Arkadaşlarım ile gezmem, eğlenmem ve yemek yemem uzun sürdü ama bu sadece zaman açısından. Yani benim için çok kısaydı. Onları sandığımdan daha çok özlemiştim ve bunu en kısa süre zarfında tekrar buluşmak dileği ile onlara söylemiştim. Onlarda özlemiş olmalıydı. Ancak şöyle bir sorun vardı, aslında benim sorunum değil. Bu arkadaşlarımdan biri olan Sunmin'indi sanırım aileseldi. Bize anlatmamıştı sadece ona bilmediğimiz sorunu unutturmamızı söylemişti. Bizde çok sıkmadık çünkü kendisi dünyanın en duygusalıydı. Ona bırakın hakaret etmeyi argo kelime bile kullanmaya korkuyoruz. İşte bu duygusallık yüzünden üstüne gidersek daha kötü sonuç alabileceğimizi düşündük. İlk restoranta sonra aynı restoranın içinde ki klasik bir barda konuştuk aslında konuştuk denmez çünkü konuşmamızın yarısı Sunmin hariç dalga geçmek ve her şeyi dalgaya vurmak ile geçti. Biraz orda durduktan sonra gezmeye başladık ve bu gezme dünyanın en yorucu gezmesi olabilir. Şehir merkezinin diğer ucunda bir mağaza vardı ve sorun şu ki araba ile gitmek varken Tae-ah bizi yürüttü.
Şuan o şaka dükkanını gördüm ve direk içeri girdim. Nefesimi tuttuğumu dükkandan içeri gelince büyük nefes alınca anladım. Ne oluyordu? Aslında biliyordum ne olduğunu ama kabullenmemek şuan kötü bir fikirdi. Ben ani duygu değiştiren biriydim ve daha tam olarak tanımadığım birisine bunu yapıp daha sonra da üzmek istemezdim. Kim isterdi ki?
Yazardan
Renkli dükkan geceleri küçük renkli led ışıklar ile kaplı tablolar ile süsleniyordu. Gece insanlar yorgun oluyor ama bu dükkana girince istemsiz yorgunluğunu unutuyordu. Ama Niki hala gülmüyor du. Çünkü Sunoo yu görememişti kasa da ya da her hangi gibi bir masa da. Kimse yoktu dükkanda sanırım kapanma saatiydi. Niki kolunu kaldırıp saatine baktı, saat 1.45 di. Bu kadar geç mi olmuştu. Bir süre daha dükkana göz gezdirdi. Birisini göremeyince arkasını dönüp yakın olan kapının kolunu tuttu.'Merhaba'
Niki gelen tanıdık ses ile başını öne eğerek sessiz bir şekilde güldü. Ve kapı kolunu bırakarak yavaşça arkasına döndü.
Karşısında bir şey olmasa da gülen tatlı garsona baktı.'Merhaba, geç oldu sanırım'
Niki etrafa baktı tekrar, kimse yoktu, bunu biliyordu ancak bakma ihtiyacı duyuyordu.
'Dükkanın kapatma saatine denk geldim galiba'
Sunoo ellerini havada salladı.
'Hayır, yani evet kapatma saati ancak...'
Niki ve Sunoo nün gözleri kesiştiği de Sunoo yutkundu. Niki beklentili bakıyordu ona ve ne söylese kırıcakmış gibi hissediyordu Niki yi.
'Ancak biraz daha açık kalabilir'
'Buna sevindim'
Sunoo elini bir masanın sandalyesine götürdü.
'Oturun lütfen'
Niki mahçup bir şekilde başını öne eğdi ve Sunoo nün çekmiş olduğu sandalyeye oturdu.
'Yiyecek veya içecek bir şey ister misiniz?'
'Hayır, sadece konuşmak istiyorum'
'Peki'
Sunoo nazikçe oturdu karşısında ki sandalyeye. Nasıl bir konu açacağını bilmiyordu, açmak zorunda değildi ancak öyle hissediyordu.
'Üzgünüm, buraya bu saatte konuşmaya geldiniz ancak ben sizi derin bir sessizlikte böyle yanlız bırakıyorum'
'Ah hayır. Asıl ben sizi kapanma saatinde böyle rahatsız etmemeliydim. Ancak dünkü olan sohbetten sonra gelmek istedim.'
