'La' notasından 440 hz frekansla bir ses geldi kulağıma. Bir bebekti bu, belki de hayatta olduğunu belli etmek için ağlıyordu, belki de niye böyle bir yere geldiğini düşünerek.
Ya sevinç gözyaşlarıydı bunlar, ya hüzün. Ya sevin diyordu ruhu ona, ya üzül.
Fazla geçmeden bir sürü insan onunla ilgilenmeye başladı. Kıskandım onu çünkü sürekli benimle ilgilenen kadının tek derdi, kollarından inmeyen o küçük insandı.
O an fark etmiştim onun başıma bela olacağını derken, yanıma o kadının kocası geldi ve dedi;
- Niye kardeşini uzaktan izliyorsun, yanına gitsene.
Soğuk kanlılığımla yatağın yanına gittim. Kadın ;
- Bak Berk, kardeşin. Nasıl da tatlı değil mi? dedi.