Yolda yürüyordum. Her zman ki gibi siyah salaş t shirtum, jean pantalonum, dağınık saçlarımla karşıdan karşıya geçerkn arkamdan birinin AMAN TANRIM NEYDİ O dediğini duyar gibi oldum. Arkama bakmamla önümde birinin yığıldığını gördüm ne olduğuna dair en ufak bir fikrm yoktu. Etrafıma baktığımda yaşlı, kokoş ellerinde hiç ayırmadıkları süslük gibi kullandıkları köpekleriyle birlikte kaçıyorlardı. Önüme döndüm ve az önce yığılan kız yok olmuştu. Çevrede bi sessizlik oluşmuştu ne olduğunu anlamamıştım. Ama o tren sesleri, insanların bağrısları ciğrışları hic bisey yoktu. O kadar rahattım ki ama ne oluyordu böyle kafamda farklı farklı çesit çesit sorular oluşmustu. Neydi şimdi bu? Yürümeye devam ettim. Bi iki adım attıktan sonra karşıda ki market gibu gözüken ama içi boş bir yerden ekmek,peynir,su v.s şeyler aldım ve ormana doğru yol aldım. Hemen hemen kırk beş dakika sonra sessiz insanlardan uzak bi yer bulmuştum. Ben en çok insanların olmadığı yerleri seviyorum nedense onlarla bi yerde olunca hani köpeğin yanında kendini iyi hissetmeyen kedi modeli vardır ya onun gibi oluyordm. Bir ağacın altına oturdum. Cıvıl cıvıl öten kuş sesleri beni öyle güzel hayallere götürüyordu ki kendimden geçiyordum. Telefonumu cebimden çıkardım. Bir de baktım ki telefonum kapanmış. Telefonumu açtım ve 15 tane cevapsz arama, 38 tane mesaj vardı. Cevapsiz aramalara bi bakim dedim ve hepsi de Jack'den di. Aralarda annemin ismini de görmüş olabilirim. Mesajlara hiç bakmadan telefonu arka cebime koydum. Hava da bayağı kararmıştı. Marketten aldığım şeyleri yemeyi düşünmemistm hic. Artık annemi daha fazla meraklandirmadan eve donsem iyi olucaktı. Kendimi toparladım ve oturduğum agaç golgesinden kalktım. Ne yavaş ne ağır adımlarla evin yolunu tuttum.ormandan çıkmıştım. Şehir merkezine geldim ve yolda Mary ve onun ikiz kardeşi George'yi gördüm. Mary bana hemen sert bir çıkıs yaptı
+Sen nerelerdesin küçük hanım?!
-Biraz oraman gitmiştim. Temiz hava aldım ve eve dönüyorum dedim.
+Jack seni ne kadar çok aramış ayrıca mesaj da atmış neden ona dönmedin diye bağırdı.
Bende onu hiç takmaksızın eve doğru yürümeye devam ettim. Mary aslında çok iyi bir kız ama her şeye atlıyo. Ve bu benim sinirimi bozuyo. Ona ne ki benim hayatımdan bence hakkı yok buna. Her neyse ben eve yaklaşmıştım. Bahcenin kapısını araladım. Salıncakta birinin oturduğunu gördüm. Beni görünce hemen kafasını kaldırdı o kişi Jack di.
+Biraz konuşabilir miyiz dedi. Kısık ve tedirgin sesiyle
-Yorgunum Jack daha sonra konuşalım.
+Peko nasıl istersen dedi. Ve ben ağır adımlarla evin kapısına yöneldim. Sessizce kapıyı açmayı planlıyordum. Ne yazık ki elim ayağıma dolandı ve anahtar yere düstu bunun sesini duyan annem kapıyı açtı.
+ Sen bu saate kadar nerelerdesin ne yapıyorsun sen aradım açmadım meraktan öldüm. Dedi kızgın haliyle.
-Anne... Lafımı tamamlamadan içeri gir öyle konusuca dedi. Eve girdim kapıyı hemen kapattı babam her zmanki köşesinde oturuyo elinde sigarası bacak bacak üstüne atmış beni bekliyorlardı sanırım. Bi kaç dakika bakıştık. Annem bişi sölicekti ki
-Yorgunum bayan maria odama çıkabilir miyim dedim.
+ Kaçamazsın küçük hanım dinlen sabah konuşucaz dedi. Bende hızlı adımlarla odama doğru yürüdüm. Kapımı açtım ve kendimi yatakta buldum. En çok odamda rahat edebiliyordum. Babamdan ve bayan Maria dan ona anne lafını hiç yakıştıramıyorum. Nedense hiç gelmiyo içimden. Elim telefonuma gitti daha önceden atılan mesajlara bakmak istedim. Yarısından çoğu zaten Jack' dendi. Düşündüm de jack bu akşam kendinde değil miydi acaba her zman kendi dediği olmasıni isteyen jack bu gece sadece sen bilirsin laflarıyla yetindi neler oluyordu? Kafam allak bullak olmuştu. Zaten bugünde o kızın önümde yığılması ve ardından kaybolması, bağrışlar, Jack'in üstelememesi. Neler olduğunu bilmiyordum. Biraz uyusam iyi olucaktı sanki. Kafamı toparlamalıydım. Gözlerimi açtım sabah olmuştu. Bayan maria'nın sesini duyar gibi oldum.
+Sally hadi kalk kahvaltı hazır. Ne bana kahvaltı mı hazrlamıstı. Ne yani ben kendimi bildim bileli kahvaltı hazırlamazdı hele ki ben babam işte olduğu zman.
- Tamam geliyorum. Diyerek geçistirdim. Banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım. Ve kahvaltıya indim. Küçük kız kardeşim Amly de beni bekliyordu. Masaya oturdum. Telefonum çaldı bi anda kapattım arayan Mary'di. Hızlı hızlı yemeyi seçtim. Masadan kalktım. Odama geçtim ve Mary'i aradım.
-Noldu bi sorun mu var ? Dedim.
+Bugun çarsya cikalim mi? dedi.
-Aslında hiç fena olmaz. Zaten kendimi iyi hissetmiyorum. İyi olur dedim.
+Tamam o zman yarım saate hazır ol kapıda bekletme beni.
Tamam diyip telefonu kapattım. Dolabımdan bi kaç parça biseyi ustume gecirip odadan çiktim. Bayan maria da aşağıdaydı.
+Bayan maria ben çıkıyorum dedim.
-Fazla gec kalma olur mu dedi.
Nasıl ya bana izin vermeyen kadın nasıl olurda hemen izin verdi oysa ki kimle cıktığımı da söylemedim. Bağcıklarımı bağladım. Ve askılıkta duran ceketimi aldım cıktım evden. Mary beni kapıda bekliyordu. Selamlaştık ve yürümeye başladık. Konuşarak yürürken arkamdan bi şeyin beni ısırdığını hissettim ve...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE İNSANLARA İNANDIK..
Diversosarkadaslar bu kitap benim ilk denemem ee haliyle benim de yanlislarim var. yorumlarinizi bekliyorum. :D