2

6 2 4
                                    

       Yavaş yavaş otobüs durağına yürümeye başladım. Hava beklediğimden biraz daha soğuktu. Bir an ürperir gibi oldum. Yol ıssız ve bi o kadar da sessizdi.
       Gece gördüğüm rüya aklıma geldi. Acaba o kapının ardında ne vardı, daha doğrusu neler vardı. Her neyse "sadece bir rüyaydı"deyip yoluma devam ettim. Durağa geldim ve beklemeye başladım. Otobüsün ileriden geldiğini görebiliyordum.
Tamda zamanından gelmiştim. Otobüse biner binmez otobüs aniden hızlanmaya başladı. Dengemi kaybedip tam düşecekken
bir çocuk beni belimden tutup düşme mi engelledi. Hemen kendimi geriye çekip üstümü başımı düzelttim. Çocuğa dönerek;
"gerek yoktu"deyip gördüğüm ilk Bos koltuğa oturdum. Ve içimden; "ah ahmak Selin neden ayağın takılır ki sonra soluğu başka erkeğin kolunda alırsın böyle" Her neyse bunu düşünmemeli ve yoluma bakmalıydım .
       Otobüse bineli 10 dakika olmuştu. Camdan bakınca okulu görebiliyordum. Otobüs durdu ve herkes sırayla inmeye başladı. Bende inip okuluma doğru yürüdüm. Koridorlardan geçip sınıfıma girdim. Arkadaşım Duygu'yu görüp hemen yanına gittim.
"Selam günaydın Duygu"
"Günaydın Selin naber?"
"Her zaman ki gibi klasik işte senden naber?"
"İyiyim bende, biliyor musun? Sınıfa yeni biri geliyormuş"
"kız, erkek?"
"erkek"
son olarak "beni erkekler alakadar etmez, hadi kantine gidelim"dedim. Duygu'nun kolunu çekiştirerek kapıdan çıktık.
       Duygu'yu çekiştirerek kantine götürürken önümü görmüyordum ve aniden birisine çarptım. Duygu'nun kolunu bırakıp çarptığım kişiye baktım işte yine o otobüsteki çocuktu çarpmama rağmen hic sesini çıkarmadı.  Bu benim ikinci hatam oluyordu otobüste özür dilemedim ama şimdi özür dileyecektim. Başımı kaldırdım ve;

"özür dilerim bu benim ikinci hatamdı"
deyip çocuktan cevap gelmesini bekledim. Sanırım biraz dalgın gibiydi.

"sorun değil"dedi ve dalgın bir şekilde gitti.

       Bende umursamayıp Duygu'yu bile beklemeden kantine yürümeye başladım. 'Canı zaten gelmek istemiyordu' dedim içimden ve merdivenlerden çıkıp kantine sıraya girdim. Sıra gelince su alıp geri sınıfa dönmek için yola koyuldum. Sınıfın kapısına vardığımda o çocukla Duygu'nun sohbet ettiğini gördüm. Yanlarına uğramadan kendi sırama geçtim.
      
       Dersin başlamasına daha 10 dakika vardı. Bende 'boş durmak yerine yarım bıraktığım Romanımın devamını yazayım' dedim içten içe sonra aniden yanıma biri oturdu. Romanımı yazarken birisinin rahatsız etmesi kadar sinir bozucu birşey yoktu. Döndüm baktım yanıma oturan kişi Duygu'ydu yine noldu Duygu dedim yüksek sesle!

"özür dilerim Selin"

"Roman yazarken rahatsız edilmesinden hiç hoşlanmam Duygu bilmiyor musun?"

"unutmuşum Selin ben gerçekten çok özür dilerim"

"o çocukla konuşmaya, kaynaşmaya başladığında beri mi unuttun Duygu"

"hayır Selin ne saçmalıyorsun tabiki öyle birşey yok biz sadece konuşuyorduk"

"konuşmaya devam etseydin Duygu niye geldin ki?"

Sustu.

       Yanımda sessiz bir şekil oturmaya devam etti söylediğim söz ağır gelmiş olsa da hak ediyordu. Bir erkek için beni satacağını bile düşünmüştüm. Düşünmemek elde değildi. Arkamdan kantine gelmek yerine gitmiş onunla sınıfa üstüne üstlük sohbet etmişler. O sohbet yetmiyormuş gibi gelip Roman yazarken rahatsız etmesi ayrı bir şeydi.
'Oldu ve bitti işte' dedim içimden.
     

      
       

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 20, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SESSİZLİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin