BERK'İN AĞZINDAN ;
Oturduğum bankta elimi cebime atıp kulaklıklarımı çıkarttım. Vakit yine dünyadan soyutlanma vaktiydi. Her zaman dinlediğim müziği açıp gözlerimi kapattım. Onun gülüşü, konuşması, bakışları. Her şeyi beni deli ediyordu ama onun çevresi bana göre değildi. Esen rüzgarla beraber gözlerimi açtım ve tekrar onu düşünmeye başladım. Tam o anda ileriden gelen bir grup kızın içinde onu gördüm ve müziği durdurdum ama kulaklıklar hala kulağımda duruyordu. Arkadaşının dediği şeye gülerken önüne dönüp birden ciddileşti. Sanki birinin onu izlediğini hissetmiş gibi gözlerini etrafında gezdirdi ve sonunda gözleri üzerimde durdu .yürürken yanıma yaklaşıp alayla gülerek " Ne o yine mi, aynı şarkı " diyip arkadaşlarıyla yürüyüp önümden geçti. Hayır dedim içimden. Bu sefer sen çalisiyorsun ve hiç bitmiyeceksin.
2. BÖLÜM
Berk'in ağzından ;
Okulda her zamanki yerime giderken duyduğum sesler durmama neden oldu. Bu ses Eylül ' ündü ve Tekin'le konuşuyordu. "Saçmalama Tekin ona karşı birşey hissetmiyorum. Görmüyor musun onu hep dışlıyorum. Zengin olması onun bizim grubumuza dahil olacağı anlamına gelmez. Hem ben seni seviyorum bunu biliyorsun demi? " Tamam haklısın galiba. Şimdi benim bir işim var güzelim sen sınıfa git ben gelirim. " " Tamam " Beni görmemeleri için hemen tuvalete girdim .Duyduğum adım seslerinden sonra tuvaletten çıktım ve etrafıma baktım. Tekin merdivenlerden aşağı iniyordu. Eylül yoktu yanında, hep gittiğim yere doğru yürüdüm .Kapının açık olduğunu görünce hep alanıma izinsiz gireni göreceğim için heyecanlandım. " Evet bakalım benim alanıma kim giri - - " kapıyı açtığımda gördüğüm manzara beni şoka uğrattı. Sessizce onu izliyordum. Hırkamı koklayıp yerine koydu ve " Lanet olsun neden boylesin berk? Belki böyle olmasan birlikte takılabilirdik ama sen çok değişiksin. Offf. .." arkasını dönüp beni gördüğünde, aynı az önce duyduklarımla şoka girdiğim gibi oda şoka girdi. " Ber - Berk, se - senin ne işin var burada? " Kekeleyerek konuşurken bana bakıyordu. " Ne zaman geldin buraya? " Dediklerini duydum diye telaşlıydı. Bu hali çok tatlıydı. Hemen kendimi toplayıp " Burası benim alanım, yeni geldim ve senin burada ne işin var? " Son soruyu sertçe söylemiştim. Bu ani tepkim karşısında şaşırsada kendini toplayıp " Ne işim olacak be ben sadece kütüphaneye gidicektim. Ceketimi arıyordum. Galiba dalgınlıktan buraya girmişim. Özür dilerim " Yanımdan geçip kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açarken sesli bir şekilde " ohh " dediğini duydum. Şaşkın kız daha ceketi üstünde neyi arıyordu. Kapıyı kapatınca kendimi koltuğa attım ve biraz dinlendim .Zil sesini duyunca kalktım ve sınıfa doğru yürüdüm. Kolidorda herkez bana bakıp fısıldaşıyordu. Hadi ama bu evreyi 2 yıl önce geçmiştik. Umursamayıp sınıftan içeri girdim. Sırama doğru yürürken peşimden eylül sınıfa girdi ve tekin ' in yanına yürüdü. Yürürken bana baktı. Çok tedirgin görünüyordu. Tekin ' in yanına oturdu ve ona birşeyler söyledi. Tekin kafasını onaylar bir biçimde salladı. Eylül