Mavi Gözler

40 2 0
                                    

Başak Gürsoy. İstanbulun en zengin ailelerinden biri olan Nazan ve Burak Gürsoy çiftinin bitanecik kızı. Birde abisi var tabi. Doğukan. Hayatını adadıği abisi. Hayalleri ve hayatı darma dağın olan bir kız Başak.

*****

Yine bağırış çağırışlarla uyandım bu sabah. Ama şimdiki gürültü farklıydı. Yataktan fırladım bir anda. Gözlerimin ağlamaktan şiştiğini hissettim. 1 haftadır böyleydi oysaki. Koşarak annemle babamın seslerinin geldiği solana indim. Annem ağlayarak bağırıyordu. Beni görmelerini istemedim. Sessizce dinlemeye başladım. Annem babamın onu aldattığını düşünüyordu. Tabiki bunu bana anlatacak değildi. Teyzemle gizlice konuşurlarken duymuştum ama asla babama böyle bir ihtimal vermiyordum. Benim babam yapamazdı. Ama şu an duyduklarım tam tersiydi. Annem bağırmaya devam ediyordu. " Nasıl bunu yaparsın ? " acıyla hesap sormaya çalışıyordu. Oysa babamın umrunda bile değildi. Ah ! Benim babam hiçbir şeyi umursamazdı zaten. O da ne ? Babam anneme tokat attı. Sesini bukadar yükselmesi zoruna gitti sanırım ? O an içimde fırtınalar koptu sanki. Nasıl olduğunu anlamadığım bir anda merdivenlerden bir hızla indim ve babamı itmeye başladım. Şimdide ben hesap sormaya başladım .

" Bu duyduklarım doğrumu ? Nasıl yaptın bunu anneme ? O senin için herşeyi yaparken bunumu layık gördün ? "

Yüzümün yandığını hissettim. Sağlam bir tokattı bu. Beklemediğim. Gerçekten ömrüm boyunca Beklemediğim. Tanımadığım bi aşağılık kadın yüzünden 16 senedir ilk defa babamdan tokat mı yemiştim ? Bu gerçekten acıttı. Aynı anda abim indi yanımıza. Neler olduğunu anlaması biraz zaman aldı. Anladığında bizim gibi hafif sözler söyleyip hesap sormakla kalmadı. Daha sertti sözleri daha can yakıcı. Ama bizim yanan canımız kadar değildir heralde. Babam bir hışımla çıktı evden. Bende hızla yukarı çıktım. Hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Odaya girdim ve 1 haftadır neler olduğunu sorguladım. Abimin uyuşturucu kullandığını öğrendik. Yıkıldım. Çok çaresiz görünüyordu. Abim benim herşeyimdi. O bana o kadar yakın değildi ama gerçekten onun saniyelik mutluluğu için herşeyi yapabilirdim. Aramızda 4 yaş var. Daha sonra bu olaylar ve bir haftadır yaşanan kavga gürültü. Herşey üst üste gelmek zorunda mıydı ? Bunları düşünürken içeriye annem ve Doğukan geldi. Annemin yüzündeki ağlama gitmiş ve kararlılık gelmişti. Ciddi bir konuşma yapılacak gibi gelmişti. Annem ve abim karşıma oturdular.
" Başak, canım kızım bunları yaşamanı istemezdim " annem herşeye rağmen güçlü durmaya çalışıp hala beni düşünüyordu.
" Teyzenin yanına Ankara'ya gideceğiz. Abinle ikinizde benimle geleceksiniz. Sizi bu adamın yanına bırakamam. Hem abininde bizimle gelmesi onu her türlü kötü şeyden uzak tutacaktır. " en sonunda gözyaşlarına hakim olamadı.

" Biz her zaman senin yanındayız anne. Belkide bu hepimiz için daha iyi olur. " Doğukanla ikimiz aynı anda anneme sarıldık.

" Lütfen ağlama " dedi Doğukan. " Bunu o adama ödeteceğim " Abim onu bildim bileli hiç sevmezdi babamı. Uyuşturucu batağına düşmüştü ama bunuda atlatacaktık hep birlikte. Yani. Umarım.

İstanbul'dan ayrılmak çok zor olmazdı benim için. Ankara yeni bir başlangıç olabilirdi. Lise 2. sınıfın 2. dönemini orada başka bir lisede tamamlayacaktım . Nakil işlemlerimi ve oturacağımız evi teyzem halledecekti. Gerçekten gitmek ve bu şehire tekrar dönmemek istiyordum. Ve babamın yüzünü bir daha görmemek...

