1.Bölüm:

11 5 3
                                    

Yazar'ın Anlatımıyla...
Efsun, soluk soluğa kalmıştı. Her an
astım krizi geçirebilirdi.Peşine takılan
adamdan kaçmak zorundaydı aynı zamanda da uçağa yetişmeliydi.
Görevinde sabote edilmişti içinden:

"İki dakika yirmi iki saniye..."

Hem ne kadar koşabileceğini hem de ne kadar dayanabileceğini hesaplıyordu.
Uçak kalkmak üzereydi uçak kalkacağı sırada Efsun yetişmişti.
Bir sorun vardı, onu yakalamaya çalışan adam da uçağa atlamıştı.
Efsun, zekiydi. Uçağın en arka bölümüne doğru hızlı adımlarla gitti.
Etrafı kontrol edeceği sırada boynundaki yanma hissiyle bilinci kapandı.

Efsun'un Anlatımıyla...
Hızla gözlerimi açtım. Etrafıma bakındığım sırada büyük, eski bir depoda olduğumu fark ettim. Burası bana çok tanıdık gelmişti. Olanları hatırlayınca hızla kaşlarım çatıldı. Ayağa kalkmaya çalıştığım sırada neredeyse yere düşecektim son anda dengemi sağlayıp sandalyeyi yerine bırakarak tekrar eski yerime oturdum. Çok sıkı bir şekilde bağlanan kollarım ve bacaklarımı görünce çok sinirlenmiştim.Onlar için çok kolay bir yem olmuştum. Dolandırmak ile görevlendirildiğim adam depoya adamlarıyla girdi.

"Bakın küçük dolandırıcı da buradaymış!"

Yanında duran adamlarıyla sesli bir şekilde kahkaha attılar.

"Ooo ünlü iş adamını güzellik uykusundan uyandırdım sanırım."

Bu sefer ben sesli bir şekilde kahkaha atıyordum.
Onu çok sinirlendirmiş  olmalıyımki yüzüme doğru savurduğu ani tokatla yüzüm yana doğru döndü.

"Sen benimle uğraşmak yerine neden şu acınası haline dönüp bakmıyorsun?
Karşımda bir zavallı gibi durmaktan başka ne yapabiliyorsun?"

İşte buna gerçekten çok sinirlenmiştim kimse bana çaresiz olduğum hakkında tek kelime edemezdi.

"Pekala bay zeka elim kolum bağlı olmasaydı çoktan senin işini şuracıkta bitirmiş olurdum. Canın cehenneme nankör adam!"

Saçlarımın uzunluğu işine gelmiş olacak ki saçlarımı elerine dolayarak kendine doğru çekti. Bu saç diplerimi zorlamış olsada ona kendimi acındıracak bir şekilde göstermemek için yüzüne ifadesizce bakmaya devam ettim.

Saçlarımı hızle bırakarak yüzüme sert 
bir tokat attıktan sonra ağzımdaki kanı yüzüne tükürdüm.

Sabrını çok sınamış olmalıyımki sertçe sandalyeye vurup bağırarak:

"Çözün şunuda dili kadar bedeni de konuşsun!"

Aslında beni biraz araştırması lazımdı. Malesef kendisi beynini gerekli şeylere kullanmayarak biraz aptallık etmiş.

Şimdi senin işini bitirdim işte...

Adamları beni çözdükten sonra hızla ayağa kalktım ve vücudumu gevşettim. Benimle dövüşmek isteyen adamsa karşısındaki masadan aletleri alıp inceledikten sonra tekrar masaya bırakıyordu. Daha sonra eline kasap bıçağına benzeyen birşey aldı ve sırıtmaya başladı.

Adam beni kurbanlık koyun gibi doğruyacak!

Hemen öne atıldım sonuçta dövüşeceksek eşit şartlarda dövüşmeliyiz.

"Heeeyy! Ben bir insanım duydunmı beni? Haa çaktınmı? Olm sen beni burada diri diri kesmeye çalışamazsın buna izin vermem dünyanın benim gibi:Güzel, mükemmel, zeki, sadık ve güçlü bir kadından alı koyamazsın şimdi o elindekini bırak ve adil dövüşelim."

Konuşmam bittiğinde adamın ve diperlerimin bana şaşkın bakışlar attığını gördüm. Hayır yani neden şaşırıyorsunuz ki?

Sonuçta bende bir insanım yani...

" Malesef güzellik o narin vücuduna biraz zarar vermem gerekicek ama elimden geldiğince az zarar vermeye çalışırım."

Ben adamın suratına bön bön bakarken adam bir anda sesli bir kahkaha attı. Hemen kendimi toparladım ve omuzlarımı dikleştirerek

"Pekala ben zaten kendimi hiç yormayacağım ama sen bu gidişle ölebilirsin hadi ne duruyorsun? Başlayalım."

Elindeki bıçağı döndürerek dövüşeceğimiz alana geldi. Onun hamlelerini izlemeye başladı onu eğitirlerken bunu da öğrenmişti. Hedefine iyice odaklanıp hamlelerine dikkat kesilirsen sağ çıkabilirdin.

Adam karnıma doğru bir hamle yapınca hemen sol tarafa doğru kaydım. Elindeki bıçağı boşluğa savurdupu için biraz öne doğru sendeledi fakat hemen kendini toparladı. Elindeki bıçağı 10 adım ilerime doğru fırlatınca hemen üstüme yumruklarını savurmaya başladı. Hepsinden kurtularak bir kolunu yana doğru çevirip onu kendime doru çektim ve sırtını bana yaslayacak şekilde kendime yaskayım hemen az  önce elinde olan bıöağı alarak boynuna yasladım.

Bunu gören adamları hemen silahlarını bana doğrultarak

"Faruk abimi bırak kadın! Yoksa acımaz sana ateş ederim burdan sağ çıkamazsın!"

"Çabuk silahlarınızı buraya atın yoksa patr-"

Dememe kalmadan ensende soğuk bir
şey hissettim işte şimdi işler zorlaşmıştı.

...

Arkadaşlar uzun bir süredir bölüm atamadığım için hepinize ayrı ayrı özür diliyorum.

Yorumlara bölüm hakkında düşüncelerinizi ve bir sonraki bölümde olacak şeyler hakkında tahminlerde bulunabilirsiniz.

Hoşçakalınn!

Efsundaki Sır ~Ara Verildi~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin