13 . Bölüm

194 17 0
                                    

Bölümü okumadan önce Tülay Macıran - Ahu Figan Dilber dinlemenizi tavsiye ederim .

Hastane de öğle yemeğimi yedikten sonra işime dönmüştüm . Dün olanlardan sonra ciwan dayım da kalmıştık . Hiç uyuyamamıştım , barlas desen benle aynı durumdaydı kötü bir şeyin olduğunu anlıyordu ve dün akşam çok fazla sayıklayıp kalkmıştı . İşe gitmeden çok huysuzluk yaptı.

Onu sakinleştirdikten sonra geç kalmadan hastaneye yetişmiştim . Acile burnunu tutan bir hasta gelmesi ile hemen ön yardıma koştum . Benim yaşlarım da bir genç erkekti . " Beyfendi şuraya oturun doktoru çağırtacam " diyip danışman yelize baktım . O anlayıp hemen telefona sarıldı .

Ben adam tekrar döndüm , o sırada tampon eşyaları geldi . Sargı bezini alıp genç erkeğin burnuna koydum . Benim sargı bezi koymam ile elini çekti . " Gerçekten de salaksın abi kim sana dedi topa koş diye " sesi gelen arkadaşıydı . Alparslan doktor gelince elimi çekip bakmasını sağladım .

" Akay , senin burada mı çalışıyorsun " sesimi duymam arkadaşının yanında duran erkeğe baktım . İnanamıyorum , bu meteydi . " Asıl senin burada ne işin var senin hastaneden çalışmıyor gerekmiyorum. " Diye sordum . Mete benim üniversite arkadaşımdı , galiba yanında duran arkadaşı ise arda olmalıydı .

" Bir tane açılışa davetliyim , o yüzden bir haftalık izne ayrıldım. " Dedi . Ben ardaya baktım . O fizyoterapist bölümünü okumuştu . " Sen doktor değil misin niye arkadaşına müdahale etmedin " diye gerçekten sorumun cevabını merak ediyordum . " Biliyor musun , dinlenmek için izne ayrıldım yani bu bir hafta doktor değilim , aha bu salak arkadaşım da kendine müdahale yapmamayı tercih etti aslında oda bir sağlıkçı " dedi

Buna katılıyordum , ikisi de üşengeçliği yüzünden buraya kadar gelmişlerdi . " Bizi yemeğe davet edersin umarım akay " arda ' nın boğuk sesi geldi . Gülümseyip " etmemi sizi ya sizle konuşmayı çok özlemişim " dedim . Yoğun dergi işleri ve son yaşanan olaylar çok fazla arkadaşlarım ile arayıp sohbet etme imkanım olmuyordu .

Ekibim benim ailemin bir parçasıydı onları arkadaş olarak görmüyordum , kardeşim olarak görüyordum . " Senin saçını kesttirdiğine halen inanamıyorum " bunu mete söylemişti , çünkü üniversitede kimseyi saçıma dokun durmuyor ve ömür boyu kestirmeyeceğimi söylüyordum .

" Kestirmem gerekti kestirdim " diye cevap verdim . Alparslan doktor işini bitirip geçmiş olsun diyip gitti . Ben ardaya baktım . " Sen yaralandın mı sen " çocuk sever gibi onu sevdim . Bu akşam dayımın lokantalarında akşam yemeği için anlaştık . Yarın olmazdı çünkü nöbet vermişlerdi .

Onlar hastanede işlerini hal edip gittiler . Ben ise diğer gelen hastalar ile ilgilendim . Hastaya serum takarken birden barlasın anne deme sesi geldi . Ben hemen etrafıma baktım .
Yorgunluktan yanlış duymuşumudur diye düşünüp hastaya serum takmayı bittirip kullandığım eşyaları alıp hastaya geçmiş olsun diyip yanından ayrıldım .

Arkamı döndüğüm anda rüya ' nın kucağında gözleri ağlamaktan kızaran barlas ile karşılaştım . Kullanılan eşyaları geri dönmüş poşetlerini koyup eldivenlerimi çıkarıp hemen onların yanına gittim . Barlas hemen kucağıma geldi .

" Ağlayıp durdu buraya seni görsün diye getirdim ,birazdan gideriz " açıklayan rüyaya teşekkür edip akşama lokantalarında misafirlerimi ağırlayacağımı söyledim . Rüya mutlu olup akşam için ona göre menü çıkartacağını söyledi .

" Annem sen ağladın mı " barlas benim konuşmam ile bana baktı . Masum bir şekilde kafasını salladı . Onun yanağından öptüm . Bir hasta geldiği zaman hasta ile ilgilenmek için barlası rüyaya verdim . Alparslan doktor da hastaya bakmak için yanıma geldi .

Hastaya gerekli işlemleri yaptıktan sonra tekrar beni izleyen barlasın yanına gittim . Rüya ve barlas biraz daha kaldıktan sonra gitti . Mesai saat bittikten sonra üstümü giyinip hastane de çıktım . Taksi durdurup binip lokantanın adresini verip arkama yaslandım .

Taksiye parasını verip kendimi hemen dışarıya attım . Lokantaya geçtim . Kuzenim rüya beni görmesi ile yanıma gelip beni dörtlü masaya oturup barlas ile geleceğini söyleyip yanımdan ayrıldı . İlk önce dergi gurbumuza mesaj çekip nasıl olduklarını sorup bizim lokantaya gelmelerini söyledim .

