1 [dipnot]

1.5K 140 33
                                    

hyunjin boş koridorda ayaklarını sürüye sürüye yürürken sıkkınca ofladı. "şuna bak köleliğini yapıyoruz resmen beyefendinin ya. flörtümle buluşacağım diye sınıfta unuttuğu hırkasını bile biz gelip alıyoruz."

hyunjin, söylene söylene yürürken önüne biri çıksa kendi kendine konuştuğu için deli olduğunu düşünebilirlerdi ama yaşadığı sinirin yaptığı baş ağrısıyla bunu bile düşünemiyordu. eh önüne biri çıkmasa da arkasından aynı yöne ilerleyen minho, zaten hiç haz etmediği bu çocuğun bir deli olduğunu kafasına depolamıştı bile.

hyunjin hemen koridorun sonundaki sınıflarına girdiğinde ilk birkaç saniye etrafına bakındı daha sonra ise seungmin ile birlikte oturdukları sıraya yöneldi. "ben almış olmasam, hatırası olmasa şu kumaş parçası için buralara kadar gelmezdim anasını satayım."

minho, hyunjin hala kendi kendine konuşurken içeriye girmemiş ve kapı kenarından ona bakıyordu. telefonuna gelen bildirim sesiyle hyunjin'in bakışları kendisiyle kesişirken, sanki dakikalardır onu izlemiyormuş gibi içeriye girdi ve kendi dolabına ilerleyerek basketbol formalarının olduğu poşeti eline alıp hiçbir şey demeden sınıftan geri çıkmaya yeltendi.

"hey!"

minho kendisine seslenen bedenle kapıya dönük olan kafasını hyunjin'e doğrulttu.

"seungmin'i tanıyorsun değil mi?" minho hyunjin'in söylediği isimle gerilirken boğazında oluşan yumruyu indirip cevap verdi.

"evet, tanıyorum? aynı sınıftayız ya hani."

"neyse işte, benim telefonumun şarjı bitti de ona 2 saat içinde hemen benim evim de olması gerektiğini söyleyen bir mesaj atar mısın? eğer gelmezse onu yok edeceğime dair not düşersen de sevinirim." hyunjin konuşurken aynı zamanda minho'nun yanına adımlamış ve omuzuna vurmuştu. "şimdiden teşekkürler!"

omuzuna vurup kapıdan dışarıya çıkan bedenle minho öylece olduğu yerde kalırken, seungmin'e karşı adım atmak için bunun bir fırsat olduğunu düşünmüştü.

seungmin, minho'nun dikkatini ilk defa geçen sene yıl sonu maçlarında chan'ı desteklemeye gelmesiyle çekmiş, bu senenin başında ise aynı sınıfa düşmüşlerdi. fakat minho'ya göre seungmin'e yanaşması için önünde bir engel vardı. hwang hyunjin.

hyunjin ve seung çocukluk arkadaşlarıydı ve gittikleri yerlere her zaman birbirlerini peşlerinden sürüklerlerdi. seungmin her hafta yeni flört yaparken hyunjin hiçbirinden memnun kalmaz ve hiçbirini kabul etmezdi. seungmin ise hyunjin'in söylediği tek kelimeyle karşısında kim olursa olsun o kişiyi bırakırdı. birbirlerini çok iyi tanırlar ve tahammül seviyelerini bilirlerdi.

minho ise basketbol kulübünde olan bir oyuncuydu ve o kadar çokta popüler değildi, fakat arkadaş grubu sağ olsun az çok tanınıyordu işte.

minho sonunda kendine geldiğinde telefonunun ekranını açıp, arkadaş grubundan gelen mesajları es geçerek daha önce hiç konuşmadığı çocuğun mesaj panosuna girdi.

***

minho & seungmin

minho:

seungmin merhaba

seungmin:

merhaba

minho?

minho:

şey demin hyunjin ile karşılaştım da

stars and raindrops | hyunseungho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin