İzmir/Menderes'te Ekim'in ilk yılıydı. Babasının yanında kalan Ekim artık annesi ve kardeşinin yanına taşınmıştı. Okulun ilk günü gelmiş çatmıştı. Kardeşi Asya ile birlikte okula gitmişlerdi. Tabikide çok yabancılık çekiyorlardı. Kimseyi tanımadıkları için biraz çekiniyorlardı. Asya 9. sınıf katına giderek sınıfını bulmuştu. Ekim ise hala sınıfını bulamamıştı. Birine sınıfların nerede yazdığını sordu ve gidip sınıfına baktı. Sonra yukarıya çıktı ve duvar bölümünden 2. Sıraya oturdu. Yanına Merve isimli bir kız geldi ve konuşmaya başladılar. 'Nereden geldin, neden geldin, adın ne?' gibi klasik sorularla konuşmaya başladılar. Ekim gibi 3-4 kişi daha yeni gelmişlerdi. Nurdan Ekim'in yanına giderek konuşmaya dalmışlardı. O gün sadece kitaplar dağıtıldı ve öğrenciler evlerine gönderildi. Ekim, Merve ve Nurdan birlikte çiğkofte yemeye gittiler ve biraz daha kaynaştılar. Birbirlerini tanımak için bir sürü ardı ardına soru sordular. Ve sonra herkes kendi evine dağıldı. Ekim sevinçliydi.. Çünkü okulda dışlanmamıştı ve şimdiden iki tane yeni arkadaş edinmişti. Eve gittiğinde heyecanla Asya'ya neler olduğunu anlattı. Ve tabiki Asya da hemen kendine Dilara adında bir kız arkadaş edinmişti. Okulun ilk günü iyiydi ya diğer günler... Bakalım yeni günlerde Ekim'i neler bekliyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafeler Sevmeye Engel Değil
Literatura FemininaGerçek bir hikayedir. Mesafelerin aşka, sevgiye engel olmadığını herkes görsün bilsin. Araya yolların girmesine izin vermedikten sonra şehirlerin bir önemi yok. İnşallah beğenirsiniz..