KÖHNE IZDIRAP

9 0 0
                                    

Multimedya:
#Model-Sarı kurdeleler

~KÖHNE IZDIRAP~

"Sarı kurdeleli kız."


Bir ceset var küçüklüğümden.

Bir acı var küçüklüğümden.

Bir anı var küçüklüğümden.

Bir iz var küçüklüğümden.

Bir kan var küçüklüğümden.

Bana küçüklüğümden kalanları bunlar. Bana bir mutluluk kalmadı. Bir gülümseme kalmadı. Bir sevgi kalmadı. Benim güzel bir yaşantım yoktu ki nasıl güzel şeyler kalsın. Annem bir keresinde bana'Her zaman kötü şeyler yaşamazsın elbet guzellikler seni de bulacak'demişti. Ben de bir umut bekledim güzel bir hayat ama gelmedi.

Belki de yaşttıklarımı yaşıyorumdur. Akıttığım kanlardır bana küçüklüğümden kalan. Yaşayanların vücudundaki izlerdir,ölenlerin cesedidir bana küçüklüğümden kalan. Verdiğim acıdır, bıraktığım anılardır bana küçüklüğümden kalan.

18 YIL ÖNCE

Bağırışlar,çığlıklar, ağlayanlar ; herkes kan,revan içinde yardım istiyordu. Zorla getirildikleri bu depo çok korkutucuydu. Çocuklar annelerinin yanında ayrılmıyor, yardım bekliyorlardı. Bir kişi hariç; Yosun. Henüz 7 yaşında bir kız çocuğu bir kıyamete sebep olabilir miydi?

Depoya getirilenler üst kata çıkarılmıştı. Yosun onların boşluğunu yakalayıp kaçtığı bir oda da belkide hiç görmediği silahlar, bombalar ve daha birçok techizat malzemesini görmüştü. Henüz bunların ne olduğunu bilmiyordu fakat bunları bilen birini tanıyorudu.

Uraz Karamar bu kız çocuğunun üvey abisi. Yosun yanında annesinin telefonu olduğunu hatırlayıp abisini aramıştı. "Alo anne neredesiniz?" Abisinin telaşlı sesini duyan Yosun daha da korkuyordu. "Alo abi benim. Ben çok korkuyorum. Bizi buradan alır mısın?" Yosun bu sözleri ağlayarak sarf etmişti. " Yosun neredesin sen?" dedi abisi. " Silahlar var abi burası çok korkutucu." Abisi yanındakilere bir şeyler söyledikten sonra Yosun'a döndü. " Şimdi sen gizlice her neredeysen çıkacaksın ve uzaklaşacaksın. Anlıyor musun beni Yosun?" Yosun da oradan gitmek istiyordu ama annesi ve en yakın arkadaşı Umut burda kalsın istemiyordu.

Yosun abisini onayladıktan sonra telefonu kapatmıştı. Odadan çıkmak için kapıyı açmıştı ki karşısında iri ve uzun boylu sarışın bir adamın korkutucu bir şekilde baktığını gördü. Koşarak silah dolu sandıkların arkasına geçti. Adam yavaş yavaş Yosun'un yanına gelirken ne yapacağını bilemeyen küçük kız ordaki silahların arasından birini alıp adama doğrulttu. "Sakin ol küçük prenses. O elindekini hemen yere bırak yoksa sana ceza veririm." Bunları ne kadar sakin söylesede korktuğu her halinden belliydi. Adam kızın üzerine geldikçe küçük kız geriliyordu. "Yaklaşma."küçük kız bu cümleyi kurduktan sonra adam kızın üzerine atılıp silahı almaya çalıştı. Kız korkuyordu ve ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Adam kızı iterek yere düşürdü ve silahı elinden aldı.

"Küçük prenses hadi yukarı."demesiyle kız yanında ne olduğunu bilmediği bantlı saate benzeyen şeyi eline alıp adama fırlattı. "Sakın onların düğmesine basma. "dedi adam. Bu sözleri hiç söylememesi gerekiyordu. Adam tek başına baş edemeyeceğini anladığında yardım istemek için odadan çıkmıştı. Küçük kız az önce attığı bantlı saatlerden birini eline alıp-adamın uyarmasına inat- düğmeye bastı ve kapıya doğru fırlattı. Adamdan kurtulmak için yaptığı bu şeylerin neye mâl olacağını bilmiyordu. Kızın attığı yerde geri sayıma başlayan saatden gelen ürkütücü ses ve az önceki korkutucu adamın tekrar odaya doğru adımlamasıyla küçük kız ne yapacağını bilemedi. Adım sesleri devam ederken kızın gözünün önüne gelen güneş ışığıyla odada bir pencere olduğunu fark etmişti.

O an ne annesi ne de Umut aklındaydı. Aklında olan tek şey oradan gitmekdi. Pencereye doğru ilerledi. Sıcak ellerini soğuk mermere bastırıp kendini yukarı çekti. Oradan aşağıya atladı. Giriş katı olduğu için atladığında bir şey olmamıştı.

Adam kızın arkasından bağırırken küçük kız hızlıca koşmaya başladı. Ormanlık alana geldiğinde ağaca yaslanarak soluklandı. Annesi ve Umut hâlâ içerideydi. Küçük kız kendini kurtarmayı başarmıştı ve bu yüzden onları da kurtara bileceğine inanıyordu. Deponun kapısı açıldığında o adamı gördü az önce kızın arkasından bağıran adam kapıdan dışarı bir adım atmıştı ki gürültülü bir ses koptu. Ardından deponun yıkılışı...

Gözlerinin önünde bir depo patlamıştı üstelik içerde Umut ve annesi vardı.

"Anne."dedi küçük kız bağırmak istiyordu,sesini duyurmak ama fısıltı gibi çıkmıştı bu kelime ağzından.

"Umut."dedi küçük kız bu sefer. Bana yardım et der gibi ama Umut da yıkılan deponun enkazındaydı.

Küçük kız elini saçına götürdü ve sarı kurdaleye dokundu. Annesi almıştı o kurdeleleyi ona. En sevdiği renk sarıydı küçük kızın o güne kadar.

Tek kalmıştı bu zalim dünyada.
Adaletsizce olmuştu herşey.
Onlar ölmüş küçük kız yaşamıştı.

Sarı kurdeleli kız o gün küçüklüğünü de öldürmüştü o depoda.
Ölen İzgi 'nin küçüklüğüydü ve o gün büyüdü.

***

Herkese merhaba.

Bölümü nasıl buldunuz?

Sizi seviyorum kalplerim 💗💗💗

Bir daha ki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın.

KÖHNE IZDIRAP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin