2.8

1.6K 149 270
                                    

jeongin heyecanlı bir şekilde hyunjin'i bekliyordu. bugün çok özel bir gündü ve en ufak şeyin bile yanlış gitmemesi gerekiyordu. hyunjin aşağı indiğinde hemen sevgilisinin elini tutup arabasına sürüklemeye başladı.

"jeongin napıyon amk?"

"aşkım pardon ya bir an önce gidelim istedim."

"salak ya."

bugün ilişkilerinin üçüncü yılıydı. diğer iki yılda da olduğu gibi jeongin hyunjin'i yine tepeye götürüyordu. bu tepe ikisi için özel bir yerdi. ilişkilerinin çoğu duygusunu burada yaşamış, üzgün olduklarında burada birbirlerine sığınmış, mutluluklarını burada birbirlerine katmışlardı. o yüzden, hyunjin beş yıl daha yıldönümlerini orada kutlasalar sesini çıkarmazdı.

"efendim changbin. ne? ya siktir git amınakoyim. kapat ya."

"noldu?"

"geri zekalı kalpli boxer mı yoksa alevli boxer mı diye soruyor."

"bu çocuk niye böyle ya?"

"bilmiyorum aşkım. boş ver onu hadi gel inelim."

jeongin arabadan inen sevgilisinin elini tutmuş, her zaman oturdukları kısma doğru ilerlemeye başlamıştı. hyunjin de bir yandan sevgilisini hayran hayran izliyor, bir yandan da düşmeden yürümeye çalışıyordu.

geldiklerinde yerdeki örtüye oturdular. şehrin vuran ışıkları, gökyüzündeki yıldızlar, kadehlerindeki şarapları.. jeongin her şeyi yine en ince ayrıntısına kadar düşünüp hazırlamıştı.

jeongin kadehini kaldırıp konuşmaya başladı.

"üçüncü yılımız kutlu olsun sevgilim."

"üç yıl sana katlandığım için sabrıma da kadeh kaldırıyorum."

"aşık ya bu bana."

"hee öyle mi olmuş?"

"he ya."

salak muhabbetleri devam ederken jeongin hoparlöre telefonunu bağladı ve religion'ı açtı. hyunjin'in gözlerinin içine bakarak söylüyordu şarkıyı.

it never was about the money or the drugs.
for you, there's only love.
it never was about the party or the clubs.
for you, there's only love.
cause you're my religion, you're how i'm living.

şarkının sonlarına yaklaşırken hyunjin jeongin'in yakasından tutup kendine çekti. yumuşakça öpmeye başladı sevgilisini. duygu doluydu öpücükleri.

zaman çabuk geçiyordu. artık eskisi gibi çocuk değillerdi. üniversiteyi bitirmiş, iş hayatına atılmışlardı birer birer. changbin dışında tabii.. en önemli hocaya diklendiği için hoca onu geçirmemişti, sonuç olarak bir dönem daha üniversitedeydi. herkes yavaş yavaş kendi hayatına çekilmişti. tabii ki arkadaş grupları hala aynıydı. ne mizah anlayışları ne de konuşma tarzları, birazcık bile değişmemişti. ama işte eskisi gibi her gün birlikte değildiler. girilmesi gereken toplantılar, yapılması gereken çizimler, ilgilenilmesi gereken müşteriler.. büyümüşlerdi işte. chanlix evlenmişti mesela, bir ay sonra avustralya'ya gideceklerdi. minsung birlikte eve çıkmış, çocuklarını- üç kedi, bir köpek- büyütüyordu. seungbin ise.. changbin ne kadar uğraşsa da seungmin öğrenciyle evlenmem diye tutturmuş, kesin bir dille reddetmişti. ne kadar zaman geçse de hala aynı ebucehilin torunlarıydılar.

jeongin yavaşça ayrıldı sevgilisinden. dizlerine uzandı hyunjin'in. konuşmadılar saatlerce. birbirlerinin yüzlerini izlediler, şaraplarını yudumladılar, konuştular. gökyüzünü seyrediyorlardı şimdi de.

hyunjin omzunda yatıyordu jeongin'in. birlikte lovers rock dinleyerek yıldızlara bakıyorlardı. jeongin sevgilisinin kafasına uzun bir öpücük bırakıp oturur pozisyona geçti. onun kalkmasıyla jeongin de kalkmıştı. jeongin cebinden bir bileklik çıkardı. biraz daha hyunjin'in yüzünü inceleyip derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"hyunjin, evleniriz belki bir gün, çocuklarımız olur? sana benzer, şiir olur. bana benzer, şair olur?"

jeongin durup biraz düşündü.

"devamını unuttum amk."

hyunjin jeongin'in yüzüne dünyanın en mal varlığıymış gibi baktı.

"bugun benimlen evlenir misin?

"ya sen ne kadar iğrenç bir herifsin ya. bir insan evlenme teklifini unutur mu amınakoyim? nefret ediyorum senden. yormuyor mu bu kadar mal olmak? pis adam."

hyunjin söylenmeye devam ederken bir yandan da bilekliği takması için jeongin'e bileğini uzatıyordu. asik iste malsf hyr diyemiyor.😞

jeongin bilekliği takarken bir anda hyunjin'in kabul ettiğini fark etti. kendisiyle birlikte hyunjin'i de ayağa kaldırdı.

"VALLA MI LAN? EDİYON MU KABUL? ARTIK HER SABAH AYAKLARINI YALAYARAK öhm ÖPEREK UYANDIRABİLİR MİYİM SENİ?"

hyunjin, her ne kadar geri zekalı olsa da seviyordu jeongin'i. sevgilisinin salaklığına gülerken jeongin onu gülüşünden öptü. ardından kucaklayıp yüzünün her yerine öpücük kondurdu.

jeongin sakinleştikten sonra yeniden oturdular. jeongin hyunjin'in bacak arasında yatıyordu. kendi bileğinin boş olduğunu fark edince bilekliğini ve bileğini hyunjin'e uzattı. bir süre kolları yan yana bilekliklerini izlediler. mutluydu ikisi de. jeongin her ne kadar batırsa da, güzel bir anı olarak kalacaktı akıllarında.

__
aaaammmminakoyimmmmm bitmesin diye bolum yazamiyom delircem offfff

ASLINDA EVLENME TEKLIFI SOYLE OLCAKTI
JEONGIN PENISININ UCUNA YUZUK KOYCAKTI CIKARCAKTI CAVUSU BUGUN BENIMLEN EVLENIR MISIN DIYECEKTI ama iste malsf biraz romantiklik de olsn dedim

ASLINDA EVLENME TEKLIFI SOYLE OLCAKTIJEONGIN PENISININ UCUNA YUZUK KOYCAKTI CIKARCAKTI CAVUSU BUGUN BENIMLEN EVLENIR MISIN DIYECEKTI ama iste malsf biraz romantiklik de olsn dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

taktiklari bileklikler de bunlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


taktiklari bileklikler de bunlar

cum | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin