I
Ali yataktan çıkmayı her zaman olduğu gibi uzattıkça uzatıyor, yatakta kaldığı süre boyunca arada bir uykuya dalıyor, kısa bir rüya görüyor tekrar uyanıp tekrar uykuya dalıyordu. Rüyalarında bir ejderhaya biniyor, mükemmel bir tropik adada denize giriyor, dünya güzeli bir kızla birlikte oluyordu. Arada kâbuslar görüyor ama bunlar da en az diğerleri kadar hoşuna gidiyordu. Sonuçta korku da temel insani duygulardan biriydi ve belki de gerçek hayatta en az hissettiği duyguydu.
Son günlerde dinlenmek için değil rüya görmek için uyur olmuştu çünkü rüyalar gerçekte ulaşamayacağı güzelliklere ulaşmasını sağlayan bir geçitti. Rüyalarda yaşadıklarının gerçekte olmaması ya da uyandığı anda yok olacak olmasını pek önemsemiyordu çünkü Ali için gerçek duyularınla algıladığından başka bir şey değildi ve algılarının da rüyalarda olduğu gibi yanıltılmasını pek dert etmiyordu.
Bir süre daha yatakta oyalanacaktı ama odasına girip hazırlanması gerektiğini söyleyen annesi buna izin vermedi. Bir saat içinde şehir merkezinde olması gerekiyordu ve bu gerçeklik bile keyfini kaçırıp yatağından kalkmasına yetti. Her ne kadar gitmek istemese de belki de karşı koyamayacağı tek insan olan annesini kırmak istemiyordu. Üzmüştü zaten bir kere annesini ve bir daha aynı üzüntüyü belki de daha büyüğünü yaşatmamak için gitmesi gerekiyordu, en azından annesi öyle düşünüyordu. Yatağının yanında yerde duran bir gün önce giydiği kıyafetleri üzerine geçirip, hızlıca bir aynaya baktıktan sonra annesinin yanağına öpücük kondurdu ve evden dışarı çıktı.
Uzaktan durağa doğru gelen otobüsü görünce koşmaya başladı ve koşuşunu görüp ıslık çalarak otobüsü durduran bir adamın sayesinde otobüsü son anda yakaladı. Islık çalmayı becerememişti hiç. Zaten şu hayatta neyi becerebilmişti ki. Hayatında başarız olduğu her oly bir bir aklına gelmeye başladı. Beyni o kadar hızlı çalışıyordu ki bir anıyı tam hatırlamadan sadece acısını hatırlıyor sonra bir başka anıya atlıyordu. Uyku dedi kendi kendine, tek kaçış yolum. Otobüs yarım kalan rüyalarına devam etmek için iyi bir yerdi. Sıcaktan bunalmamak için cam kenarına oturup camı sonuna kadar açtı. Yüzüne vuran rüzgârdan etkilenmeden hemen rüyalarına geri döndü. Bu sefer etraftaki her şeyi kendisine katan bir kasırgadan kurtulmaya çalışıyordu. Rüzgârın yerden kaldırdığı toz bulutundan önünü zar zor görüyor, her adımını atmak için çok büyük bir çaba sarf ediyordu. Dar olan görüş alanına, rüzgâra karşı koymaya çalışan kırmızı palto giymiş küçük bir kız çocuğu girdi. Kız ellerini morartacak kadar sıkı bir şekilde bir direğe tutunmuştu ama çok fazla dayanamayacağı her halinden belliydi. Ali var gücüyle kızın yanına gitmeye çalıştı ama karşı koymaya çalıştığı kuvvet gücünün çok ötesindeydi. Rüyalarında hissettiği çoğu duygu hoşuna gidiyordu korku bile ama bir duygu vardı ki hiçbir zaman hissetmek istemiyordu, çaresizlik. Çünkü bu gerçek haytta sürekli hissettiği bir duyguydu ve rüyalar alemine kaçmasının en büyük sebebiydi. Aralarında bir metre kala kız daha fazla dayanamadı ve hortuma kapıldı. Ali kulak tırmalayan bir çığlık duydu, onu sert bir fren sesi takip etti. Son duyduğu ise bir tırın kulak zarını zorlayan havalı kornasının sesi oldu. Gözlerini açtı ama daha tam olarak uyanamadan otobüslerine yan taraftan gelen tır çarptı. Otobüsleri artık eskiyen lastiklerinden ve sürücünün süratli kullanmasından dolayı kırmızı ışıkta duramamış, kayarak yan taraftan gelen tırın tam karşısında durmuştu. Yandan çarpan tır otobüsün iki takla atarak yolun dışına fırlamasına neden oldu. Ali o an hiçbir şeyi algılayamadı. O rahatsız edici duyguyu bir kez daha hissetti ama bu sefer kızın durumundaydı. Sağa sola yukarıya aşağıya savruldu, yön duygusu tamamen kaybolmuştu. Sonunda camı parçalayarak dışarı fırladı. Bedenindeki her noktanın acısını hissediyor, hiçbir yerini kıpırdatamıyordu. Yalnızca gözbebeklerini hareket ettirebiliyordu ama görüşü bulanıktı. Birkaç saniye sonra da bu bulanıklık kandamlalarıyla iyice kapanmaya başladı. Yanına insanlar koşuşturarak gelirken hayatı gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçmedi, o an hiçbir şey düşünmedi, sadece yavaşça kendini her gün bıraktığı gibi uykunun kollarına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARA
Mystery / ThrillerAli, her zamanki gibi uyanmak istemeyerek uyanmıştı. Ama bu sefer belki ilk defa haklıydı, nedenini bilmese bile. Yönetilmeyi bekleyen bir ülke, ne olduğu belirsiz dünyalar güzeli bir kız ve bir dolu sorun. Fara'ya hoş geldiniz.