11 [küçük bey]

851 100 44
                                    

"birbirinize dalmadan buraya gelebilmene sevindim."

seungmin'in alayla ettiği cümleyle hyunjin gözlerini devirmiş ve hiçbir şey demeden elindeki telefonla ilgilenmeye devam etmişti. ikili telefonlarıyla ilgilenip hiçbir şey konuşmazken, hyunjin'in telefonunun çalmasıyla ikisininde ekranda yazan isimle kaşları havaya kalkmıştı.

"ilk defa seni aradığını görüyorum." diyen hyunjin'le "ilk defa beni aradığını görüyorum." diyerek annesinden gelen aramayı açmıştı, hyunjin.

"anne?"

"hyunjin, eve gel."

"neden?"

"sözümü ikiletme ve gel şu siktiğimin evine." diyen kadının titreyen, sinirli sesiyle ürpermişti, hyunjin. ne annesiyle ne babasıyla şu zamana kadar doğru düzgün iletişime bile girmeyen bir çocuktu o. hyunjin'in her şeyiyle seungmin'in annesi ilgilenir ve onu kendi çocuğu gibi sevip, asla changbin ve seungmin'den ayırmazdı.

yüzüne kapanan aramayla kulağındaki telefonu indirmiş ve bakışlarını kendisine merakla bakan seungmin'e çıkartmıştı. "eve gel diyor."

"neden?"

seungmin'in camından hemen dibinde bulunan binadaki kendi odasına baktı hyunjin. perdeler sonuna kadar çekili ve cam kapalıydı. "bilmiyorum ama bu saatte babam da kesinlikle evdedir. korkuyorum."

"ben de seninle geleyim?"

"olmaz. çok sinirliydi salak salak şeyler saçmalar, söyleyeceği şeyleri duymanı istemiyorum."

"ben de seni o yabanilerle bırakmak istemiyorum."

"yabani dediğin kişiler benim annem ve babam seungmin. aynı evde falan yaşıyorum hani?"

"izin vermiyorum bensiz gitmene. ya ben de geleceğim ya da hiçbir yere gitmiyorsun. karar senin."

"saçmalıyorsun."

"hayır saçmalamıyorum, gidemezsin."

"giderim."

"gidemezsin!"

"giderim!"

ikisi de her cümlede biraz daha yükselirken seungmin en sert şekilde "gidemezsin." diyerek hyunjin'i yakasından tutarak kendisine çekmiş ve dudakları birleşmişti. tamamen istem dışıydı her şey. bu sefer öpen sadece seungmindi, hyunjin kaskatı kesilmiş ve ilk birkaç saniye ne olduğunu bile anlayamamıştı. sonunda kendisine geldiğinde seungmin'i omuzlarından tutup kendisinden yavaşça uzaklaştırdı. dudakları ayrıldığı gibi seungmin nefes nefese konuşmuştu.

"ben de geleceğim."

"tamam. sen de geleceksin."

***

hyunjin anahtarı kapı deliğinden geçirmiş ve nefesini sıkkınlıkla bırakarak döndürmüştü. hemen arkasında seungmin sessizce duruyor ve sadece onu takip ediyordu. evin içine girdiklerinde hiçkimse yokmuş gibi bir hava alırken doğruca salona ilerlemişlerdi.

salon kapısına geldiklerinde hyunjin gergince elini kapı koluna attı. küçük bir adımla içeriye girip gözlerini etrafta gezdirdi. annesi ve babası karşı karşıya olan koltuklarda oturuyorlardı, onun odaya girmesiyle ikisi de bakışlarını oğullarına çevirmişti. oğullarının arkasından gelen başka bir bedenle bayan hwang'ın kaşları çatılmış ve dümdüz bir şekilde, "bunun ne işi var burada?" diye sormuştu.

hyunjin tam ağzını açıp birlikte ödev yapmak için geldiklerini söyleyecekken seungmin konuştu. "bayan hwang, kaç yıldır komşuyuz şurada hala benden 'bunun' diye bahsetmeniz çok kırıcı." diyerek suratını asmıştı alaycı bir şekilde.

"aile olaylarımıza karışmayı çok seviyorsunuz galiba siz küçük bey."

"küçük bey mi? ordan bakınca küçükmüş gibi mi görünüyorum? annem beni de, hyunjin'i de müthiş bir şekilde büyüttü bayan hwang, yakında ikimiz de reşit oluyoruz." kaşları çatılırken korkunç bakışlarını oğluna çevirdi kadın.

"babanla boşanıyoruz. kiminle kalmak istediğini seç." annesinin aniden söylediğiyle hyunjin'in gözleri kocaman açılmıştı.

annesiyle babasının yıllarca kavgalarını çekmişti, hyunjin için asla unutamayacağı travmalar yaşatmışlardı ve şimdi kendi ayaklarının üzerinde durmaya çok yaklaşmışken, mezun olmasına çok kısa bir zaman kalmışken boşanmaktan bahsediyorlardı. bütün o kötü zamanları boşuna mı çekmişti, neden boşanmak için tam özgürlüğünü eline alacağı zamanı seçmişlerdi?

"siz nasıl varlıklarsınız ya!" seungmin'in bağırmasıyla hyunjin hemen yanındaki çocuğun elini tutarak yapma dercesine kafasını salladı. "ne var hyunjin! ne var?! sana neler çektirdiler, hayatını çöp ettiler resmen. şimdi kalkmışlar boşanıyoruz diyorlar, birde kiminle kalacağını seçecekmişsin." seungmin sinirle nefesini dışarıya verip gözlerini bay ve bayan hwang'a döndürdü. "ikinizi de seçmiyor, onun zaten bir ailesi var ve ömrünün sonuna kadar da gerçek ailesiyle yaşayacak. siz ne sikim yapıyorsanız yapabilirsiniz." diyerek hyunjin'i bileğinden tutarak dış kapıya sürüklemeye başladı. hyunjin hiçbir şey söylemeden sadece seungmin'i takip etti. ailesi arkasından tek kelime bile etmemişti. ikisinin de onu istemediğinin farkındaydı, aynı şekilde o da istemiyordu zaten onları.

***

ben cidden fic yazmayı unutmuşum...

'ming

stars and raindrops | hyunseungho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin