Guneşli bir pazar sabahıydı, mevsimlerden bahardı ,pencerenin kenarından sızan ışığın kirpiklerine vurmasıyla uyandı birden , bir süre yatakta yuvarlandıktan sonra yataktan kalktı ve tatlı bir sersemlikle yuzunu yikamaya doğru gitti, yüzünü yıkadıktan sonra bütün gece kulağında olan kulaklıkların verdigi baş ağrısına aldırmadan kafasını pencereden çıkardı ve derin bir nefes cekti ciğerlerine.Ardından bit ses yükseldi evin içinde "Ecevit kahvaltı hazır gelirken çayı da getir. " dedi annesi çayı masaya koyduktan sonra annesinin yanağına bir buse kondurup yerine oturdu.Kadın yuzundeki gulucukle "bugun nasılsın oglum?" diye sordu yedigi tabaktan kafasini kaldirmadan "standart, her zamanki gibi."dedi kadın tekarardan aynı surat ifadesiyle "bugun hava cok güzel çık dışarı biraz hava al kaç gündür evin içinden çıkmıyorsun dedi. dedi." Çocukta " bakarız, bi kahvaltımı yapayım ilk." diye cevap verdi. Aradan biraz vakit geçmesinin ardindan gezinmeye çıktı. Bu bahar daha bir coşkulu hissediyordu kendini.Belkide babası öldüğünden beri ilk defa böyle olmuştu. Bir sürüde arkadas edinmisti kendine yusuf, yusufun kuzeni damla ve bir çoğu. Arada belirli saatlerde buluşup eglenceli vakit geçiriyordu onlarla.Hatta o kadar egleniyorduki işe bile gitmiyordu. Bugün yalniz başına gezerken arkadaşlarıyla beraber oturduğu parkta elinde ikinci el olduğu anlaşılan bir roman, rüzgarın yüzüne serpiştirdiği kumral saçlarını toparlamaya çalıştırken gördü onu. O kadar hayran kalmıştıki bir süre çevresinde dolaşıp onu farketmesini umdu ama kız elindeki romana o kadar konsantre olmuşuki etrafında olan bitenden hiç haberi yoktu. Tam umutsuzluğa kapılmışken son bir cesaretle yanına yaklaştı ve "oturabilirmiyim?" diye sordu. Kızda "oturabilirsiniz" diye cevap verdi. Kalbi heycandan deli gibi carpiyordu ne diyecegini bilmiyordu. Sonra kısık bir sesle "Adım Ecevit." diyebildi.Kız ne olduğunu anlamaya çalışan bir surat ifadesiyle çocuğa dönüp "Eda" dedi. Ecevit konuya ne kadar düz ve direk girdiğinin farkına varıp telaşlı bir halde durumu toparlamaya calısıyordu, burdan sonrasını hiç düşünmemişti bile kızın yanına otururken.Bu arada gözü kızın okuduğu kitaptaki karakterlerden birinin adına çarptı "JAVER". Beyninde şimşekler çakan ecevite ilahi yardım gibi gelen bu tesadüf belkide bir dönüm noktası olacaktı. "Javer bu kitaptaki en idealist ilkelerinden ödün vermeyen saygı duyulması gereken karakterlerin başında geliyor bence." dedi. Edanın yüzündeki ifade birden şaşkınlıkla karışık gülümsemeye döndü ve "Demek sizde okudunuz bence javer toplumda insanları etiketliyip kutuplastıran geçmişte bazı hatalar yapan insanların düzelıcegine inanmıyıp onları iyice toplumdan soyutlamak isteyen kötü kalpli biri." Dedi. Bir sure sonra numaralarının birbirlerine verip ayrıldılar. Akşam olunca olan biteni annesine anlatı. Annesi gözlerindeki mutluluğu farkedince cok sevindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir sizofrenin baş ağrısı
Ficção GeralBabasının ölümünden sonra iyice içine kapanan Ecevit'in kendi kafasının içinde yaşadığı Aşk ın uzun ve zorlu süreci