Ambivalans | taekook +18

0.8

Senden önceki hayatım, hafızamın derinliklerinde kalmış bulanık ve muğlak bir şey; yüreğimde artık yabancı, örümcek ağlarıyla kaplı tozlu nesneler ve insanlarla dolu bir mahzendi sadece.

Jeon Jungkook dan

Sabah boynumdaki ağrıyla uyandım. Kafamı dizime çevirdiğimde bana doğru dönmüş uyanmış beni seyreden bir Taehyungla karşılaştım.

"Günaydın."

"Günaydın ma chérie. "

Gülümseyip boyunumu ovaladım.

"Boynun mu tutuldu? "

"Biraz. Önemli değil. "

"Önemli. Bekle burada. "

Yukarıya çıkıp elinde bir kutu kremle döndü. Koltuğa oturup benim ona sırtımı dönmemi sağladı ve omzuma güzelce kremi sürerek masaj yaptı.

İşi bittikten sonra tişörtümğ düzelttim ve beraber mutfağa gittik.

"Bugün kahvaltıyı beraber hazırlayacağız değil mi? "

"Evet."

Onayıyla beraber dolaptan bir kaç malzeme çıkarttım. Beraber omlet yaptık daha sonra o kahvaltı için gerekli şeyleri çıkarırken bende domates ve salatalık soymaya başladım.

Taehyung işini bitirmiş arkamdan belime sarılmıştı. Aramızda pek bir boy farkı olduğu söylenemezdi. Çenesini omzuma yaslayıp beni izledi.

"Sen öyle beni izlerken elimi kesecekmiş gibi hissediyorum. "

"Sakın kesme. Canın acır. "

"Çekil o zaman arkamdan. "

"Hayır."

Daha fazla itiraz etmedim. Çünkü bu güzel bir histi. İşimi çabucak bitirip ondan ayrıldım ve tabağı masaya koydum.

Kahvaltı bittikten sonra içeriye geçtik.

"Bugün işe gidecek misin? "

"Hmhm gitmem lazım. "

"Gitmesen olmaz mı? 2 gündür eve gelmedin. Kendini çok yıpratmışsın. "

"Benim için endişelendin mi? "

"Endişelendim tabii. Beni orada bırakıp gittin. "

"Tamam gitmeyeceğim. "

Telefonunu cebinden çıkarttı ve bir şeyler yazmaya başladı.

"Kahve içer misin? "

"Senin elinden zehir olsa içerim. "

"Kiminle mesajlaşıyorsun? "

"Asistanıma mesaj attım. Bugün toplantılarımı iptal etmesini söyledim. "

Aptal gibi sırıtıp mutfağa gittim. Kahveyi koydum ve beklemeye başladım. Makine alarm verdiğinde kahvelerin olduğunu anlayıp kupaları elime aldım ve içeri götürdüm.