SANA
Yıllar her şeyden daha hızlı geçip gidiyor, zaman denen şey zannettiğimizden daha hızlı. Tanıştığımızda gençliğimizin ortasındaydık; belki masum, belki endişeli, belki heyecanlı, belki hevesliydik. Günler birbirini kovaladı haftalara, aylara, yıllara dönüştü. Hepimizi içine alan zaman bizi daha da birbirimize yakınlaştırdı, birbirimize daha da güvenmemizi sağladı ve eşsiz anılar kazanırken bize rehberlik etti.
Üyelerimin hepsini çok seviyorum, her biri hayatın farklı bir neşesi, farklı bir rengi, farklı bir çekiciliği... Yedinci yılımızı kutlarken ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. Etrafımı saran sekiz kadın hayatta en kıymet verdiğim kişilere dönüşmüştü. İkinci bir aileye sahip olduğumu bilmek beni daha mutlu, daha özel birine dönüştürüyordu. Siz beni çok özel hissettiriyorsunuz üyelerim.
Özellikle sen... Sana karşı gardımı ne zaman bu denli indirdim, ne zaman kendimi sende böylesine kaybettim ben de bilmiyorum. Başta bu duyguların ne olduğunu anlayamamıştım. Devamlı yanında olmak, elini tutmak ya da sana sarılmak istiyordum. Herkese karşı bu şekilde davrandığımı düşündüğüm için üzerinde fazla durmamıştım. Sevdiğim değerli dostlarımdan birisiydin, elbette sana sarılmak istememde bir sorun yoktu. Ancak ne zaman ki kalp atışlarımın sadece seninleyken kontrolden çıktığını fark ettim, ne zaman ki her fırsatta seninle ilgilenmeye kalkıştığımı fark ettim işte o zaman bazı şeylerin düşündüğümden farklı olduğunu anladım.
Ben.. ben sürekli senin hakkında düşünür olmuştum. Sürekli gözlerim seni arıyor, kalbim yanımda seni istiyordu. Benimle ilgilendiğin, "Sana-unnie" diye bana seslenip gülümsediğin zamanlar hâlâ çok sıcak anılar olarak hatırımda.
Günbegün hislerimin ve istediklerimin farkına daha da vardıkça kendimi çaresiz hissetmeye başladım. Sana sesimi duyurmak istedim, beni fark et istedim. Öylece gelip ne hissettiğimi anlatabilecek kadar cesur ya da kararlı değildim. Her denemek istediğimde bir şey beni durdurdu ve ben de beni fark etmeni beklemek zorunda kaldım. Sen benim hakkımda ne düşünürdün, beni reddeder miydin, bana teselli mi vermeye çalışırdın, karşılık verebilir miydin? Kafamda onlarca soru vardı ve bunlar beni daha da geriyordu. Yine de sonuç olarak hiçbir şeyden bahsedemedim. Bütün davranışlarım, bütün mimiklerim, bütün sözlerim aslında sana aşık olduğumu bağırıyor olsalar da ya sana ulaşamıyordu ya da sen görmezden geliyordun.
Zamanla bazı düşünceler oluşmaya başladı. Böyle daha ne kadar dayanabilirdim? Kendimi daha ne kadar tutabilirdim? Yaptıklarım mantıklı mı yoksa sadece saçmalıyor muydum?
Kontrolümü yavaş yavaş yitirmeye başladım. Daha fazla buna devam etmek istemiyordum. Nereden bakarsan bak yaklaşık dört yılım bu şekilde kimi kendimi anlamaya uğraşmakla kimi seni anlamaya uğraşmakla kimi kıskanmakla kimi beklemekle geçmişti. Seni elbette ki hâlâ seviyordum ama bunu geride bırakıp yeniden sadece unnie'n olmak istiyordum. Hoş, senin için zaten her zaman öyle olsam gerek.
Zamanla daha az baş başa vakit geçirir olduk, daha az seni arar oldum. Böyle giderse işlerin yoluna gireceğine inanmıştım. Biraz daha sabredersem sonunda bir sorun kalmayacak ve her şey yoluna girecekti. Değil mi? Ya da ben öyle zannetmiştim. Kalbimin derinliklerindeki söküp atamadığım hisler beni rahatsız ediyordu. Asla tamamen kurtulamayacağımı düşünmeye başladım. Seni unutmam da gerekmiyordu sadece seni değerli bir arkadaşım olarak görmem, böyle düşünüp bununla mutlu olmam gerekiyordu. Ancak yapamıyorum Kim Dahyun... Seni öylece hiçe sayamıyorum. Artık çok yorgunum ama sana söylemek istediklerimi söylemeden hiçbir şeyin sonuna gelemem.