arkasına neşeyle yaslanırken hoca içeri girdi. Dersin ortalarına doğru Tekin ayağa kalkıp hocanın yanına gitti. Hocaya dedigi şeyler sonunda hocanın bakışları bana döndü. Tekin sınıfa dönüp gülerek " Arkadaşlar, herkez eşyalarına baksın malum sınıfımızda bir hırsız olunca temkinli davranmak lazım " sınıfta kıkırdamalar başlayınca etrafıma baktım. Gözlerim Eylüle takıldı. Başını eğmiş gözünden akan yaşı siliyordu. Tekin ' e baktığımda ise bana doğru geliyordu. Sıramın dibine gelip " Eeee berk bey ' cigim cikar bilekligi derken elini uzatmıştı. " Ne bilekligi? " Dedim Tekin ' e bakarken. " bileklik hani varya benim Eylül ' e aldığım seninde çaldığın bileklik, şimdi duygu sömürüsü..." Sinirden masayı iterek ayağa kalktım. Tekin ani tepkimden dolayı birkaç adım gerilemişti. Hoca ve sınıfta gülenler susunca konuşmaya başladım. " Senin sevgilin bilekligini nerede düsürdüyse gidip baksın. Hem ne malum belki yatağında düşürmüştür. Malum Eylül alışkındır oralara " Son söylediğim cümlelerin benim agzımdan çıktığına inanamamıştım. Sınıftan çıkan " Oooo"lama ve Tekin'in " Sen ne diyorsun lan " diye benim üzerime yürümesi beni kendime getirdi. O sırada ne zaman geldiğini anlamadığım Eylül Tekin'i tutup kendine doğru çekti ve " Tekin boşver bırak ya, değmez. " Dedi ve çıkıp gittiler. Demek öyle... Sınıftan dışarı çıkınca kolidorda herkes bana bakarak fısıldaşıyorlardı.3. BÖLÜM = BİLEKLİK
Eve gidip bilgisayarın başına oturdum. Bakalım bu bileklik nasıl birşeymiş? Eylül'ün resimlerinden dedigi bilekligi buldum. Hemen hemen bütün resimlerinde bu bilekligi takmıştı. Galiba dediği bileklikti bu. Resmini çıkartıp odamdan dışarı çıktım. Fatma abla'nın yani evimizin baş hizmetcisi "Berk bey yemek hazır" dediğinde 'Aç değilim dışarıda işim var' dedim ve arabama doğru yürüdüm. Kapısını açıp bindim ve son gaz gideceğim yere doğru sürdüm. 5dk sonra istediğim yere geldiğimde çıkardığım fotoğrafı alıp arabadan indim. İçeri girip Okan Bey'in masasına doğru yürüdüm. Okan Bey beni görüp ayağa kalktı " Hosgeldiniz Berk Bey " diyip 'Hosbulduk' diyip bana gösterdiği koltuğa oturdum. Eylul'ün resmini ona doğru uzatıp ' bu resimdeku bilekligin aynısını yapmanızı istiyorum. Hemen bu akşam almak istiyorum' . " Ama berk Bey bunu yapmamız imkansız, bu en az 2 gün içinde yapılır". ' 3 saat sonra görüşmek üzere Okan Bey ' diyip kuyumcudan çıktım.
3 SAAT SONRA ;
Telefonumun saatine baktığımda 3 saatin dolduğuna karar verip arabadan indim. Umarım yapmışlardır yoksa kötü şeyler olabilir. Kuyumcudan içeri girdim Okan Bey'in elindeki kutudan bilekligi yaptığını anladım. Sesli bir şekilde ' 3 saat içinde bir imkansızı başardınız ' diyip alaylı bir şekilde güldüm. Sobra elindeki kutuyu alıp borcum ne kadar diye sordum bana söylediği rakamla parayı verdim ve ' Teşekkürler Okan Bey ' diyip kuyumcudan çıktım. Eve doğru yöneldim eve gittiğimde aldığım bilekligi çıkarıp bir göz attım ve yavaşca adımlarla yatağıma doğru yöneldim. Yatağıma uzandığımda yarın Eylül'ün yüz ifadesinin girecegi şekli düşünerek uyudum.