Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.
“Endişe edecek bir durum yok. Sadece biraz stres yapmış o kadar. Ailesi birazdan burada olacak zaten. Siz çıkabilirsiniz çocuklar.” dedi doktor.
Chaeyoung ve Jihyo başını olumlu anlamda sallayıp son kez sedyede bilinçsizce uzanan Taehyung'a bakarak revirden dışarıya çıktılar. Doktorun bakışları kapıdan çıkan kızlardan hâlâ sedyenin başında oturan, esmeri buraya getiren çocuğa takılsa da omuz silkerek o da dışarıya çıktı.
Çocuğun iri, mavi gözleri esmerin yüzünde geziniyordu. Yara olmuş dolgun dudaklarında, altında mor halkalar oluşmuş kapalı gözlerinde, uzun kirpiklerinde, yüzünü kaplayan tıpkı saçları gibi turuncu çillerinde... Sedyede başı Jeongguk'a dönükken uyuyordu. Yanağı yastık yüzünden yayılmış ve dudakları hafif aralıkken oldukça tatlıydı. Bu görüntü karşısında dışarıdan oldukça sakin görünsede içi içine sığmıyordu. İçgüdüleri esmeri tıpkı buraya getirişindeki gibi kolları arasına alması için baskılıyordu onu. Alt dudağını dişleri arasına alarak onu izlemeye devam etti. Direnmeye çalışıyordu ama parmak uçlarına kadar karıncalanıyordu bedeni esmerin tenine dokunmak için.
Buna anlam veremiyordu. Bir cinsiyetsizin kurt ruhunu bu kadar heyecanlandırmasına anlam veremiyordu. Evet, o sahiden çok güzeldi. Jeongguk, sebebinin kendisi olduğunu bilmediği o huzurlu ifadeyle uyuyan çocuğa bakarken tam olarak bunu düşünüyordu, siktir, o sahiden çok güzel.
Kendini daha falza tutamadı. Kapıya kısa bir bakış attıktan sonra iri elini esmeri uyandırmaktan korkarcasına yüzüne yaklaştırdı. İlk önce işaret ve orta parmağını birbirine yaklaştırarak tersiyle hafifçe yanağını okşadı. Hissettiği yumuşacık ve sıcak ten, parmak uçlarına hafifçe vuran nefesler onun olduğu yerde kasılmasına sebep oldu. Kastığı dişleri yüzünden keskin çene hattı belirginleşmişken yavaşça parmaklarının terisini tekrar gezdirdi yüzünde. Dokunuşları hisseden Taehyung, burnunu hafifçe kırıştırıp yüzünü başını yasladığı yastığa sürttüğünde Jeongguk bu manzaranın tatlılığına karşı gülümseme isteğiyle dolup taşmıştı. Onu uyanacağı korkusuyla sessiz olmaya çalışıyordu ama korkusu yersizdi, zirâ fark etmeden odaya hafifçe saldığı feromonları yüzünden mayışmış Taehyung, kolay kolay uyanacağa benzemiyordu.
Bununla yetinmeyip bu sefer iri elinin tamamını yüzüne yasladı. Uzun baş parmağı neredeyse göz altlarına kadar uzanmış, eli yüzünün yastığa yaslanmamış tarafını neredeyse kapatmıştı. Baş parmağını yanağının üzerinde gezdirdi. Bedenini kontrol edemeyecek kadar aklı bulanmış ve kendini içgüdülerine teslim etmişken başı yavaşça ona doğru eğildi. Yaklaştıkça yaklaştı ona. Burnuna hafifçe sızan portakalımsıkoku ile kaşları çatıldı. Siyah maskesini burnunun altına kadar indirip başını onun portakal gibi turuncu saçlarına yaklaştırdı. Burnu yumuşak buklelerin arasına girene kadar sürdürdü bunu. Kokunun yoğunluğunun daha da artmasıyla derin bir iç çekerek aldığı kokuyu ciğerlerine doldurduğunda içinde hareketlenen bir şeyler hissetti.
