Gece zar zor uyuduktan sonra sabah erkenden uyanarak ilk iş şirkete gitmiştim. Çok acıkmıştım ama şu an merakım açlığımın da önüne geçiyordu.
Bünyesinde yüzlerce eleman bulunduran 4 katlı şirkete girdiğimde bir süre koşuşturan insanları izlemiştim. Hepsi soluklanmadan ordan oraya koşarken aralarından sıyrılıp üst kata gelerek babamın odasına girdim ama kimse yoktu. Sanırım ben uyanır uyanmaz geldim diye yoktu hem saat daha erken, belki de uyuyordu
Odanın ilerisinde gördüğüm çalışanın yanına giderek konuştum
Sb:Babam...gelmedi mi daha?
Elindeki dosyalardan kafasını kaldırarak bana baktığında kaşları çatıldı
X:Babanız? Çalışan kişilerin ailelerini şirkete çağırması yasak hanımefendi. Burası bi iş yeri ve sadece işi olanlar girebilir. Babanızın adı neydi?
Sb:Kim Hyuk
Babamın adını duyunca önümde saygıyla eğilmişti
X:Ben çok özür dilerim efendim. Lütfen beni mazur görün sizi şirket çalışanlarından birinin kızı sandım afedersiniz.
Yapmacık yapmacık konuşmasına sinir olurken, bi yandan da soruma cevap vermemesi sinir katsayımı daha da artıyordu
Sb:Babamı soruyorum...gelmedi mi henüz?
X:Ahh babanız geldi fakat bi 30-40 dakika önce bi telefon aldı. Sekreterine dahi haber vermeden hızlıca çıktı şirketten
Sb:Kimseye bir şey söylemedi mi?
X:Hayır. Konuşmaya çalıştık ama çok sinirliydi
Çantamdan telefonu çıkarıp babamı defalarca aradım, hiçbir aramama cevap alamamama rağmen 10 dakika arayla aramaya devam ediyordum ve tahminimce 1 saattir bu şekildeydim
Telefon nihayet açıldığında derin bi nefes aldım
Sb:Baba...neden açmıyorsun telefonunu? merak ettim
X:Kim Hyuk'un kızı mısın?
Babamın sesini beklerken kulağıma dolan yabancı sesle kaşlarım çatıldı. Babamın telefonun başka birinde ne işi vardı?
Sb:Evet de, sen kimsin? Babam nerde?
X:Baban ve babam şu an hararetli bi konuşma içerisinde ve tahminimce bir kaç saat içinde ikisinden biri ölecek
Sanki normal bir şey söylüyor gibi sakin bi ses tonuyla konuştuğunda, soğukkanlılığı karşısında nutkum tutulmuştu
Sb:O zaman burda konuşmak yerine onları ayırsana, ne duruyorsun? Konum at çabuk geliyorum, ben gelene kadar da polis çağır.
Telefon konuşmamı sürdürürken hızla arabama bindim
X:Yalnız gelmen baban için iyi olacaktır
Yn:Beni kandırıp kaldırmadığını bile bilmiyorum, neden yalnız geleyim ki?
X:Birazdan attığım videoyu görünce anlarsın
Sb:Sikeyim...konumu at
...
Tam atılan konuma geldiğimde çalan telefonumu açarak kulağıma götürdüm
X:Seni gördüm, arabanı uzakta bırak ve bana doğru yürü
Şu an sadece sesini duyduğum adama niye inandığımı bilmiyordum ama babam kayıptı ve babamın telefonunu açan bu adamın bir şeyler bildiğinden emindim
Temkinli adımlarla ormanın ortasındaki eve geldiğimde arkamdaki hareketlilikle hızla oraya döndüm, gördüğüm bedenle çığlık atmaya yeltenecekken benden önce davranıp arkama geçmiş ve ağzımı elleriyle kapamıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipity
FanfictionSoobin hakkında her şeyi bilen jungkook,jungkook'un sadece adını bilen Soobin.. ... "Seredipity:Aranmazken bulunan mutlu tesadüf"