Merhaba. Benim adım Buse Yıldırım. İki bin doğumluyum. Nisanın beşinde yeni açan bir çiçek gibi dünyaya gözlerimi açtım. Annem doğumumdan sonra üstünden büyük bir yük kalktığı için rahatlamış.
Ama bilmiyormuş ki onun için asıl yük daha yeni başlıyordu. Annem beni tatlı, narin, güzel ve terbiyeli bir kız olarak yetiştirmeye çalıştı.
Babam ise beni güçlü, kaba, erkeklerden nefret eden bir kız olarak yetiştirmeye çalıştı. Yani annemin bana verdiği piyano dersiyle, babamın verdiği boks dersleri arasında büyük bir fark vardı.
İkisininde amacı belliydi beni kendi istedikleri şekilde yetiştirmekti ama ben ikiside olmak istemiyordum. Onlar üzülmesin diye her istediklerini yaptım ama yaparken hiç mutlu olmadım. Ben hep özgür bir kız olmak isterdim. Her istediğini yapan özgür bir kız. Ama hiç bir şey istediğim gibi gitmiyordu. Babam benim yetersiz olduğumu ve daha sıkı bir eğitime ihtiyacım olduğunu söyledi. Ve olanlar ondan sonra oldu.
Doğum günüme son iki gün kalmıştı. Vereceğim parti için herşeyi hazırlamıştım. Herşey planladığım gibi gidecekti tabi umarım.
Ailemin sonradan bir süpriz çıkarmasından çok endişeleniyordum.
Ben bu düşüncelere dalarken telefonumdan bir bildirim geldi. Gözlerimi hemen telefonuma çevirdim. Telefonum bilgisayarımın yanındaydı. Gelen bildirimi pek fazla önemsememeğe çalıştım ama aklıma anlaştığım pastacıdan yada süsleme dükkanındaki tatlı amcadan gelebileceği geldi aklıma.Merakıma yenik düşüp yumuşak yatağımdan kalktım. Kalkar kalkmaz gözlerim babamın bana yirminci doğum gününde aldığı asker terliğini aradım. Ama hiç bir yerde görmedim. Mecburen annemin bana aldığı pembe cafcaflı terliğini giydim. Hayatım hep böyle yarım kabadayı yarım pembe sevimli kız. Bana alınan elbiseler bile çok garip ama elbiseleri karıştırınca çok güzel şeyler çıkıyor ortaya. Herneyse ayağımı terliğime güzelce sokup çalışma masama yöneldim.
Sağ elimi kuru kafatası ve barbie etiketleriyle süslenmiş bilgisayırımın yanındaki telefonuma yönelttim. Telefonu elime alır almaz mesajlara baktım. Gelen mesaj bilinmeyen numaradandı. Bu sıralar bilinmeyen numaralar beni sinir etmeye başladı. Bu ne ya ikinci el otomobil gibi yazan yazana.Anlamıyorum da nerden buluyorlar numaramı ya da kim veriyor bunları. Böyle birşey varsada neden haberim olmuyor. Ama ben bunu yapanı bir bulim varya babamın öğrettiği bütün yeteneklerimi onun üstünde denicem.
Telefondan birden yeni bir bildirim daha geldi. Bana az önce yazan bilinmeyen numaraydı. Hemen attığı mesajlara baktım. Bune ne saçma mesaj ya.
Mesajda;" Merhaba. Merak etme ben kötü biri değilim. Numarını sevdiğim bir arkadaştan aldım. Kötü bir niyetim yok bunu bilmeni isterim sadece sana atacağım sokağa gelir misin senle konuşmam gereken bir konu var. Gelirsen çok sevinirim. "
Bu nasıl bir mesaj ya. Bide gelirsen sevinirim yazmış. Utanmaz herif. Büyük ihtimalle benim tanıdığım biri. Ahh şu şapşallardan biri olamlı yine. Gidim de anlarım derdini. Ayağımda ki terliklerimle hemen bir yerlere fırlattım. Yönümü dolabıma yönelttim. Dolabın kapanı açar açmaz giyebileceğim güzel bir kıyafet aradım. Ama aradığımı bulamadım. O yüzden gizli silahları kullanmak zorunda kaldım.
Yönümü hemen üstünde bıçak motifleriyle dolu kapkara bakıldığında insanın içi ürpericek dolaba çevirdim. Bu babamın bana özel olarak yaptırdığı dolaptı. Dolabın kapağını açar açmaz bıçaklarla dolu olan bir giysi dolabıdı. Dolabımı başka biri görse bu kızım akıl ile yaşadığı sorunlar var derdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/332691418-288-k527817.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS AKADEMİSİ
Teen FictionBuse Yıldırım atlı genç kızımızın ailesi nedeniyle yetişme tarzı tuhaf ve tutarsızdır. Yaşadığı zorlukların üstüne otobüste karşılaştığı bir erkekler yaşadığı küçük bir talihsizlikten dolayı karakolluk olurlar. Bu tanışma onlar için bir başlangıçtır...