1.Bölüm Alev Sezgi

84 4 0
                                    

Mahzenden yükselen çığlıkları duyunca sinsice gülümsedim. Anlaşılan Pelin yine iş başındaydı 

Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı tıkırtı sesi ile mahzenin ortasında duran işkence masasına ve yanındaki Pelin'e yaklaştım.

 Beni görünce oda gözleriyle önce işkence masasında yatan misafirimizi işaret etti sonra tıpkı benim gibi sinsice gülümsedi "İşe başladım kusura bakma çok heyecanlandım ve seni bekleyemedim." gülümsemem daha da yayıldı "Sorun değil gerisi bende." Pelin önce başını salladı sonra yavaş adımlarla mahzenden çıktı. 

Bende o sırada masada yarı baygın gibi duran kanlar içinde yatan adama kısık gözlerimle bakıyordum. Adam beni görünce yarı kapalı gözlerini sonuna kadar açtı ve titreyen dudaklarından tek bir kelime çıktı "KARACA"

Sinsi gülümsemem sırıtışa dönüştü "Ta kendisi bebeğim." Adamın yüzüne öyle bir dehşet düştü ki onun bu halini görenler Azrail'i gördüğünü sanırdı, gerçi gördüğü şey çokta farklı değildi. Sonuçta ben onun ve onun gibi niceleri için Azrail'den farksızdım.

 Yanımda duran işkence aletlerime karanlık bir bakış attım. Ellerim en sevdiğim kerpetenime gitti. Gerçi hepsini kendi bebeklerim gibi seviyordum ama bu kerpeten benim favorimdi. Elimdeki kerpeten ile adama döndüm "Bebeğime merhaba de."

Adam elimdeki kerpeteni görünce gözle görülür bir şekilde gerildi ve tırstı, korku dolu ve titreyen sesiyle "Benden ne istiyorsunuz ?" diye bağırdı.

 Elimdeki kerpetenle birlikte ona döndüm "Pelin seni düzgün bir şekilde sorgulayamadı sanırım" dedim. Bu durumdan çokta hoşnut olmadığımı belirten sesimle, işlerimin düzgün halledilmemesinden nefret ederdim. "Birini arıyorum, önemli ve sürekli işlerimin yoluna çıkan biri."

 "Lütfen, lütfen beni öldürmeyin kimi arıyorsanız aradığınız kişi hakkında bildiğim ne varsa hepsini size söyleyeceğim yeter ki  beni öldürmeyin." Adamın gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

 Çok zevk alıyordum bu görüntüden. Hayatları benim elimde olan insanların bana yalvarıp ağlayarak bağışlanma dilenmeleri benim için mükemmel bir duyguydu, bana kazandığımı hissettirirdi. 

"Gözünüzde o kadar  acımasız biri miyim ben?" dedim. Yüzümdeki rahatsız edici sırıtışla "Eğer bana istediğim bilgileri verir ve konuşursan canını bağışlarım ve yaşamana izin veririm."

"Söyleyeceğim" dedi adam bir çırpıda. " Ne biliyorsam söyleyeceğim" birkaç saniye durup titrek bir nefes aldı "Kimin hakkında bilgi almak istiyorsunuz?" "Yaman, Yaman  Demirkan" "Ne" dedi adam şaşkınlıkla, kısık sesli ve histerik bir kahkaha attı bu kahkahası kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Emin ol Yaman Bey hakkında kimse sana tek kelime etmez." birkaç saniye durup sırıttı "Bende dahil." "ooooo " dedim alaycı bir sesle. "Yaman Beyciğimizin   adamları da pek sadıkmış, bu hiç doğru bir karar değil farkındasın değil mi ?" diye sordum.

"Evet" dedi adam hala gözlerinde barındırdığı korkuyla "Ama emin ol konuşursam da Yaman bey beni öldürür." 

Elimi çeneme götürerek düşünceli bir şekilde "Hımmm" diye mırıldandım. "Öyleyse seni zor yoldan konuşturmaktan başka çarem kalmayacak." "Ağzımdan tek kelime alamayacaksın." dedi adam, oldukça kararlı ve inatçı bir sesle "Öyle mi ? Bunu beraber görmeye ne dersin." 

Yavaş adımlarla adamın etrafında bir daire çizerek tam arkasında durdum, kulağına eğilip fısıldayarak "Bu kararından çok pişman olacaksın" dedim. Siyah eldivenlerimi geçirdiğim ellerimden bir tanesini adamın ağzına doğru götürdüm ve ağzını açmaya zorladım. Ben gelmeden önce Pelin adamı o kadar hırpalamıştı ki adam bana direnemedi bile "Dişlerinde tıpkı parmak izlerimiz gibi eşsiz olduğunu biliyor muydun ?" dedim oldukça ciddi ve korkutucu bir sesle "Bence bu onları çok daha ilgi çekici hale getiriyor." 

Adam artık iyice gerilmiş ona ne yapacağımı anladığı için daha bir korkmuştu. "Şimdi seninle çok eğlenceli bir oyun oynayacağız, cevap vermediğin her sorum için bir dişini sökeceğim." Adamın gözleri tekrar dolmaya ve yaşlar süzülmeye başladı buna rağmen iradesini kaybetmiş gibi gözükmüyordu.

"Peki" dedim alaycı bir sesle "Öyleyse hadi oyunumuza başlayalım." Adam kendini olacaklara hazırlamaya çalışıyormuş gibi görünerek derin bir nefes aldı. "Soru bir, Yaman Beyciğimizin amacı ne ?" Gelmeyen cevap ve mahzenin içinde oluşan sessizlik beni sinirlendirdi. Bir hışımla adamın çenesini kavradım ve kerpetenin iki ucunu dişlerinin birine yerleştirip sertçe çektim.

Adam acıyla inleyip kıvranırken ben adamın kan dolan ağzına bakarak daha da geniş bir şekilde sırıttım. "Yaman neden beni hedef alıyor ?" cevap yok, yine sadece sessizlik. Adamın ağzından bir diş daha sökülürken sorularıma devam ettim.

"Neden herkes Yamandan bu kadar korkuyor ?", "Yaman niye bana meydan okudu ?" sorularım bu şekilde artarken gelmeyen cevaplarla birlikte adamın ağzından sökülen dişlerin sayısı da arttı. En sonunda  iyice sinirlenince adamın çenesini iyice açtım ama bu sefer kerpetenin iki ucunu adamın dişleri arasına değil dilinin arasına sıkıştırdım ve karanlık bir sesle "Eğer cevap vermeyeceksen bu dile ihtiyacın yok." diyerek adamın dilini tek bir hareketle kopardım ve az önce söktüğüm dişlerin arasına attım.

Elimdeki kerpetenle bu sefer adamın ense köküne sert bir darbe indirince adam bilincini kaybetti ve bir ölü gibi hareketsiz durmaya başladı. Muhtemelen birkaç saat içinde kan kaybından ölecekti.

 Adamın cansız gibi duran bedenine yaklaştım ve tüm mahzende yankılanacak derecede yüksek bir sesle "O APTAL PATRONUN BANA MEYDAN OKUDUĞU VE BENİ HEDEF ALDIĞI GÜNE LANET OKUYACAK." dedikten sonra az önce söktüğüm dişlerinde bulunduğu kavanozu yanıma alarak hızlı adımlarla mahzenden çıktım.

..........................................................................................

1.Bölüm Sonu

Devam Edecek...



You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 14 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KIRMIZI ŞARAPWhere stories live. Discover now