"Günaydın!" Jane çoktan yemek masasına oturmuş elindeki gazeteye bakarak kahvaltı yapıyordu.
"Günaydın." dedi.
"Ne yapıyorsun?" dedim.
"Gazeteye bakıyorum. Almanyada savaş çıkmış." dedi.
"Ne? durum ciddi mi?" dedim.
"Tabii ki de. Sanırım artık Avrupaya dönemeyeceğim." dedi. "Bu arada ben sabah Lilith ve Annayı ziyarete gittim. Kuzey ordusunun yanına gitmişsin."
"Evet öyle bir şeyler oldu, garip bir deneyimdi." dedim.
"Agatha bu konu hakkındaki heyecanını anlıyorum fakat dikkatli olman gerek." dedi Jane.
"Evet ama..."
"Bunu deneyimlemiş bir dost tavsiyesi olarak düşün. Bu işi sevmen iyi bir şey ama bir gün bu uçuşan mermilerden biri sana geldiğinde hayatın gözlerinin önünden geçecek ve pişmanlıklarınla başbaşa kalacaksın. Daha gençsin, canına sahip çık." dedi. Bundan çok ciddi bir şekilde bahsetmişti, ve gerçekten onun gibi deneyimli birisinden bunu duymak beni bir tık üzse de hak vermiştim.
"Pekala, söz veriyorum artık hareketlerime dikkat edeceğim." dedim.
"Anlaşmamıza sevindim." dedi ve gazeteyi kapatıp masanın üstüne bıraktı. "Bugün Güney konsolosluğuna gideceğim bana ulaşamazsan merak etme."
"Tamam, dikkat et. Ben de şimdi Annanın evine gidiyorum." dedim ve evden çıktım.
Yanımdan geçip giden Kuzey askerleriyle göz teması kurmamaya çalışarak yürümeye başladım.
Anna'nın evine doğru giderken küçük bir kafenin içinde oturan Friedrichi görmemle birlikte duraksadım. Yanında Lilithden kurtardığımız asker vardı. Şapkamı takıp suratıma örtüyü takarak içeri girdim ve yakınlarında duran masanın birine oturdum.
"O kadının nerede olduğunu biliyor musun?"
"Thomas, kaç kere söyledim. Bilmiyorum, eğer onu görürsem söz ilk sana söyleyeceğim."
Adını öğrendiğim iyi olmuştu Lilith'ye bu bilgiyi verebilirdim.
Kendimi belli etmeden masadan kalkıp kafeden çıktım ve yürümeye devam ettim. Birkaç adım atıyordum ki kafamdaki şapka birisi tarafından alındı.
"Ne oluyor!" Friedrich ile göz göze geldiğimde geri adım attım.
"Gazeteci olduğunu daha ne kadar belli edeceksin Agatha?" dedi. İsmimin ağzından çıkması aklımı başımdan almıştı.
"Agatha? beni dinliyor musun?!"
"Ah şey evet, dalmışım..." dedim ve gözlerimi dudaklarından çektim.
"Kuzeyli kızı nerede saklıyorsunuz?" dedi.
"Benden her şeyi öğrenebilirsin ama bunu asla, şimdi izninle." dedim ve elinden şapkamı alıp yürümeye başladım.
"Bu akşam 8 de meyhanede piyano çalacağım." dedi arkamdan. Bunu bana neden söylemişti bilmiyordum ama öğrendiğim iyi olmuştu.
Annanın evinin önüne geldiğimde kapıyı tıklattım, kapıyı Lilith açmıştı.
"Hey neden kapıyı sen açıyorsun? delirdin mi?" dedim ve onu içeri sokup kapıyı kapattım.
"Anna lavabodaydı o yüzden açmak zorunda kaldım." dedi.
"Neyse neyse, sana bir iyi bir kötü haberim var önce hangisini duymak istersin?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Agatha
Teen FictionHayali savaş muhabiri olmak olan genç kız, hayallerini gerçekleştirdiği anda kendini kaosun ortasında bulacaktır.