DAHYUN
Dokuz önemli bir sayıya dönüşeli yediyi aşkın yıl oluyor. Onlarla geçirdiğim günler hayatımın büyük bir bölümünü kapladı bile şimdiden ve bundan sonra da böyle devam edecektir, eminim. Tartıştığımız, kırdığımız, kırıldığımız, bunaldığımız zamanlar da olacaktır elbette ama bir arada hâlâ sevgi dolu bir şekilde kalacağımızdan hiç şüphem yok.
Her üyemin bana söylediği güzel sözleri, bana bir konuda yardımcı olmaya çalışırken bunu yüzünde bir gülümsemeyle yapmasını, bazılarının benim için yaptığı yemek veya hediyeleri hâlâ ya anılarımda ya dolabımda saklıyorum. Benimle bu zamana kadar ilgilendikleri için minnettarım.
Elbette ki herkesin sevgisi beni mutlu ediyor, gerçekten içten ve sıcacık bir sevgi. Ancak onun hakkında düşündüğümde farklı bir şey hissediyordum. Benim bir yanılgım mı yoksa gerçekten bazı şeyler düşündüğümden daha mı farklıydı anlayamıyordum.
Onun nazik yaklaşımlarını, hayat dolu kahkahasını, gözlerimiz buluştuğunda verdiği her zamanki gülümsemesini, yumuşak bir şekilde saçımı okşamasını... Onun hakkındaki birçok şeyi seviyorum. O yanımdayken her daim gülebileceğime inanıyorum. Bana verdiği cesareti ve morali bir başkası veremez. Her zaman gülüp etrafa neşe saçan o kadın bana ciddiyetle yaklaştığı zamanlarda ise ister istemez hipnoz oluyorum. O tavırla söylediği sözler beni her zamankinden daha çok etkilemeyi başarıyor. Her anlamda üzerimde büyük bir etkisi olan bir kadın.
Bazen herkese böyle davrandığını, bunların bana özel şeyler olmadığını düşünüyordum ama bazen ise yaptıkları ya da söyledikleri doğrudan benimle ilgiliymiş gibi hissettiriyordu. Onun hakkında düşündüğümde bana karşı diğerlerinden farklı bir hissiyat vermesi hoşuma gidiyordu. Beni ona karşı daha savunmasız bırakıyordu bu hissiyat ve aynı şekilde karşılık verirmişçesine benim de ona özel davranmamı sağlıyordu. Ona daha düşkün olmamı, onu daha çok yanımda aramamı sağlıyordu.
Son yıllarda bazı şeyleri abarttığımı ve yanlış anladığımı düşünmeye başladım. O beni herhangi bir konuda diğerlerinden kayırıyor gibi durmuyordu. Hepimiz birlikte sık vakit geçiriyoruz ve onlarla da benimle de aynı şekilde konuşuyor, herkese aynı şekilde yaklaşıyordu. Kafamda kurduğumu, onu da kendimi de yanlış anladığımı düşündüm. Ancak daha sonra...
Ancak daha sonra tekrar benimle sık ilgilenmeye başladı. Pek fazla konuşmaya çalışmıyordu sadece sarılmak ya da bana yaslanmak istiyordu. Ben otururken yanıma gelip elim boştaysa onu tutup omzuma yaslanmayı sevdiğini fark ettim. Bunları yaparken düşüncelere dalıp bazen iç çekiyordu ve endişelendiğim kısım da buydu. Normalde o benim enerjimi yükseltirken artık bana enerjisini yükseltmem için ihtiyaç duyuyor gibiydi.
Bir sıkıntısının olup olmadığını, yardım edip edemeyeceğimi sorduğumda "Biraz yorgunum, sık prova yapmaktan dolayı olsa gerek." deyip güldü. Açıkçası verdiği cevaba pek inanamadım. Söylemek isteyip de söyleyemediği şeyler olduğuna emindim. Bir şekilde ona yardımcı olup rahatlamasını istiyordum ama bana hiç fırsat tanımıyordu. Sana-unnie, iyi olduğundan emin olmak istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Sonunda Sen [SaiDa]
RomanceKim Dahyun için platonik duyguları olan Minatozaki Sana, artık bazı şeyleri açık ve net bir şekilde ifade etmesi gerektiğini düşünür... (Aynı anda hem smut sevenlere hem de sevmeyenlere hitap edebilen bir kurgudur.) Baktım SaiDa'yla ilgili fazla tam...