Ağzım on metre açık bakıyorum, neler oldu lan öyle.
Arabadan iner inmez taksiye atladım ve "şu adamı takip et" dedim. Her ne kadar cool bir hava verse de sonuç pek istediğim gibi gelişmedi, sevgili mevgili olmadı sonuç, bu herif bildiğin deşti kızı.
Arabasından indi biraz bekleyip taksiden indim ve taksiciyi gönderdim, ileriye gittim ki başını kaçırdığım bi olay yaşanmış.
Çocuk bağırdı ve kızın elindeki bıçağı çekti, aniden kıza sapladı. O kadar hissizdi ki ben bile korktum. Kız bir çığlık bastı, o ıssızvari meydanda bile o bir avuç kadarlık millet etrafında bakındı. Doruk telefonu aldı birileriyle konuştu sesi hiç gelmiyordu.
Bir baktım siren sesi, bittik polis geliyor. Doruk telefonu kapattı ve sakalını sıvazladı -öööyle bir kirli sakalı da yok a-. Hemen yanına gittim, kızı itekledim, nefes kalp atışı sıfır. Doruk anlamamış vaziyette bana bakarken kıymetlisini kaldırması için bağırdım.
Şaşkın surat ifadesinin volünü düşürdü ve kızı kaldırdı. Bana fırlattığı anahtarları aldım ve arabayı açtım, kızı arkaya yatırdı. Şoför koltuğuna geçti, yanına oturdum. Hayır bir de hiç adam öldürmeye yardım ve yataklık etmemişim, kuralcıymışım gibi emniyet kemerimi de taktım. İkimiz de en az kışın elimizde bile tutamadığımız o kar taneleri kadar soğukkanlı ve sakindik, neden?
Sabah gözümü açtığımda TV açıktı ve Doruk ortalarda yoktu, baraka gibi bir yere gelmiştik gece. Saate bakmak için telefonuna uzandığımda şarjımın olmadığını fartk ettim, tek sorunum buymuş gibi ve kendi evimdeymişim gibi etrafta şarj cihazı aradım. Bir telefon şarja takılıydı, benim telefonumun aynısıydı, baktım şarjı fulldü, çıkarıp kendi telefonunu taktım.
-Günaydın!
-Günaydın.
-Sanırım o elindeki telefon benim.
-Ha, şarjım yoktu, bu dolmuştu.Telefona uzandı bir anda telefonu kendime çekip cebime koydum.
-Şu anki sorunumuz bu değil sanırım.
-Ne istiyorsun?
-Kızı öldürdün, yardım ettim, polisten kaçtık ya!
-Başıma bela olmaya devam edecek misin?
-Kusura bakma ama bu rahatlığı açıklaman gerekiyor.Umursamaz bir şekilde dudağını sağa kaydırdı.
-Hmm, acıkmışım, benle mi gelirsin, başının çaresine mi bakarsın, tabi bu evin dışında?
-Yemekte konuşuruz o halde.Kızı akşam arabada bırakmıştık fakat yoktu, kapısını açtığım an yoğun kan kokusu midemi kaldırdı. Sertçe kapatıp geri adfım attım.
-O şeyi temizletmelisin.
Çıtını çıkarmadan ilerledi, barakanın arkasına gitti. Beni burada bıraktığını düşündüm, hiiç cırlayamazdım, ekimi saçlarının arasına daldırdım ve ilerde yolun hangi tarafta olduğunu görmeye çalıştım.
Rakamdan gelen motor sesiyle irkildim, bir döndüm arka taraftan motor almış, kaskı bana uzatmış bekliyordu. Trafik güvenlik kurallarını neden aksatmıyorduk?
Cafeye geldik, mönüden birşeyler sipariş ettik, gözlerine gözlerimin takıldığı an ayrılmamaları için bakış değistirdim.
-Sanırım borçlusun?
-Hiçbirşeye değilim, hiçbirşeyi açıklamaya borçlu değilim.
-Bak bir şekilde yanlış bir şeyler yaptık ve ben bunu neden yaptığımı bilmek istiyorum.
-Çünkü gerçekten beynini kullanmayı aksatıyorsun. Bu zekilikle bu kullanma üşengeçliği, alkışladı.
-Lütfen artık bir şeyleri anlatır mısın?Sert bakışları yerdeydi, garson falan gelmesin de şu an bölünmesin bir daha anlattıramam derken öksürdü, bir yudum su içti bana baktı.
-İlk cinayetim değil, genelde polis gelince senin gibi topuklamaya yeltenmiyorum.
Sustu, bu muydu, ee si, devamı neydi yani? Tek kaşım havada ona bakmayı sürdürdüm.
-Ne bilmek istiyorsun baş belası.
-Anlatman gerekeni? Bu kadar değil en azından.Konuşurken bir anda sertliğim yumuşak bir ses tonuna dönüşüvermişti. Devam etti.
-Ya işte bilirsin klasik zengin katil hikayesi. Babamın polis ve savcı tanıdıkları...
Doruk bildiğiniz şu an bana seri katil tarzı bişey olduğunu itiraf ediyordu, o değil de salaklık bende adam seri katil sorun yok ama itiraf ediyor vays be diyorum. Bir de ben ne demeye elalemin çocuğunun kanına bulaştırdım elimi?
-Neyse öyle işte, bu kız da diğerleri gibi olacaktı, polis ve savcı olarak tanıdıklardan biri sevk edilecekti mesele kapanacaktı. Ama sen baş belam yine elin armut toplamadı.
-Sen boşver beni. Sadist misin de milletin kızını bıçaklıyorsun? Kaç kişiyi bıçakların, diğerleri derken kaç kişi yani ve ortak noktaları ne?Kim bilir daha kaç soru sıralayabilirdim ki garson nokta koydurttu.
Yemekler önümüze kondu hemen yemeye başladı.
-Hala seni bekliyorum Doruk, yardım etmeye çalışmıştım,.
-Bir katile mi?
-O an aklımdaki senaryolar tam olarak da bu değildi. Cevap verebilirsin sanırım yemeğine biraz ara verip?
-Ya kızım öyle canım sıkılınca birini öldürmüyorum tabi, kız elinde bıçakla üzerime yürüdü nedenini bile anlamamışım ölücem, yok aklımdaki son nefes bu değildi.Ne kadar samimiydi emin değilim bilmediği konusunda. Yemeğime dönüp atıştırmaya başladım, gerçekten açtım.
Doruk aniden fırladı, garson kızın biri üzerine yemek mi ne damlattı, aniden kalkıp lavaboya gitti. Benden özür dilemeye çalışan kızı geçiştirdim önemli olmadığını falan söyleyerek. Tam yemeğime döndüm ki titreşim, cebindeki telefon çalıyordu, isim yazıyor ama benim rehberimdeki bir isim değil, tabi ya Doruk' un telefonu. Hiç düşünmeden açtım.
-Alo!
-Alo, kiminle görüşüyorum?
-Ben Doruk' un bir arkadaşıyım da...
-Söyle ona duştan çıkınca beni arasın.
-Ne duşu lan?
-Oo lanlı lunlu bulmuş bu defa.
-Siz Doruk' un telefonundan kimlerle konuşuyorsunuz bilemem ama ben...Aniden biri telefonu çekti, öyle kalakaldım, bir döndüm Doruk telefonu kulağına tutup uzaklaştı. Geri döndüğünde çoktan yemeğime dönmüştüm.
-Sen var ya cinsinin geneline çok aykırısın. Öyle temiz saf bir ruhun yok bir kere, bildiğin rahatsın hem de olmaman gerektiği kadar, babanın kızına bu hareketler pek yakışmıyor Minacım.
Aa babanın kızı falan ne alakaydı şimdi. Ters ters baktım devam etti.
-Şu mafya baban güzellik!
Durdum buir süre arabada bahsettiğini anımsadım, bu çocuk beni gerçekten tanımıyordu, umrumda olduğunu mu düşünüyor ya da benden ne istiyor şu an üç buçuk atmamı mı? Yüzüne yaklaştım ve kulağına eğildim, sonra birşey söyleyecekmişim de vazgeçmişim gibi gülüp doğruldum.
Neyse işti kalktık gittik restorandan barakaya, e telefonum orada tabi ki almaya gidecektim. İçeri girdim, yine boştu. Doruk motoru bırakıp yanıma geldi, açık açık gitmemi bekler gibi bakıyordu ki telefonu çaldı ben de o esnada taksiye buraya gelmesi için adresi nasıl vermem gerektiğini kuruyorum ki Doruk geldi "okulun orada işim var seni bırakayım" dedi. Aman neyse diye atladım yine motora, çok uykum vardı hani nerdeyse omzuna koyduğum başım uykuya teslim olmak üzereydi. Okulda motordan indim hoşçakal görüşürüz falan bile demeden bildiğin tek kelime bile etmeden arabama bindim evinin yolunu tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞ BELASI (Askıda)
Aktuelle LiteraturKatil bir yakışıklı ve bir güzel, fakat geleneğe aykırı. Saflıktan uzak, ruhu tehditkar bir güzel. -Seni istemiyorum. -Biliyorum. -Güzellik, neden defolmayı denemiyorsun hayatımdan? -Seviyorumdur belki. -Sen kimseyi sevemezsin ki!