The Vampire's Wish CHANGLİX

1.

HELLO MADAFAKA! PWHSPJSKKS

Mini fic yazmak istedim ve sonuc burdayim kshsksh

Canım sıkıldı ve dedimki niye kısa bir hikaye yazmiyom :D

Dedim olabilir

Neyse yan çitfleri zyn belirttim

İyi okumalar!!

💙

❣

*******************

Felix

Ay yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Ben ise malikanemizin balkonunda aşağıda abimle konuşan Changbini ve onların arkasındaki meyve bahçesinde birbirlerine meyve yediren Hyunjin ve Jeongini izliyordum.

Onların arkasında da Chan Hyung ve Seungmin vardı. Ve yan yan uzanmış yıldızları işaret ederek gülüşüyorlardı.
Son olarak Abimin yanında ellerini abimin omuzlarına arkadan sarmış ve tatlı tatlı gülümseyen Jisung hyunga baktım.

Aklımda tek bir isim dolaşıyordu. Beynim ona bakmak istemede de kalbime söz geçiremiyordu ve ben bakmak zorunda kalıyordum.

Ne kadar yakışıklı diye düşünmeden edemiyorum!

Ama biraz kör sanki :(

Ben tam 259 yaşındayım ve birlikte yaşamaya başlayalı 54 yıl oluyor...

Onunla ilk karşılaştığımız günü çok iyi hatırlıyorum.

- Flashback -

"Minho hyung!" Diye bağırdı genç vampir. Abisi yine yakasından tuttuğu bir vampiri bodrum katına götürüyordu. O artık abisine sinirlenmeye başlıyordu çünkü sürekli birilerine işkence etmesinden bıkmıştı.

Bu sefer kim ne yapmıştı acaba?

Hemen abisinin yanına gitti ve elindeki vampire baktı. Siyah saçları, kaslı ama biraz kısa vücudu ve 'ben alfayım' diye bağıran kırmızı gözleri vardı.

Hemen abisine döndü "Bu sefer noldu abi?" Diye sordu. İyi bir mazeret bekliyordu.
Abisi hemen hırladı "Onu jisunga zarar vermeye çalışırken yakaladım!" Bi dakika iyi de Jisung hyunga neden zarar vermek istesindi ki?

"Emin misin abi?" Diye son kes şansını denemek istedi.

"Ne diyosun Felix? Eminim tabiki! Üstüne atlayacaktı Jisungumun!" Söz konusu sevgilisi olunca hiçbirşeyi gözü görmüyordu abisinin.
Bunu iyi biliyordu felix o yüzden birşey diyememişti.

Changbin hemen kendini savundu. "HAYIR! Yemin ederim ben ona zarar vermek istemedim! Çalıların önünde duruyordu ve arkasından ona saldırmaya çalışan başka vampirler vardı. Bende onu kolundan tutup uzaklaştırmak istedim. Hepsi bu yemin ederim!" Doğru söylüyordu Changbin o iyi birisiydi ve asla savunmasız bir Omegaya zarar vermezdi.

Minho tam emin olamayarak bir yandan Changbine bir yandan da ona masum masum bakan kardeşine bakıyordu.

Herkese ikinci bir şans verilmeliydi. Değil mi? Felix böyle düşünüyordu.

Yine de emin olamadı Minho. Bu yüzden yürümeye devam etti.

"Abi bekle!" Abisi onu dinlemeyerek yürümeye devam ediyordu. Önüne geçti küçük olan.

"Bir şans verelim!" Dedi nefes nefese. Abisi onu dinlemeye başladı. Bunun üzerine devam etti.

"Burda bizimle yaşasın. Sana avlanmada yardım etsin. Hem artık bu evdeki tek alfa olmaktan kurtulursun hemde..." düşünmeye başladı felix. Abisini ikna etmek istiyorsa geçerli bir sebep bulması lazımdı.

Vee...

"O YEMEK YAPABİLİR!!" Diye bir anda aklına gelen fikri söyledi.

İşe yarayabileydi çünkü evlerinde pek de güzel yemek yapamayan bir sincap vardı.

Changbin önünde duran ve kendisinden büyük alfanın geniş omuzlarının arkasından Felix'e bakarak tam olumsuz cevap vericekti ki Felix ona 'kabul et yoksa ölürsün' bakışı attı.

Minho hemen ensesinden tuttuğu alfaya baktı.

"Yemek yapabilirsin değil mi?" Diye sordu. Changbin hemen olumlu kafa salladı.

Bunun üzerine abisi tuttuğu alfayı bıraktı. Ve oradan uzaklaştı. Felix karşısında duran ve hayatını kurtardığı adama bakıyordu.

Changbin de kendisine bakıyordu ama biraz şaşırmış ve minnettar şekilde.

Ve işte o an kalpleri birbirine yıldızlardan bile daha sonsuz şekilde bağlanmıştı onlar bunu bilmese bile...

*****************
Ae

OHA BU KADAR BEKLEMŞYODUM

APAPPAAĞĞAĞA

NEUSE BU BÖLÜMDE NASI TSNIŞTIKLARINI ANLADINIZ

GİDİŞAT BÖYLE

HADİ SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ ☆☆☆☆