<flashback>
"Daha iyi misin?" diye sordu Kerem elindeki karton bardağı bana uzatırken. Teşekkür ederken göz teması kuruyor olmak isterdim ama az önceki halimden son derece utandığım için, yapamamıştım. "İyiyim," diyebildim sadece. "Sana da dert oldum böyle."
"Öyle düşünme." Kayalara takılmamaya dikkat ederek yanıma yerleşti ve başını bana doğru çevirdi. Ona doğru bakmıyordum ama, yine de hissedebiliyordum. "Ne olduğunu sorarsam ileri gidecekmişim gibi geliyor ama yine de... Yardımcı olabileceğim bir şeyse bana anlatabilirsin, Beste. Ve aramızda kalır."
Son cümlesiyle ona doğru döndüm ve gözlerimizi, nihayet, buluşturdum. Oğulcan'dan bahsediyordu. Oğulcan'a söyleyemediğin bir şey bile olsa benden yardım alabilirsin, demekti bu. Tanımadığın birine göstermek için fazla büyük bir kibarlık olduğunu kabul etmeliydim.
"Konuşmak istemiyorum," dedim dürüstçe. "Sadece dinlenmek istiyorum. Çok yoruldum, Kerem." Gözlerimi etrafımızda öbeklenmiş insanlarda gezdirdim. Akşam saatlerinde Moda ayrı bir güzel oluyordu. Sevgililer, uzun zaman sonra birbirini bulmuş eski dostlar, kardeşler, evli çiftler... Ne ararsanız vardı. Huzurlu bir yerdi burası ama daha önce gelecek pek fırsatım olmamıştı, uzaktı da yaşadığım yere biraz. Tadını çıkarmak istiyordum, uzun zaman sonra huzurlu bir yerde olmanın zevkine sonuna kadar varmak.
Anlayışla karşılayacağını biliyordum ama yine de tepkisini ölçmek için yüzüne baktım. Gülümsüyordu, şefkat dolu bir gülümsemeydi bu. O an, Kerem'le kısa zamanda çok fazla kez bir araya gelmemize rağmen ona hiç dikkatli bakmadığımı fark etmiştim. Aslında kimseye dikkatli bakmıyordum, uzun süredir. Doruk'a karşı hissettiklerimdi sebebi.
Doruk, Oğuz ve ben bir peri masalının ana karakterleriydik sanki. Hayatımda başka hiçbir erkeğe ihtiyaç duymamıştım. En yakın arkadaşım ve aşık olduğum adam. İnsan başka ne isterdi?
Bunun ne kadar aptalca bir düşünce olduğunu anlamam oldukça uzun sürmüştü. Ama uyanmıştım, o rüya bir şekilde bitmişti ve ben uykuya küsmüştüm.
Tüm bunlara rağmen şu an yanımda öylece duran adam, bana sırtımı döndüğüm her şeyle barışabileceğimi fısıldıyordu.
"Tamam," dedi gözlerini denizin karanlığına çevirirken. "Bu gece sen ne yapmak istersen, öyle yaparız."
"Üstelemeyecek misin?" diye sorduğumda başını iki yana sallayarak karşılık vermişti. "Senin için buradayız. Benim değil, senin ne istediğin önemli." Üzerindeki hırkayı çıkarıp omuzlarıma bıraktı ve içeride kalan saçlarımı nazik dokunuşlarla dışarı çıkararak düzeltti.
Elleri halen saçlarımdayken kafamı kaldırarak bakışlarımızı buluşturdum. "Kerem..."
"Hm?"
"İyi ki varsın."
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ben senden vazgeçtim | kerem aktürkoğlu
Fanfic"Ben içimdeki kavgayı kaybettim, Kerem, ben senden vazgeçtim." kerem aktürkoğlu ff texting + düz yazı