13, sad fairytale

65 8 0
                                    

Seul, Güney KoreSnowdrop Cafe06

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seul, Güney Kore
Snowdrop Cafe
06.03.2023

Kim Sooya.

Evrenin en çok bu huyunu severdim. Asla olmayacağını düşündüğümüz şeyleri en beklenmedik anda, en beklenmedik şekilde şıp diye atıveriyordu karşına. Sonra asla imkanı olmasa bile sürekli hayalini kurduğun o an karşına gelince yaşıyordun o affallama hissini. Ben buna hazırlıklı olmalıyım desende en çok buna hazırlıksızsındır çünkü en beklentide ve en detayıyla zihninde kurduğun andır o. Kendini şımartılmış hissettikçe bu durum hoşuna gider durur ve beklentiler arttıkça artar. Sonunda düşülen bir boşluk olsa da başlangıcı o kadar büyülü ve heyecan vericidir ki, kaçamazsın ondan. Zaten akıl bile bir zamanlar imkansız diye adlandırdığı o anı yaşarken sonunu asla düşünemez olur. Bir sürü ihitimal varken sürekli zihinde dönüp duran ihtimal, "bu kaçırmamam gereken bir fırsat" olur. Çünkü evet, gerçek bir fırsat çıkmıştır önüne. Ve der ki sana, "şimdi sıra sende. Bunu istiyordun, göster bakalım kendini."

Meydan okumuştum böylece.

Memnuniyet ve heyecan yüksek dozda içimde gezinirken yerimde duramaz olmuştum. Hala inanamıyor olduğum bu süreci nasıl adlandıracağımı bile bilemiyordum. Sadece mükemmel geçmeliydi. Bugün gerçekten iyi geçmeliydi.

Kafede çalışanlara bugün için izin vermiştim. Kapının dış tarafına asılı tabelayı tersine çevirip Closed kısmını göz önüne getirdim ve içeri girip perdeleri çekerek içeriyi hakimi altına alan bej renklerinin karanlığa olan uyumunu sevdim. Böylece dışardan kimse ünlü grup Forelsket'den Haein'in burada basit bir kafe sahibi ile oturup basit bir kahve içeceğini görüp farklı farklı hikayeler uyduramayacaktı. Şu durumda zihninde hikayeler kuran tek kişi ben olacaktım muhtemelen.

İçeriye iyice göz gezdirip dağınık bir şeylerin olup olmadığına baktım. Erkenden tertemiz edivermiştim her yeri. Bolca havalandırmıştım çünkü perdeleri çekip pencereleri açma gibi bir lüksümüz olmayacaktı.

Onun hakkında bilmediğim bir şeyler kalmış mıydı emin değildim ve asıl korktuğum ise onun hakkında bu kadar fikir sahibi olduğumu öğrenirse benden korkup bir saplantılı olduğumu düşünmesiydi. Bir zamanlar bende saplantılı olduğumu düşünmüştüm ancak zamanla fark ettim ki bendeki saplantı değildi, gerçekten seviyordum onu. Sadece bilmek istiyordum, insan bu derece merhamet ve aşkla bağlandığı birinin neler yaşamış olduğunu elbet bilmek isterdi. Ben bilsem bile müdahale etmez veya yargılamazdım. Ya da bilmek istediklerimi rahatsız edici şekillere bürünerek öğrenmeye çalışmazdım.

Standartım o kadar yüksekti ki, onun yüzünden hiçbir kimsenin beni beğenmesine ihtiyaç duymadım. İhtiyaç duyduğum tek şey onun varlığıydı. Beni tanıyor olup olmaması bile varlığından daha önemli olmadı benim için.

Ve şimdi, beni tanıyordu.

Bambaşka bir histi bu. Delirtiyordu, büyülüyordu, beklentiler içerisine sokuyordu.

Retrouvailles Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin