Koşmaya devam ediyordum. Durmadan koşuyordum. Girintili çıkıntılı zeminde bir taşa takıldım tökezledim ve iki metre ilerleyemeden kendimi yerde buldum.
-Elis
Yerden kalkarken sesin geldiği yeri bulmaya çalıştım.
-Elis uyanmalısın.
Sesin geldiği yönü belirleyemiyordum. Çevremi saran karanlık sanki sesi duymamı, sesin nerden geldiğini anlamamı engellemeye çalışıyordu. Karanlık bir anda sarsılmaya bir yapbozun parçalarıymış gibi dağılmaya başladı. Dağılan parçaların arasından beyazın en ağır tonlarından ışık hüzmeleri süzülüyordu. Işığın yansıdığı bir boşlukta ince bir beden belirdi. Karanlık etrafını çevrelemişti. Kolunu bana doğru uzattı.
-Elis bize yardım et.
Şaşırtıcı derecede bana benzeyen kıza döndüm. Aramızdaki fark teninin solgun bir renkte olmasıydı. Gözlerimi aniden açtım ve odama hakim olan karanlıkla karşılaştım. Haftalardır gördüğüm rğyamdaki karanlığı andırıyordu. Yatakta doğruldum. Bu rüyayı her uykuya daldığımda görüyordum uyandığımdaysa bütün duygulardan yoksun hissiz bir şekilde uyanıyordum. Mutfağa gidip kendime bir bardak su doldurdum. Suyu içerken gözlerim duvar saatine takıldı saat daha 4'e geliyordu. Elimdeki bardağı tezgaha bırakıp odama geri döndüm . Yatağıma oturdum şu an için yapabileceğim tek şeyin uyumak olduğuna karar verdim ve yorganımın içine girdim
*****************************************
Gözlerimi çalar saat eşliğinde açtım ve kendimi yeni bir okul gününe hazırlamak için banyoya doğru ilerlemeye başladım. Mutfaktan sesler geldiğine göre annem kalkmış olmalıydı. Babam zaten erkenden çıkardı. Banyoya girdim ilk önce yüzümü yıkadım sonra da şaçlarımı salık bir örgü yaptım fazla makyaj yapmayı sevmediğimden maskarayla yetindim. Geri odama dönüp okul ünüformalarını üstüme geçirdim çantamı da alıp odadan çıktım.
-Elis kahvaltı yapmadan mı gidiyorsun?
Annem mutfak kapısından belirmişti ona dönüp.
+"Geç kalıyorum" dedim.
Kapıya döndüm, kapıyı açıp dışarı çıktım. Annem arkada kalmıştı arabanın yanında onu beklemeye başladım. Çok geçmeden gelmişti arabaya bindim ve annem okula doğru sürmeye başladı. Okula gelene kadar hiç konuşmamıştık. Arabadan çıkarken.
-Akşam eve gelmeyeceğim, bu gün iş için şehir dışına çıkmam lazım. Dolapta yemek var.
+Tamam.
Arabanın kapısını kapattım okula doğru ilerlemeye başladım. Sınıfa geçtim sırama yöneldim ve öğretmeni beklemeye başladım.
Bütün gün aynı sıradanlığıyla geçmişti. Dersi kaynatmaya çalışan haylazlar, egoları tavan yapmış insan parçaları, tek bildiği öğrencileri azarlamak olan öğretmenler,gün boyunca yanınızda olup dedikodu yapan bir sözde en yakın arkadaş...
Okulun kapısında oturmuş bekliyordum ve neyi beklediğim konusunda hiç bir fikrim yoktu. Annem gelmeyecekti randevulaştığım biri de yoktu .Bu yüzden beklemeyi bırakıp eve gitmeye karar verdim. Cebimde beş kuruş bile olmadığına göre yürümekten başka seçeneğim yoktu. Birden çarptığım bedenle dengemi kaybedip yere düştüm.
-Seni bu kadar dikkatsizliğe iten düşünceyi merak ediyorum.
Kafamı kaldırınca bana elini uzatmış olan Jeff ile karşılaştım. Elini tutup bana yardım etmesine izin verdim.
+Aslında bir şey düşündüğümün bile farkında değildim.
Sevimli olduğunu düşündüğüm gülemsemeyle ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rosera
FantasySönmüş umut ışıltıları,hayal kırıklarıyla ağırlaşan günler,gri tonlarında bir yaşantıya sahiptim.Çevremdeki insanlara göre somurtkan,içine kapanık,sosyal hayatı olmayan biriydim.Hatta bazılarına göre ezik… Kendimi değiştirmek istedim,en baştan ba...