'Anladım, not bırakmanız çok hoştu ancak gerek yoktu'
'Kırmak istemem'
'Bende kırmak istemem'
İkisi de masaya bakıyordu. Ne diyeceklerini bir türlü kestiremiyorlardı. Ağızlarından yanlış bir kelime çıkacak diye çok korkuyorlardı.
Niki nin telefonu titremeye başlamıştı masa da. Annesi arıyordu. Niki sakince telefonu aldı eline. Ve kulağına koydu.
'Anne? Efendim?'
'Geç oldu, neredesin?'
Niki Sunoo ya baktı, Sunoo zaten onu izliyordu. Gözlerinin kesişmelerini bekliyordu sadece.
'Senin bana önerdiğin kafedeyim. Sunoo, Sunoo ile birlikte oturuyorum'
Annesi telefonda nazikçe güldü.
'Anladım, çok geç kalma'
'Tamam görüşürüz'
'Görüşürüz'
Niki telefonu kapattı ve masaya eski yerine koydu.
'Annen, beni tanıyor mu?'
'Evet'
Niki çok kısa ve öz cevap vermişti her zaman yaptığı şeydi ancak şimdi garip ve hoşnutsuz gelmişti ona.
'Aslında seninle arkadaş olmak isterim Sunoo'
Sunoo nun yüzü tekrar güldü.
'Buna sevindim, bende olmak isterim'
Sunoo bir süre kafasında diyeceklerini toparladı.
'Mutsuz görünüyorsun, bunu düzelteceğim'
Niki de hafif güldü ve kendince konuşmaya başladı.
'Sen gittikten sonra yine mutsuz oluyorum, hep yanım da kalabilir misin'
Sunoo dediklerini duymuştu, ancak yanlış anlaması ihtimalini ele alarak duymamış gibi yaptı.
'Efendim?'
Niki gözlerini ellerinden çekip Sunoo ya baktı.
'Ah bir şey yok, kendi kendime konuşuyorum'
Niki kolunda ki saate baktı ve nazikçe oturduğu yerde dikleşti.
'Ben gitsem iyi olacak, saat iki olmuş. Seni de zamanından alı koydum. Özür dilerim.'
'Sorun değil, her zaman gelebilirsiniz'
İkiside ayağa kalktı, Niki biraz yaklaştı tatlıca gülen oğlana.
'Numara vermek için erken mi?'
Sunoo şaşkınca iki adım ötesinde ki adama bakıyordu.
'Aslında hayır'
Niki tatlı oğlana bakarak dudaklarını kıvırdı.
'O zaman, bir kalem alabilir miyim?'
'Tabii'
Sunoo kasanın arkasından dünkü kalemi aldı ve onu bekleyen oğlana verdi.
Niki kalemi aldı ve çok uzak olmayan tatlı oğlanın elini tuttu. Gömleğinin kolunu biraz yukarı sıyırdı ve numarasını şaşkınlık ile onu izleyen oğlanın bileğine yazdı.'İstediğin zaman mesaj atabilirsin, bekliyor olacağım'
Sunoo konuşamıyordu, hala az önce ki yerde takılı kalmıştı.
Niki telefonunu masanın üzerinden aldı ve ilerleyemeye başladı.'Yarın tekrar geleceğim, erkek geleceğim bu sefer'
Sunoo yeni gelişen olayların farkına ancak varmıştı ve hızlı adımlar ile kapının önünde olan oğlanın yanına gitti. Elini tuttu az önce ona yaptığı gibi.
Numarasını yazarken konuştu.'Seni bekletebilirim, ilk mesaj atan sen olursan daha iyi olur.'
Sunoo karşısında onu tatlı bir gülümsene ile izleyen oğlanın koluna numarasını yazdı ve derin bir nefes verdi.
'Sen beni bekletme, olur mu?'
'Olur, bekletmeyeceğim'
'İyi geceler'
'İyi geceler'
Niki dükkandan çıktı ve bir iki adım attı. Bileğinde ki numaraya baktı. Yanında bir de güzel el yazı ile bir şeyler yazıyordu.
Yazıyı okuyunca dudakları yana kıvrıldı.'Bana öyle bakman hoşuma gidiyor ancak, öyle bakarken ne yapacağımı bilemiyorum'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şaka Dükkanı • SUNKİ
RandomŞaka dükkanı; burada ki pastalar, konuşmalar ve davranışlar her şey şakadır. Kimse ciddi olamaz ve gülmelidir bunların hepsi dükkandan çıkasıya kadar sürer. Bu dükkan da bir ilişkiye başlanır mı ?