Remus telaşla kafasını kaldırdı, korkmuştu. Yüzünü yıkaması gerektiğini düşündü. Tuvalete gitti ve yüzüne baktı. Son yazdığı yazının mürekkebi yüzündeydi. Kazağının izi çıkmıştı.
Arthur ile ayrılalı 5 gün olmuştu. Arthur onunla olmak istemiş ama bir anda gelen uyku seanslarından rahatsız olmuş ve onu reddetmişti. Üzgün değildi Remus. Daha sonra lavaboya biri girdi hızlıca. Uzun siyah saçlar. Sirius. Ellerini yıkamaya başladı. Ellerini boya paleti olarak kullanılması çıkmayan boyalara maal oluyordu. Bir de durmadan akan birşey vardı,kan. Remus, Sirius'a söylemek istedi,yardım etmek istedi ama onunla küstü. Çünkü Sirius ona Arthur ile çıkmamasını söylemişti ama o dinlememişti. Kavga etmişlerdi. Sirius gururunu bir kenara bırakıp barışmaya gitmişti ama Remus onu affetmemişti. Ama şuan ona kıyamıyordu. Yaklaştı ve ellerini yıkamaya başladı Sirius'un. Sirius hiçbir şey anlamamıştı. Saçlarının arasından Remus'a bakmıştı.
"Beni affetmelisin Sirius. Çünkü sen bensiz yapabilsen bile ben senin gibi bir dostum olmayınca yapamıyorum."demişti Remus.
"Ben sana küsemem ki Rem. Sadece biraz alındım o kadar. Sende biliyorsun benim sensiz yapamadığımı." Dedi Sirius.
Onlar birbirlerinin hayatına girmiş en iyi insanlardı. James onlar ayrı olduğu zamanlarda çok sıkılıyordu.
"Özür dilerim."dedi Sirius.
"Seni dinlemeliydim."demiş ve Sirius 'u kucaklamıştı.Remus çok fazla kitap taşıdığından dolayı kitaplarını Sirius'a yığmış, yarısını ona taşıttırmıştı. Kitapları Griffindor ortak salonuna bırakıp bahçeye James,Lily ve Peter 'ın yanına gitmişlerdi.
"Ohh,demek sonunda barıştınız."dedi James ve sonra da omzunda yatan Lily'e baktı.
Sirius 'hadi ama biz asla küsmeyiz ' der gibi saçlarını arkaya atıp oturmuştu. Remus'un çok fazla kapanmaya meyilli göz kapakları kendini uykuya teslim ediyor,uyumak için doğru yeri seçmeye çalışıyordu. Sirius onun uyku alışkanlığına alışmış ve onun uykusunun geldiğini anlamıştı. Remus her an uyuabilirdi. O sadece dersteyken uyumazdı. Sirius ufak bir hamleyle Remus'u omzundan tutup kendi göğsüne çekmiş ve ona uyuması için doğru yeri vermişti.
Remus ağır uyku sürecinde iken , Sirius onu dizine yatırmış ve bir yandan da James ile konuşmuştu.James, Lily ile evlilik planları yapıyor ve bir de ev hayal ediyordu.
"Eee Sirius ya senin hayalin ne ?" dedi Peter.
Herkes hayallerini anlatmış,güzel bir gelecek hayal etmişti. Fakat Sirius, Remus'un kahverengi tonlarındaki saçlarıyla oynarken onları dinlemeyi unutmuştu.
Ve bir anda aklına gelen şeyleri söyleyip geçiştirdi."Bilirsin ya Pete, ben pek bişey hayal etmiyorum. Bu arada James evlenirseniz kesinlikle adı Harry olmalı."
"Peki ya kız olursa? Sirius cinsiyetçilik yapma lütfen"dedi kızgınca Lily.
"Oh,çiçeğim sakin ol lütfen. Sirius eminim ki bir de kız ismi söyleyecek değil mi Sirius?"demişti James ona bir kız ismi söylemesini kastederek.
"Rose"
"NE?" demişti, dördü aynı anda. Remus bile bu ismi duyunca uyanmıştı. Hepsi mırıldanmaya başlamıştı. Bütün kafalardan 'çok mantıklı' gibi şeyler yükseliyordu.
"Derse geç kalmak istiyorsunuz herhalde. Hemen o koca poponuzu kaldırın. Sizi babun suratlılar!" Remus derse geç kalmaktan nefret ederdi.
Zindana doğru yol aldılar. Sirius ilk defa Remus'un bu kadar sinirlendiğini görmüştü.