Bruce,Clark'ın büyüyen gözlerini inceledi bir süre.
"Hangisi?"
Bu soruyla ağzı düştü resmen.
"Bir saniye! Bir tane değil mi be!?"
Clark gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"TANRI AŞKINA,BİR TANE DEĞİLSE,KAÇ CEVİZİN VAR SENİN?"
karşısında iki büklüm oldu o an Clark. Ufak bir kahkaha kopardı. Gülmekten uzun bir süre kendine gelecek durumu bulamıyorken,Bruce,sinirlenmişti
"S-sakin ol...Bir...Tane.."
Zorlukla konuştuktan sonra soluklanmaya çalıştı. Bruce bir sandalye çekip ortaya itti o sırada. Gözlerini onunla karşılaştırmamak için elinden geleni ardına koymuyordu. Clark ona bakarken,mırıldandı.
"Bunu tüm gün elimde mi tutacağım?"
"İstersen tut. Bana hava hoş. Tabi,zahmet edip sandalyeye de bağlayabilirsin."
Kriptonlu göz devirerek adamı sandalyeye oturttu. Sandalyenin arkasındaki kayışlardan alıp,resmen kangren olması için sıkıca vücudunu sandalyeyle birleştirdi. Bruce o kayışlarla uğraşırken eline çoktan şarabını almıştı. Clark eserine geri çekilip bakarken,Bruce'a göz ucuyla baktı. Tekrardan önüne baktığı sırada hızla kafasını çevirip kaşlarını çattı.
"Şarap içmeden duramıyor musun sen?"
"Hayır. Duramıyorum. Ben sen değilim."
Superman doğruldu. Kollarını göğsünde birleştirirken kaşlarını kaldırdı sorarcasına.
"Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?"
Bruce son yudumunu aldıktan sonra,ağzındaki şarapla dudaklarını, kriptonlu'nun dudaklarına bastırdı. Clark'ın boğukça inleyip,yutkunduğunu işiterek yüzündeki sırıtmayla geri çekildi.
Bardağı bir kenara bıraktı. Yine bıraktığı yerden aldığı cam su şişesini aldı. Kapağını bir kenara fırlatıp,içindeki suyu adamın yüzüne doğru serpti -her ne kadar serpmek denilebilirse-. Adam öksürerek gözlerini araladı. Clark'ın anında yüzünü asıp,ciddileştiğini kolayca farketmişti. Bruce,adamın arkasına geçip saçlarının arasına parmaklarını daldırarak sertçe geriye çekti. Toplarmış gibi hışımla geriye doğru topladı.
"Kiminle tanışma şerefine erişiyorum,sayın beyefendi?"
Adam,Batsy'nin sorusuna cevap verecek dermanı bulamadı. Zorlukla nefes alıyordu. Bruce yüzünü buruşturarak,yumruk yaptığı elinin üst kısmıyla burnuna alttan öyle sert vurdu ki,adamın burnunu kırdığından en ufak şüphesi kalmamıştı. Adam zorlukla mırıldandı.
"Sup? Sen ne dediğini anlıyor musun? Ya da...Boşver. İsmine ihtiyacım yok."
Clark öne doğru adımladı. "Ne biliyorsan anlatma zamanın geldi,çaylak."
Sesi öyle kalın ve seksi çıkmıştı ki,Bruce, başka yerde olsa kesinlikle inlerdi.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HYPNOTİZED (SuperBat.)
FanficSuperBat kurgu. Aşkı bilmeyen bir adam ve ona aşık bir Tanrı.. (bruce w. + clark k.) Texting içerir! Tüm hakları saklıdır. Boy x Boy