Mektup

53 6 0
                                    

Gülüyordu. Tam o sırada Anıl " hadi gençler Iclal fazlasıyla kötü, dinlenmesi gerekiyor" dedi. Hayır artık üzülmicektim, Erol amcanın dediklerini yapacaktım, kararlıydım. Anıl'a dönüp "beni Büşra'nın yanına götürürsen çok sevinirim" Berna hemen kapının ordan atlayarak " Seni ben götüreceğim" gülümsüyordu. Kafamı olumlu şekilde salladım. Berna eve gidip geleceğini 20 dkka icersinde kapıda buluşmamız gerektiğini söyledi. Eve, odama girip siyah tayt, Büşra'yla aldığımız kapşonlu, lacivert deri çanta ve içindede siyah bir şal koyup aşağı hızla indim. Berna hala gelmemişti. Kaldırımda bağdaç kurup onu bekledim. Telefona mesaj gelmişti. Anıl. "İyimisin uyuz?" Büşra'nın bana kullandığı lakaptı "uyuz" biraz kızmıştım ama hoşumada gitmişti. "Iyiyim" dedim ve hemen ardından "2 gün sonra okula voleybol takımı gidecek, kendini topla kaptan" Büşra olmadan nasıl olabilirdi, oynıyabilirmiydim. Telefonu çantama fırlatıp Berna'nın yürüyüşünü izliyordum. Bir anda kalkıp sımsıkı sarıldım, sesimin titremesini engellemeye çalısıp "özlemişim". Daha çok sıkıp koluma girdi minibüs durağına giderken Anıl'ın bize doğru yürüdüğünü gördüm. Berna bana dönüp " odamı gelecek ? " diyerek suratını astı. Anıl bize doğru geldiğinde "bensiz gidemezdiniz" tebessüm etmişti. Berna minibüsün önüne atlayıp durmasını sağladı. Parayı Anıl vermişti. Anıl kulaklık kulağında gözlerinden tam yaş akarken siliyordu. Büşra'nın yokluğu hepimize koyuyordu. Allah kahretsin astımın tutucaktı nefesim düzensizleşmeye başladı. Arka koltuktan siyah bereli, bal renkli gözleriyle bana yaklaşan uzun boylu çocuktan sonrasını hatırlamıyorum. "O iyi değil kapıyı aç, dur dur şunu" sesi kalındı. Anıl'ın "hasiktiiir" diyişini hatırlıyorum. Gözlerimi ellerimle kapayıp deli gibi ağlamaya başlamıştım. Soğuk elleriyle ellerime dokunup "iyimisin?" yine o ses kafamı kaldırdığımda bal rengi gözleriyle utanmış şekilde bana bakıyordu, kendimi garip hissediyordum kafamı olumlu şekilde salladım. Anıl'ın bize yaklaştığını görünce "2 hafta sonra görüşürüz kaptan" dedi. Beni tanıyordu. Koşarak uzaklaşmıştı, ismini bile öğrenememiştim. Anıl " bu gün gidemeyiz kötüsün " Berna'da onu desteklermiş gibi yaptı. Hemen gelen minibüsün önüne atlayıp benimle gelmek istiyorsanız gelirsiniz dedim. Haliyle bindiler. Nefesim yavaş yavaş düzeliyordu. Gelmiştik. Aydınlı Mezarlığı. Kalbim sıkışıyordu. Sol tarafa dönüp mezar taşları olmayan bir yere geldik. Berna "burda" diyip durdu. Büşra Demirel. Berna hepimize bir kağıt verdi. " hepimiz her ay gelip buraya bişeler yazıp, birbirimize okuyup buraya gömeceğiz. Ablamda onları saklayacak" elimize kalemleride tutuşturmuştu. Hepimiz yere oturup başlamıştık. " Meleğim, şimdi sen şu toprak yığının altındamı yatıyosun. Sen. Saçlarının dalgalarına kum girerse çok kızarsın. Anıl toprağını suladı. Sen ıslanmaktan nefret edersin. Kızma ama bidaha yapmaz. Bağırma saçların bozulmadı Anıl yine seni çok seviyor. Heh şöyle gülümse. Gelip sen uyandırırdın beni. Onca gün beraber uyandık beraber uyuduk şimdi uyuyorsun oldu mu bu şimdi ? Canım acıyor. Ağladığıma bakma Erol amcanın rüyasına girmissin. Bana küsmüsün? Yine ne halt ettim ?. Gel. Özlüyorum. Seni seviyorum kıvırcık. Öpüyorum kirpiklerinden." tutamamıştım kendimi nefesim kesiliyordu sanki. Berna, Anıl'ında benimde kafamı göğüsüne yaslamıştı. "Belkide okumamalıyız birbirimize, sadece o okusun. " ikimizde başımızı sallayarak onayladık. "Sana diceklerimi yazdım, seni özlüyorum sevgilim" diyerek mezar taşını öptü Anıl. Mezar taşını öperek çıktık dışarı birbirimize bakıp tebessüm ettik. Yolun sonuna kadar yürüdük hiçbirimizin sesi çıkmıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

2=1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin