Multimedyada Oktay varr :)" Ne istiyorsun ? " dedim bağırarak. Yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. Hem bizi takip ediyor hem de şaşırıyor.
"Bir dakka. Ben sizin için gelmedim. " hemen kendini topladı içeriye girip kolumu tutup
"İstersen senin içinde gelirim güzelim " deyip sapıkça sırıttı. Ona sağlam bir tokat attım. Bu cesaret neyin nesiydi ?"Bana sakın bir daha bunu yapma. " dedi gözlerini öfke bürümüş aynı anda boğazımı sıkar bir halde. Korktum çok korktum. Neyseki o sırada Selen ayırdı bizi.
" Doğukan nerde ? " dedi sinirle sorarak. Aynı anda çok şaşırmıştım bende." Abimden ne istiyorsun pis sapık ! " dedim içimdeki korkuyu bastırarak.
" sakın ama sakın abime dokunma.""Demek Doğukan senin abin " dedi pis pis sırıtarak. " Bu iş daha eğlenceli bir hal almaya başladı güzelim. Abine söyle beni bulsun. Seninlede daha işim bitmedi." Dedi ve göz kırptı. Lanet olasıca uğraşacak başka insan mı kalmadı ? Neden hep ben ?
" Sana abimden uzak dur dedim. Benimlede işin falan yok"
" Sinirlenince daha bir tatlı oluyorsun. Ama şuan seninle bir işim yok. Abime söylediklerimi ilet. Merak etme gidiyorum zaten ama daha sonra görüşeceğiz. " dedi ve hızla çıktı.
Bir anda içim korkuyla doldu. Abim benim her şeyim. Ona asla zarar gelmesine izin veremem. Canım pahasına olsa bile. Sessizce odaya çekildim. Bu yaşadıklarım ilk günden çok fazla geldi. Uyumak ve bu ağır baş ağrısını dindirmek istiyorum. Hemen yatağa girdim ve sabah erkenden kalktığım için hemen uykuya daldım.
****
Akşam olmadan uyumuştum. Çok uyuduğum için yine erken kalktım. Doğukana baktım içeride uyuyordu. Onun için çok korkuyordum. Kalktım ve wattpadden kitap okudum. 1 saat aralıksız kitap okuduktan sonra Selen' i uyandırdım. Birlikte kahvaltı yapıp hazırlandık. Kıyafetlerimizi giydik evden çıktık. Bugün içten içe dua ediyorum kötü bir şey olmaması için. O çocuktan çok korkuyorum ama asla belli etmiyorum. Benim için en iyisi böyle davranmak. Ondan korktuğumu anlamamalı. Hem zaten okula gelmiyordu değil mi ? Çıkışta kimseye görünmeden çıktık mı oldu bu iş.
Bahçeye giriyorduk sol tarafta o gurubu gördüğümle başımı başka tarafa çevirmem bir oldu. Adımlarımızı hızlandırdık. Giriş kapısına doğru gidiyorduk. Tam o grubu birkaç adım geçmiştik ki, o da ne ? Yine birisi kolumu sertçe kavradı. Oktay'ın okulda olmadığını biliyordum. Hadi bakalım acaba bu sefer kim ?
Vee yine keskin mavi gözler. Hani yoktu okulda ? Off al başına belayı.
" Benden kurulacağınımı sandın güzelim ? " hani bu çocuk okula gelmezdi ?
" Oktay bırak o kızı " dedi Selen Oktay'ı çekiştirerek.
" Cesaretle aptallığı karıştırma siktir git şuradan. Başak bana lazım "
" Yeteeeer ! İstediğin hiçbir şeyi yapmayacağım. Benden de Selenden de uzak dur. " artık kendimi tutamadım ve konumu ondan kurtarıp Selen'in kolunu tutup hızla yürüdüm. Pes etmiş gibi görünecekki arkamızdan gelmedi.
" Üzgünüm olanlar için ama seni rahat bırakacağını sanmıyorum" dedi Selen çaresiz bir ifadeyle.