Eski şehir de iyi bir peruk yapan kişileri aramaya başladım . İyi yapan birisini bulup mesaj yazdım , yarın akşam hastanede nöbettim olduğu için kendisi hastaneye gelip saçı almaya teklif etti , kabul edip iyi akşamlar diyip mesaj yazmayı sonlandırdım .

Telefonu elimden bırakıp etrafa göz gezdirdim . Kuzenim rüya omzunda barlasın çantası ve kucağında uyuyan barlas ile geldi . Ben ayağa kalkıp ondan barlası aldım . Rüya çantasını yanıma koyup gitti .Bir süre sonra ekip , mete ve arda gelmişti . İki tane masa birleştirip sohbet etmeye başladık .

O sırada tişörtüm çekildi . Kucağımda ki uyanan barlasa baktım . " Bebeğim sen uyandın mi ? " Diyip onu kucağım da dik pozisyona getirdim . " Mete ve arda bu benim yeğenim barlas " diyip arkadaşlarıma tanıtım . " Tanıştığıma memnun oldum ufaklık " yanımda oturan mete barlasın burnuna dokundu .

O sırada sipariş ettiğimiz yemekler ve barlas için bebek sandalyesi geldi . Onu oraya oturup ilk önce onun yemeğini yedirip , onu doyurduktan önüne oyuncaklarını koyup sonra ben yemeğimi yemeye başladım . O sırada tam karşıma lokantaya yeni giren doktor alparslan bey ve çakır bey girdi .

Yanlarında tanımadığım dört kişi girdi . Yemeğimizi bittirdiğimiz zaman tatlıları sipariş verdik . O sırada mete ile sohbette daldım . Arada sıra oyuncakları ile oynayan barlasa bakıyordum . " Burada bağlama var mı ? Söyle bir kulağımızın pasını alsan " dedim meteye , çok güzel bağlama çalıyordu .

" Eğer varsa sende bana eşlik edersin üniversite zamanları gibi " dedi . Mete elini kaldırıp bağlama var mı diye sordu . Bağlama olacağını tahmin ediyordum çünkü ciwan dayım ve kuzenim can çalıyordu . Tahmin ettiğim gibi de oldu . Rüya elinde kılıfa koyulmuş bağlama ile geliyordu .

Mete ayağa kalkıp aldı . Kılıfından çıkarıp biraz masadan uzaklaştı . Bağlamanın akordunu bakıp bana baktı . Bana sormadan çalmaya başladı . Mete bütün türküleri bağlamaya uyarlayabiliyor . İlk önce çaldığını dinledim , bana göre en güzel çaldığı Ahu Figan Dilber türküsüydü .
Biraz dinledikten sonra söylemeye başladım .

Ahu figan dilber senin elinden
Hasretin bağrımı ezdi eziyor
Öldür kurtulayım tatlı dilinden
Firkatin bağrımı ezdi eziyor

Kaşların karası nutkumu bağlar
Hasretin canımı dağladı dağlar
Kimisi gülüyor kimisi ağlar
Kimisi yolundan azdı azıyor

Ey figâni viran çekme teşvîşi
Henüz işlemişim bir güzel işi
Pervâz edip gitti gönlümün kuşu
Muhâbbet bahrinde yüzdü yüzüyor

Türküyü bittirdikten sonra barlasa baktım . Bana mutlu bakıyordu . " Eydi , eyiyor " Z ye dili yetmiyordu . Elini çırptı . Onun için tekrar söyledim . Bu sefer bağlamasız söylemiştim . Bütün lokantadan alkış sesi geldi .

Doktorların oturduğu masaya göz ucuyla baktım . Beni izliyorlardı . Fevzi ayağa kalkıp " Evet herkes burdaysa İstanbul'a gitmeden önce bombayı patlatmış olayım burada , biz dergi işine başlamadan önce kendimizin en eğlenceli anıları ve en önemlisi hayatlarını bir deftere yazmalarını istemiştik . " Diye konuştu .

" Hadi daha fazla meraklanmadan söyler misin ? " cansu her zamanki merakına yenik düşüp sormuştu . Ben o sırada barlasa su içirmek ile meşguldum . " Barış ve berfunun ikisi de yaşadığı önemli şeyleri bir deftere yazmışlar ve o defter önümüzdeki ay halka kitap olarak sunulacaktır . " Ne diyip ona baktım .

" Evet doğru duydun akay onlardan bize en önemlisi halkımıza bir anı kalsın istedim . " dedi bir fevziye bir barlasa bakıyordum . Daha fazla dayanamayıp gözyaşlarımı tutamadım . Şimdi dergimizin ilk kitabı mi çıkıyordu . En önemlisi ise ilk kitabın berfun ve barışın yazdığı şeyler olması beni duygulandırdı .

Umarım beğenirsiniz:)

Tiktok - papatyamisalimiz

Upss iler ki zamanlarda ben de kitap yazabilir miyim düşünüyorum ama tek bu düşünmek ve hayal olarak kalacağını biliyorum . Umarım güzel şeyler hikayeler çıkarıp sizin okumanızı sağlayabilirim .






AKAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin