görüntülü konuşma

341 40 36
                                    

Hayatım bir wattpad hikayesinin içindeymiş gibi ilerliyordu ve kontrolden çıkmış bir geri zekalının aklından ne geçiyorsa onu yaşıyormuşum gibi görünüyordu. Bu deliceydi. Aptal mesajlarımla adamı rahatsız edip bara sürüklemem yetmiyormuş gibi hikayesindeydim. Milyonlarca takipçisinin olduğu profilindeydim.

Tamam adımı belirgin bir şekilde etiketlemediği için belli olmuyordum ve kimse hesabımı işgal etmemişti ama bu cidden deliceydi. Dakikalarca fotoğrafı inceledim ve neden bunu paylaştığını düşündüm. Cevabını bulamıyordum.

Mesajları sadece bir kez okudum ve utancımdan tüm valizimi toparlayıp şehir değiştirmek istedim. Paranoyak gibi adama sürekli beni dövecek misin yazıp durmuştum. Eğer bu kadar sabırlı birisi olmasaydı beni gerçekten dövebilirdi bu ısrarım ve tuhaf mesajlarım yüzünden. En azından ben olsam döverdim.

"Hala ne yazman gerektiğini mi düşünüyorsun?" diye sordu Jimin kahvesinden bir yudum almadan önce.

Bir saat önce olanları konuşmak için bir kafeye gitmeye karar vermiştik ve bu pek akıllıca değildi çünkü yeterince salak hissetmiyormuş gibi şimdi onların dalga geçmesine maruz kalıyordum.

Başımı salladım. "Bir şey yazmak zorunda mıyım? Aklıma hiçbir şey gelmiyor."

"Seokjin'e yazma fırsatın var ve bunu kaçıracak mısın?" Hoseok hyung hayal kırıklığına uğramış gibi baktı. "Hem adam seni hikayesinde paylaştı, tabii ki yazmak zorundasın."

"Peki ne yazacağım?" elimi çeneme yerleştirdim ve ona döndüm. Tam yanımda oturduğu için sandalyemde bacağımın birini diğerinin altına almam gerekmişti. "Pardon dün gece beni takip etmekle suçlamıştım seni çok özür dilerim ve beni eve kadar getirmişsin teşekkür ederim bu arada fotoğrafımı paylaşmışsın ne alaka amına koyayım mı?"

Göz devirdi.

"Sadece teşekkür et ve normalde bu kadar geri zekalı olmadığını sarhoşluğuna özel olduğunu söyle."

Jimin atladı, "Bence yalan söylemesi hoş olmaz."

"Ha?"

"Yani hep böylesin sonuçta..." dudaklarını birbirine bastırdı. "Sarhoşluğuna özel diyemeyiz."

"Doğru söylüyorsun ama adamı korkutmaya gerek var mı?"

"Gerçekten harika arkadaşlarım var ya." önüme döndüm ve kollarımı göğsümde birleştirdim. "Beni ne kadar çok seviyorsunuz böyle."

Bana cevap verme gereği duymadan kendi aralarında bir şeyler konuşmaya başladılar ve ben de yeniden telefonumu elime aldım. Ekran kilidini kaldırdığım anda konuşmalarımız tekrar karşıma çıktı ve bu inleyerek alnımı masaya yaslamamı sağladı.

"Aptalım ben," diye sızlandım sessizce.

"Evet, biliyoruz."

Jimin'in konuşma arasında bile bana hakaret etme fırsatını kaçırmaması gözlerimi devirmeme sebep oldu. Bugün bana karşı ekstra kaba davranıyorlardı. Ya da dürüstlerdi. Emin değilim.

Nefes aldım ve önceki mesajları görmemeye çalışarak konuşmaya tıkladım. Bunu yapabilirdim. Ona bir mesaj atabilirdim ve bu dün geceki gibi olmazdı. Sonuçta sarhoş değildim.

Ama hala aptalsın T.

Bu iyi hissettirmedi.

kth:

dün gece için özür dilerim

içkiyi biraz fazla kaçırmışım

Daha fazla ne yazacağımı bilmediğim için konuşmadan çıktım. Tabii ki ona neden fotoğrafımı paylaştığını sorabilirdim ama söylediğim her aptalca şeyden sonra hesap sorar gibi davranmak istemiyordum.

big boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin