Evdeki bağrışmalar beynimin içinde adeta bi kaos yaratıyorken Hoşnutsuz bir şekilde gözlerimi açtım . Açık olan perdeden gelen güneş ışığı ile odamı dolduruyor, çok güzel bir görüntü oluşturuyordu. Yatağın yanındaki komidinin üzerinde duran telefonuma uzanıp saate baktım. Saat yedi buçuğa geliyordu hemen hızlıca kalkıp rutin işlerimi hallettim genelde kahvaltı yapmak yerine kahve içtiğimden dolayı mutfağa inip çalışanların benim için yaptığı kahveyi alıp depoya doğru yola çıktım.
...
Benim adım Almira bir yeraltı mafyasının kızıyım. Okumayı bıraktım onun yerine babamla birlikte çalışıyorum. Babamın baş düşmanı Ekrem Karadağ var. Babamla yıllardır düşmanlar sürekli bir çatışma halindeler. Ekrem defalarca kez babamın işlerine el koyup büyük bir hasara sebep olmak istedi ama hiçbir zaman başarılı olamadı. Depoya varmıştım kapıya vurmamla kapı açıldı içeri girdiğimde her zamanki gibi caner yine söylenmeye başladı, "hiç gelmeseydin bizde tam çıkıyorduk" söylediği şeyle birlikte yüzünde kocaman bi sırıtma ifadesi oluştu. Dalga geçiyordu hepimiz bunun farkındaydık. Burak yanıma gelip bana bir kağıt uzattı "bunu beyazın başı göndermiş sen gelmeden açıp okumak istemedik" dedi.
Beyaz diye bi çeteyle uğraşıyorduk başında ismiyle fazlasıyla dalga geçmiştik sonra buna sinirlenip evimizi basmışlardı. Kağıdı açtığımda içinde şunlar yazıyordu;"Öncelikle merhaba polatçım sana ufak bir uyarıyla geldim kızına dikkat et yoksa heran heryerde kızının cansız bedenini bulabilirsin. Elim yakanızda özellikle kızının üzerinde benden söylemesi." Son kelimeyide okuduktan sonra caner bağırmaya başladı "sikerim lan senin belanı piç herif asıl sen dikkat et lan sen dikkat et bekle sen seni ilk bulduğum yerde geberticem sikik" burak caneri sakinleştirmeye çalışırken gelen ses ile kapıya döndük "Noluyo yine niye bağırışıyorsunuz" gelen babamdı. Yanımıza geldiğinde elimdeki kağıdı ona uzattım "bunu beyazın başı yollamış" dedim. Babam kağıdı açıp okumaya başladı kaşlarını çatıp dişlerinin arasından tıslayarak bi küfür savurdu. Burak babama dönerek "napıcaz şimdi herif resmen tehdit etmiş bişey yapmamız lazım " dedi. Babam "sakin olun halledicem en kısa sürede siz şimdilik sadece dikkatli olun yeter" sıkıntılı bir şekilde nefes verip kafamı onaylarcasına salladım. Bu iş canımı sıkmıştı bu ara az dertle uğraşıyormuşuz gibi birde bu çıkmıştı başımıza. Sahile gidip bir banka oturdum kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı. 1 saat kadar oturup eve gittim akşama bi bara gidecektim onun için hazırlanmaya başladım.
Ateşin ağzından
bi kaç aydır babamla polat denen adamın tuzağını kurmuş uygulamak için doğru zamanı bekliyorduk. Çalışma odasında telefonumla ilgileniyorken birden kapı açıldı "oğlum bugün tam zamanı " diye heyecanla bağıran babama göz devirmeden edemedim.
"Noldu baba?" Babam yine aynı tavırla
"Oğlum bugün polatın kızı bara gidecekmiş" anlamaz bakışlarla babama baktım sözüne devam etti " beyazın başı polatı tehdit etmiş kızına dikkat et heran ölüsünü bulabilirsin diye kız da bugün bara gidecek yani eğer orda biri kıza saldırırsa ve sende onu kurtarmış gibi yaparsan ona yaklaşmamız daha kolay olur" dedi. Bu fikir bana da fena gelmedi madem beyazın başı bunları tehdit etti illaki bi korumaya ihtiyaç duyacaklardır. "Peki şuan kız bardamı" diye sordum babam beni onaylarcasına kafasını salladı "sen hazırlan ben sana konumu atarım" dedi "tamamda kızı tanımıyorum daha önce görmedim o nasıl olacak" dediğim an telefonuma bir bildirim düştü babam kızın fotorafını atmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili koruma
RandomHayatın acımasızlığı değilmiydi bu çokça mutluyken bir anda hayatı sorgulamak dakikalar içerisinde tüm heyecanın mutluluğun yok olması. Yaşamımızı genelde hayatımızdaki insana göre biçimlendiririz her ne kadar canımız yansa bile bıkmadan usanmadan...