarındaki bu duvarları kim örmüştü? Ne zaman bu hâle gelmişlerdi? Mingi neyi kaçırmıştı tam olarak?

Dayanamıyordu artık.

"Mesaiye kaldığımı biliyorsun." dedi sessiz geçen saniyelerin sonunda.

Genç adamdan alaycı bir gülüş duyuldu, hâlâ arkası ona dönüktü. "Doğru, mesaiye kalmayı seversin. Yalnız olmadığında daha keyifli oluyordur hem öyle değil mi?"

Mingi öfkenin içinde yükseldiğini hissederken dudaklarını ısırdı. Yine oluyordu işte.

"Seninle bu konuyu bir kez daha tartışmayacağım Yunho." dedi ses tonunu sakin tutmaya çalışırken, "Her şeyi anlattım, senden hiçbir şey saklamadım. Ne olduğunu biliyorsun. Hâlâ beni bununla vurmaya çalışmana tahammül edemiyorum artık."

"Hiçbir şeyime tahammül edemediğini her gece mesaiye kalmandan anlıyorum zaten." dedi Yunho sonunda arkasına dönüp ona bakarken, "Ne çalışkan bir elemansın öyle? Patronun sana terfi vermeli."

Mingi öfkeyle güldü. "Geleceğimizi garanti altına almaya çalıştığım için çok özür dilerim."

"Ben de aynı şey için çalışıyorum!" diye bağırdı genç adam aniden hiddetlenerek, "Ne kadar zaman oldu eve geldiğimde burada olduğunu göreli? Ya da hiç evde, birlikte geçireceğimiz vakitte çalıştığımı gördün mü? Bıktım artık." dedi Mingi'ye doğru bir iki adım atarken, "Katlanamıyorum."

İLK VE SON, yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin