𝐉𝐮𝐧𝐠𝐤𝐨𝐨𝐤
Arkamdaki yeojuna dil çıkartarak eve doğru koşuyordum. Kardeşim yeojun ile kütüphaneden dönerken onun bilgisayarını bozduğumu ağzımdan kaçırmamla beni kovalamaya başlamıştı. Bahçe kapısını açıp içeriye koştum ve kapıyı çalmaya (yumruklamaya) başladım. Kapı hızla açılınca arkamda bahçe kapısından içeriye girmiş bana doğru koşan yeojuna dil çıkartıp içeriye doğru koştum. Yeojun arkamdan bağırırken gülerek salona girdim. Kapının önünde koltukta oturan babamı görmemle gülümsemem soldu.
Genelde bu saatte evde olmazdı eve gece gelirdi ve beni döverdi. Bu yüzden tedirgin oldum salonda bana bakan yabancı bir taş görünce tekrar duraksadım ve ardından eğilerek selam verdim. O sırada yeoujun koşarak ve bağırarak eve girmişti. Benim duraksadığımı görünce durdu ve kapının pervazından salondan içeriye doğru baktı. Babamın buz gibi soğuk sesini duyunca dikkatimi ona verdim.
"Jungkook oğlum sen gel otur şöyle yeojun sen de odana çık yavrum" babamın asla samimi gelmeyen ama samimi gibi davranan sesini duyunca yeojuna bakıştık. Yeojun babama kafasını sallayarak sırtımdaki çantamı aldı ve bana gülümseyerek odasına çıktı. Yeojun ve ben ne kadar kavga etsek de bibirimiz çok seviyorduk.
Adamın yanındaki boşluğa oturup karşımdaki babama merakla baktım. Hem merak hem de endişelenirken babam konuştu. Babam beni biraz inceledikten sonra adama döndü.
"Kabul ediyorum" kaşlarımı çatarak babama baktım.
"Onunla gidiyorsun" şokla gözlerim açıldı ben donup kalmışken yanımdaki adam ayağa kalktı ve bana baktı "beş dakikan var alacağın şeyleri al ve ailenle vedalaş" sinirle ona döndüm "ne diyorsun sen ya " babama döndüm " baba ne diyo bu adam" babam kolumu tuttu ve beni mutfağa doğru sürükledi mutfağa girer girmez beni duvar yapıştırdı "o ne derse yapacaksın çünkü seni sattım bu yüzden o ne derse yapacaksın git eşyalarını topla " beni ittirdi hızla odama gidip kapıda bizi dinleyen yeojuna sarıldım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Birkaç dakika öyle kalınca ayrılıp yeojuna baktım o da ağlıyordu. Yanağını öpüp arkamı döndüm ve çantamdan telefonumu alarak cebime koydum. Alcak başka birşeyim olmadığı için kapıya adımladım.
Babamın yüzüne bile bakmadan arabada beni bekleyen adama doğru istemeye istemeye gittim ve arka koltuğa adamın yanına oturdum. Dışarıya baktığımda ağlayan yeojuna dil çıkarttım. Bekli onu birdaha asla göremicektim bu düşünce beni bitirirken araba hareket etmeye başladı. Yanımdaki adama baktığımda o da beni izliyordu. Kafamı çevirip ağlayarak yolu izlemeye başladım.
Bu lanet hayatımda güzel giden tek şey kardeşim yeojun ve yakın arkadaşlarımdı onları kendimden çok seviyordum ama şimdi onlar da gitmişti. Babamı hiçbir zaman sevmedim 14 yaşımdan beri bana şiddet uyguluyordu nedenini ise bilmiyordum ama bildiğim tek şey ondan nefret ettiğimdi.
Şu an ise bilmediğim tanımadığım bir insanın evine gidiyordum. Belki o da babam gibi bana şiddet uygulayacaktı belki daha kötüsü...
💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕
Arkadaşlar bu bölümü düzenledim. Jungkookun annesi yok bu arada zaten sonraki bölümlerde açıklayacağım
YOU ARE READING
Sinir Hastası TAEKOOK
FanfictionKalp hastası olan Jungkook bir gün babası tarafından sinir hastası bir mafyaya satılır. Bu mafyayı sakinleştiren tek şey jungkooktur