Bu duyuruyu okuyunca anlayacağınız üzere dün hazırlamıştım ama akşam, Kayra çok fazla huzursuzluk çıkarınca kolumu kaldıracak halim kalmadı. Bugüne nasipmiş. Bu vesileyle, hepinizin kandili mübarek olsun da demek istedim arkadaşlar. Her kim nerede, ne için bir şifa bekliyorsa, bu mübarek günün hatırına şifasına tez zamanda kavuşur inşallah.
Merhabalar, nasılsınız?
Sizlere yaşarken hiç komik olmayan, kısa bir Ocak 2023 özeti getirdim.
Saat gece yarısı 00.00'ı geçip, hepimizin hayatına yeni bir 365 günlük serüven açtıktan sonra herkes gibi hayal ettiğim güzelliklerle sarındığım bir seneye başlangıç yapamadım ne yazık ki. 01 Ocak günü, güne bir yakınımın beklenmedik cenazesiyle başladığımda, pekte fena noktalamadığım yılbaşı gecesinin artçılarını hala taşımaktaydım. Günler bir şekilde normal seyrinde akmaya devam ederken, aldığım başka vefat haberinin yanı sıra, ailecek –çok ciddi sonuçları olabilecekken, şükür ki maddi kayıpla sonuçlanan- bir trafik kazası atlattık. Şokunu atlatmam iki güne yakın sürdü. En son o dönem sizlere instagramımdan seslenebildim. İyi hissediyordum, hikâyelerimin bölümleri hazırdı ve o haftayı komple bölümlere pay etmiştim. Uygulamaya girmem ve yüklediğim bölümlerde sıkıntı olunca, sizlere danışmıştım. Yorum beğenme güncellemesi varmış. Tarih tam tamına 10 Ocak'tı.
O günden sonra önce telefonum çöktü. Tüm sosyal medyayla irtibatlarım kesildi, telefonumu yenilemek durumunda kaldım. Keşke her sorun, böyle kolaylıkla çözülebilse gerçekten... Telefonumu düzelttim dediğim sırada, Kayra'nın ateş sarmalı başladı. Beni yakından takip edenler bilir ki, 2022 Kasım ayından beri her ay bir kere hastanelik olur olduk. Kayra ile başlayan hastalık bana sarktı ve o gün bugündür, deyim yerindeyse yatak döşek yatmaktayım. Şimdi diyeceksiniz ki, aman bir hastalandın diye mi ortadan kayboldun? Hayır. Telefonumun çöktüğü günlerde, bir arkadaşım trafik kazası geçirmiş. Hala yaşam mücadelesi veriyor, görüştüğüm arkadaşlarına çok belli edebiliyor muyum bilemesem de, çok etkilendim. Çünkü kendim kaza geçirmeden önce de 21 yaşındaki genç bir arkadaşın kazası ve vefatını öğrenip, çok etkilenmiştim. Arkadaşımın kazasının şokunu atlatamadan, eşimin; eşim ve oğlumun ismini taşıdığı dedesi, hastaneye yatırıldı. Pek tabi, yaşı var ama eşim hastanede refakatçi olduğundan, oğlumla evde hasta oluşumuz biraz daha fazla zorladı. Bu arada tabi, güzel bir şey de oldu. 16 Ocak'ta Mustafa Kemal doğdu, Sabiha Gökçen abla oldu. O umut, o sevinç nasıl güzel hissettirdi anlatamam ama hastalıktan kırılıyorum, gidip görsem vicdanım el vermeyecek. Gitmedim. Mustafa Kemal'de halasının gidip kendisini görmemesine kırılmış olacak ki (kendimi avutma şeklim) hastaneden eve gelmedi. Doğum sırasında gerçekleşen komplikasyonlar sonucu ancak dün yani 24 Ocak'ta hastaneden taburcu oldu. İyileşmenin İ'sini gerçekleştiremediğim için hala gidip kendisini kucaklayıp, kokusunu şöyle bir soluyup şükredemedim ama bir söz vermiştim, bir tanecik sağlık dolu güzel bir haber alayım şuraya bir açıklama bırakacaktım. Evet, bu açıklama Mustafa Kemal'in hastaneden taburcu olmasının şerefine!
Ocak ayı başladığından beri, vefat, kaza, yoğun bakım, geçmek bilmeyen hastalık ve hastane terimlerinden çok üzülerek söylemeliyim ki, psikolojik olarak da çöktüm. Üç aydır oğlum ile birlikte paçamızı kurtaramadığımız salgın ve geçmek bilmeyen öksürüğün, yaşayanlar ve anneler ne olduğunu çok iyi bilir. Eşim ile evimizin resmen öğrenci evine dönüştüğünü düşünüyoruz artık. Her odada bir yatak var ve kimin nerede ne ara yattığı, ne ara eve girip çıktığı belli değil. Hatta öyle bir hale geldim ki, oğlumun gerçekleşecek karne gününü bile unuttum, çocuğu arkadaşlarıyla karne almaya götüremedim. –Evet, anneler şu an bunun fark ediliş anını ve ardından anneye gelen yetememe hissiyle ağlama krizini birebir zihninde canlandırdı eminim.-
Çok yorgunum arkadaşlar. İtiraf etmeliyim ki iyi hissetmiyorum. Bir şeyleri yaşarken, yansıtmayı seven bir insan değilim. Belirsiz zaman dilimi içeren döngülerde, kendimle birlikte başkalarını da tüketmeyi sevmiyorum. Şakayla karışık "Kız öldün mü, yoksun?" diyen herkes, abartısızız herkes, sesimi duyup, yüzümü gördüğünde şoktan şoka giriyor. "Sesin berbat, gözaltlarının o hali ne, bi' deri bi' kemik kalmışsın," gibi şok cümlelerini işitmeyi de kanıksadım neredeyse. Arkadaşımdan, hala bir haber yok. Güzel haberlerini bekliyorum. Dedemiz önümüzdeki hafta birden fazla ciddi operasyon geçirecek, kaldırması adına dualar ediyorum. Kayra ile ben, kurduğumuz karantina yaşamımıza devam ediyoruz. Tüm sağlık sorunlarının Ocak 2023'te kalmasını diliyor, Şubat ayında tüm sevdiklerimi sağlıkla kucaklayabilmeyi umut ediyorum. Mustafa Kemal'i kucaklayabildiğim gün, her şeyin geride kalmış olmasını umuyorum. Kısacası toparlamak gerekirse, 2023 Ocak bana sağlık hakkında bir sürü dersler veren bir zaman dilimi oldu. Dilerim ne ayın ne de yılın devamı böyle gitmez. Gerekli dersleri çıkardığımı düşünüyorum. Allah nasip kısmet eder ve başka acı, keder vermezse, toparlandığımda geri döneceğim. Kırgınlığınızın, hayal kırıklıklarınızın ve kızgınlıklarınızın farkındayım. Kendi ilahi kader planımı yönetme hakkı bende olmadığı için üzgünüm. Hepiniz gibi sıradan fani bir canlı olduğumu, benimde sevdiklerim, hayat akışım olduğunu unutmamanızı rica ediyorum.
Bu geçirdiğim zor dönemde, çok sevdiğim, çok hayalini kurduğum Onsra ile ilgili adım atma imkânı, gücü bile bulamadım. Bu cümle bile ne durumda olduğumu belli ediyordur ama umarım bende durumumu tam manasıyla açıklayabilmişimdir. Dönüşüm ya da herhangi bir şey ile ilgili zaman belirtmemeyi bu ay içinde çok acı şekillerde öğrendiğimden dolayı bir kul olup, kurmaktan vazgeçtim. Çünkü kader, her zaman tatlı tatlı gülmüyormuş. Yine de en kısa zamanda aranıza dönebilmeyi diliyor, soran, merak eden herkese mesajlarınızı okuyamasam dahi teşekkür ediyorum.
İyi ki varsınız. Sağlıkla kalın.
Sevgiler
Gökçen Koçan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merak Ettilleriniz
Non-ficțiuneTwitter sohbet odası özeti ve ileride yapılacak odaları, canlı yayınları içerecektir