Altından yapılmış işlemeli duvarlar kocaman sütunlar göz kamaştıran Elmaslı lambalar jungkook küçük ağzı Aralık biçimde terafina hayranca bakıyordu bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı jungkook ve jimine döndü"Burasi çok güzel"
Dedi hayranlıkla şuan ki hâli okadar tatlıydıki tıpkı küçük bir çocuk etrafına bakıyor ve dönüyordu en sonunda jimin
"Hadi gel haseok'un yanına gidelim mutfakta çalışır o"
Diyip çocuğun ince kolunu tutup koca salondan sağ kolidora saptı sonunda mutfağa girdiklerinde tekrardan hayranlık duygusu etrafını sardı jungkook un, hiçbir zaman burayı göreceğini düşünmemişti çünkü, yanına koyu kahve saçları ile yüzünden gülüşü eksik olmayan jiminin kuzeni gelmişti
"Hey, tipsiz sen mi geldin yine?"
Dedi jimine şakalı bir tonda hitap ederek
"Lütfen hyung nerem tipsiz hem bak kimi getirdim en yakın arkadaşım Junkook, jungkook buda kuzenim hoseok"
Jungkooku işaret ederek, jungkook heycanla yerinde kıpırdandı ayaklarını birbirine döndürdü ellerini ise birleştirdi tatlı bir tonda
"Merhaba"
Dedi gözlerini göremiyordu haseok, merakla başını eğdi o parlak ve güzel gözlerle karşılaşınca
"Vay canına lütfen yüzünü aç"
Dedi rica eder bir tonda jungkook, kimseyi kıramıyordu hafifçe başını kaldırıp gözgöze geldi ve güzel bir tebessümle hoseoka baktı
"Memnun oldum jungkook, jimin sürekli senden bahsediyordu, peki şapka neden takıyorsun?"
Jungkook kimseyle konuşmayan biriydi etraftaki herkes onun bir ucube olduğunu düşünüyordu birkaç kişi dışında ilk defa biri soruyordu ona kalbi korkmuş bir şekilde atmaya başlamıştı
"Ben...
Sesizlesti ortam jimin gerginliği almak için jungkooka yönelip
"Merak etme o senin güzel saçlarınla yargılamaz"
Sesizce kulağına söyledi bunu jungkook hala tedirgin bir şekilde güzel gülüşü adama baktı dudaklarını birbirine yasladı ve küçük ellerini sapkasina atıp güzelim mor saçlarını ortaya serdi hoseok şaşkınlık nidaları serperken ortaya jungkook korkuyla,
"Üzgünüm yani açtığım için belki- belki hoşunuza gitemyebil-
"Jungkook, saçların çok hoş neden sakliyorsunki"
Dedi küçük çocuğa nazaran sakin ve hayranlık dolu bir tonda jungkook aldığı iltifat karşısinda tombul yanakları kizarirken gözlerini yere çevirdi o fazla iltifat almazdı jimin dışında elleri hanboğuni sıktı heycanla
"Teşekkürler hyung"
Dedi hala bakışları yerdeyken hoseok bir kahkaha attı
"Tanrım!? Cidden çok tatlısın sen"
Saçlarını karıştırdı hoseok eline gelen yumuşaklık ile dahada hayranlık duydu
"Gelin size özel çayımdan vereyim"
Diyip onları küçük bir masa ve dört sandalyeli bir yere oturttu ve onlara çayları getirdi, birlikte sohbet ediyorlardı jungkook mutlu hissediyordu ilk defa jimin dışında biri ile sohbet ediyor daha doğrusu *çalışıyordu* denilen şeylere gülümsüyor bazen kısa cevaplar veriyordu bazense utanıp başını yere eğiyordu.
"Jimin acaba lavabo ne tarafta"
"Gel götüreyim"
Dedi jimin ama başını hızla iki yana salladı rahatsız etemek istemiyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLEUR MAUVE | TaeKook
FanfictionMor saçlarını ailesi yüzünden kapatmaya çalışan jungkook kötü ve gaddar kralı Taehyung'a yanlışlıkla görünür..........