" Umurumda değil. Ne sana ne bana nede Doğukan'a bir şey yapmasına izin vermem. Sıkma canını. Bir şekilde kurtulacağız bu baş belasından. Olmadı okulumuzu değiştiririz ?"
" Hayır Başak. Bu olmaz işte. O istediğini almadan peşimizi bırakmaz. Yakınlarımıza zarar verir diye korkuyorum. " dedi tedirginlikle.
" Neyse bunları daha sonra konuşalım sabah sabah o öküz hakkında bu kadar konuştuğumuz fazla bile. Sınıfa gidelim. "
" Özür dilerim " dedi Selen bir fısıltı şeklinde. Neden böyle bir şey söylemişti ki ? Sorgulamadım.
Sınıfa girdik. Dersimiz tarihti. Öğretmen gelmek üzereydi. Kapı açıldı ve o masmavi keskin gözler gözlerimle buluştu. Sınıftaki bütün kızlar şaşkınlıkla ve hayranlıkla Oktay'ı izliyorlardı. O ise gözlerini benden ayırmadan havalı bir şekilde içeriye girdi. Bu beni ayrıcalıklı hissettirirken daha sonra neden bunu yaptığı aklıma gelince hemen bu düşünceyi çöpe attım. Yanımdan geçti ve arkamdaki sıraya oturdu. Yanımdan geçerken pis pis sırıtıp göz kırpmayı ihmal etmedi tabi. İçimi bir an korku saldı. Tam arkamdaydı. Ama koca sınıfın içinde bana bir şey yapamazdı heralde ? Neyse ki hemen ardından saçma sapan esprileriyle bizleri seven sayan bitanecik tarih öğretmenimiz girdi içeriye.
Sıkıcı bir ders geçirdik ama arkamda beni tedirgin eden bir öküz olduğundan pek uzun süren bir ders gibi değildi. Zil çaldı. Herkes bir anda sınıfı boşaltmaya başladı. Neler oluyor ? Bakışlarımı Selen' e çevirdim. Yüzünde çaresizlik ve pişmanlık vardı. Neler oluyor diye sordum. Tek cevabı " Özür dilerim "
Korkmaya başladım. Arkamdaki öküze baktığımda pis pis sırıtıyordu. Kesin onun işiydi bunlar. İşte şimdi yandık. Korkum giderek artmaya başladı. Sınıf tamamen boş kalmıştı. Oktay çocuğun birine kapıda beklemesini söyledi. Üzerime üzerime gelmeye başladı. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki bir an dışarı çıkar sandım.
" Sana zarar vermeyeceğim küçük kız. Korkma "
" Senden korktuğumu nereden çıkardın ? Ayrıca aynı sınıftayız ne küçüklüğünden bahsediyorsun ?" Bana dahada fazla yaklaştı. Beni duvara yasladı. Gidecek yerim kalmadığını fark ettim. Korkuyu doruklarinda yaşıyordum evet.
" Korktuğunu biliyorum. Benden korkma. Ayrıca emin ol aramızda yaş farkı var ufaklık. Sakın benden korkma. "
Büyüleyici derecede parfüm kokuyordu aşırı derece yakışıklıydı. Çok etkilendim. Farkındayım. Dahada fazla yaklaştı ve bana sımsıkı sarıldı. Nee !?!? Bana cidden sarıldı mı ? Heyecandan gebermek üzereyim. Çok uzun süre hareket etmeden bana sarıldı."Çok güzel kokuyorsun " sarılırken söylemişti. Yavaş yavaş geri çekildi ve gözlerinin dolmuş olduğunu fark ettim. Ne demek oluyor bu ? O tehlike dolu aşırı derece yakışıklı olan bu yıkılmaz çocuk daha dün gördüğü kızın yanında gözleri mi dolmuştu ? Benden uzaklaştığı sırada yüzünde tarifsiz derin acıyı gördüm. Bir çift keskin mavi göz, bu sefer kötü niyetle değil acıyla gözlerime bakıyordu.