Akşamüstü uçakla yola çıktık. Ankara'nın Ocak'ta ve Şubat'ta çok soğuk olabileceğini tahmin edeceğimizden kalın kıyafetler aldık. Uçak yolculuğumuz sıkıcı geçmemişti. Ama korkuyla geçti. En azından benim için. Çünkü yükseklik korkum vardı ve bulutların arasında olduğumu bilmek ürkütücüydü. Neyseki kısa sürdü. İndiğimizde akşam olmuştu ve teyzem bizi karşıladı. Bugün teyzemlerde kalacaktık ve cumartesi pazar yeni evimiz için eşya bakacaktık. Teyzemin benimle yaşıt olan bir kızı vardı. Pek görüşmezdik ama çok severdim. Teyzem Selenle aynı okula gideceğimizi söyledi. Durumları gayet iyiydi. Bizimkisi kadar olmasada. Eniştemde babam gibi iş adamıydı. Bütün aile bizi sıcacık bir şefkatle karşıladı.

Güzel bir haftasonu geçirdik. Annemin kafası birazda olsa dağılmıştı. Selenle hemen birbirimize ısınmıştık. Ama abim.. Ara ara ufak çaplı sinir krizleri geçiriyordu. Çok sık terliyordu. Doğukan' ı böyle görmek çok canımı yakıyordu. Yeni eşyalar aldık ve haftaya cumartesi evi yerleştirecektik. Annem babamla şirkette ortaktı. Onun için para konusunda bir sıkıntımız yoktu. Haftasonu benim içinde okul forması aldık. Selenle beraber gidip gelecektik okula. Yarın başlayacaktı Ankara'da okul hayatım. Biraz burukluk ve biraz heyecanla Selen'in odasında uykuya daldım.

*

Sabah erkenden kalktım. Uyanmam gereken zamandan 2 saat önce uyanmıştım. Tekrar uyuyamayacağımı bildiğimden kahvaltı hazırlamaya başladım. İşim bittiğinde uyuyan herkesi uyandırdım. Benim canım kahvaltı yapmak istemiyordu. Onlar kahvaltı yaparken ben okula hazırlanmaya başladım. Okul kıyafetim beyaz lakos ve siyah kumaş pantolondu. Ben beyaz lakosumu giydim ve üstüne çok beğendiğim bir kazağımı giydim. Altına siyah kumaş yerine siyah dar paçamı giydim. Böyle daha iyiydi. Uzun sarı saçlarımın uçlarına hafif maşa yaptım. Beyaz tenimi ve mavi gözlerimi seviyordum. Beni doğal  gösteriyordu. Aynaya bakarken gülümsedim ve gamzelerimi ortaya çıkardım.
Eski okulumda beni çok güzel bulurlardı. Ama kendimi güzel bulmazdım. Aksine bazen itici bile olduğumu düşünürdüm. Sadece ten rengim ve gözlerim bana kendimi iyi hissettirirdi. Benim hazırlanmam bittiğinde Selen çoktan hazırdı.

" Hazırsan çıkalım artık " dedi sıcak bir gülümsemeyle. " Gerçekten güzel görünüyorsun. "

"Teşekkür ederim sende öylesin " dedim aynı şekilde gülümseyerek. Gerçekten güzeldi. Esmer ve Yeşil gözleri vardı. Benden biraz kısaydı. Kabul. Fiziği benimkisi kadar güzel değildi ama onu herşeyiyle benden daha güzel buldum. Hafif makyaj yapmış ve havalı bir dış görünümü vardı .

Sohbet ederek okula geldik . Ve yabancı gözleri üstümde hissediyordum. Umursamadan müdürün odasına gittim. Ve şansa bak ki Selen' le aynı sınıftaydım. Bu bana kendimi iyi hissetmemi sağladı. Selenin ısrarlarına rağmen bikaç teneffüs hariç sınıftan dışarı çıkmadım. Okulun bahçesindeki o büyük serseri grubun bakışları canımı sıkıyordu. Sınıfınımı sevmiştim. Güzel kızlar ve içlerinde art niyet göremediğim erkekler vardı. Ve beni selen sayesinde hemen içlerine almışlardı. İlk günüm çok güzel geçmişti. Yinede bir an önce okul çıkışını bekliyordum. Çünkü Selen bizim okulda olan grubun başı olan bir çocuktan hoşlanıyordu. Ama çocuk genelde okul çıkışlarında burada oluyormuş. Pek dikkatimi cekmedi ama yinede merak ediyordum.

Son ders Seleni bir hoca çağırdığı için çıkışta tek başıma dışarı çıktım ve bahçenin dışında onu beklemeye karar verdim. Tam çıkarken keskin masmavi bir çift göz bana bakıyordu. Ama aslında her kimsen umrumda degilsin ve yanlışlıkla göz göze geldik der gibi kafasını çevirdi. Az ilerdeki bizim okulun grubunun yanına gitti. Bende yavaş yavaş yürümeye devam ettim .

" Pişştt yeni kızzz " bana seslenildiğini anlayarak kafamı kaldırdığım o gruptakilerin bana seslendigini fark ettim. Ama biraz önceki çocuk kafasını bile kaldırmadan
" Sesinizi kesin" diye bağırdı ve herkes onun dediğini yaptı. Kızardığımı hissettim. Ve o çocuktan gözlerimi alamazken hızla yürüdüm. Birinin kolumu sertçe kavradığını hissettim. Arkamı döndüm ve yine o keskin mavi gözler...

GriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin