11. Bölüm: Masumiyetin Kaybolduğu İsim Günü

218 22 0
                                    

FS95

"Laya, saçlarımı topuz yapma. Düz bir şekilde bırak yeter."

"Bu on üçüncü isim gününüz majesteleri. Geleneklere göre yapmam lazım."

"Gelenekleri bozabiliriz Laya."

"Eğer dediğinizi yaparsam akşama kadar hayatta olup olmayacağımdan emin değilim prenses."

Uyarısı üzerine gözlerimi kıstım. Laya, altın ve gümüş karışımı saçlarımı topladı ve karışık örgülerle topuz yaptı. Başıma, siyah bir başlık geçirdi. Kırmızı elbisemi giydim. Omuzlarımı açık bırakan sıkı bir korsesi vardı. Yaka kısmına babamın ejderhası Caraxes işlenmişti. Eteklerimde ise siyah desenler vardı. Takı olarak babamın sekizinci isim günümde hediye ettiği kolyeyi taktım. Valyrian çeliğinden yapılmıştı ve kırmızı yakut yerleştirilmişti. Küpelerim onunla uygun bir şekildeydi.

Laya, şaheserini incelerken kapı çaldı. İçeri giren Sör Joffrey idi. Selam verdikten sonra:

"Prenses, varlığınız balo salonunda isteniyor."

"Geliyorum."

On üçüncü yaş günü önemli bir olay olarak kabul edilirdi. Bir erkeğin reşit kabul edildiği günken bir kadının damızlık bir koyun gibi satıldığı gündü. Ama bu akşam satılmamaya kararlıydım. Her lordu canından bezdirmek için yapacağım şeyler vardı.

İçeri girdiğimde Sör Redwyne:

"Eski Dragonstone Prensi Aemon Targaryen'in ikinci kızı, Diyar'ın koruyucusunun torunu, Visenya Targaryen."

Herkes saygıyla eğilirken büyükbabama doğru ilerledim. Bakışları görmezden gelmek en kolay şeydi. Sonunda onun önüne geldiğimde eğildim. Büyükbabam:

"Kalkabilirsin Visenya."

Bir süre bana baktı. Büyükbabam, son birkaç yıl içinde çökmüştü. Artık altmış bir yaşındaydı ve gençlik ruhu tamamen gitmişti. Her şeyin bitişinin yaklaştığına emindim. O da aynı şeyi düşünüyordu.

Büyükbabam:

"On üçüncü isim günün kutlu olsun. Kralın ve büyükbaban olarak ilk hediyen benden."

Sör Redwyne, ahşap bir kutu getirdi. Kutuyu açtığımda gözlerim kısa bir şaşkınlık içinde kaldı. Bu bir pelerindi. Evimin rengi olan siyah bir pelerindi. Ama üstündeki işlemeler kırmızı değildi. Altın rengi ile üç başlı ejderha amblemi yapılmıştı. Büyükbabam:

"Kutlamalar başlayabilir."

Kutu kaldırılırken beni tebrik etmeye başladılar. İlk önce amcam Baelon, ardından Viserys ve Aemma beni tebrik etti. Aemma, hamile karnı ile mutlulukla parlıyordu. Daemon ortalarda olmadığı için sıra Rahibe olan halam Maegelle'ye geçti. Onu en son ablamın düğününde görmüştüm. Bu süre zarfı içinde fazlasıyla yaşlanmıştı. Buraya gelme sebebi ikinci defa büyükbabamı ve büyükannemi barıştırmasıydı. Ve bunu başardı.

Daha sonra amcam üstat Vaegon beni tebrik etti. Vaegon amca:

"En sevdiğim yeğenim. İsim günün kutlu olsun."

"Teşekkür ederim amca. Keşke Old Town'da kalmasan. Burada yokluğunu hissediyorum."

"Her zaman Old Town'a gelebilirsin. Bunu bilmeni isterim."

"Teşekkürler."

Amcam Vaegon uzaklaşırken, ondan sonra Gael halam geldi. İsteksizlik içinde tebrik etti ve daha sonra salonun içinde kayboldu. Ama beklenmeyen misafirler için kapı açıldığında herkes şok oldu. Bu saygısızlıktı. Kral'dan sonra içeri giremezdiniz.

Dragons & Blood (Turkish Version)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin