"Anneeee! Bak ne yaptım!"
Henüz 7 yaşında olan jeongguk, minik adımlarla odasından çıkıp mutfağa, annesinin yanına elinde kendi gibi küçük resim defteriyle ilk defa yaptığı resimini göstermeye gelmişti. Annesi beğensin diye de etrafını renkli simleri ile bir güzel süslemişti. Kek yapan annesi elindeki tepsiyi fırına koyup fırını çalıştırmış, yorgunluktan derin bir iç çekerek jeongguk'a dönmüştü.
"Ne yaptın bakalım minik tavşan?"
Jeongguk yüzüne güzel bir gülümseme kondumuştu bu kelimeyi duyunca, minik tavşan lafını duymayı çok seviyordu, elindeki resim defterinin boyalı sayfasını annesine çevirdi.
"Baak! Sana resim yaptım. Üstelik ilk defa resim yaptım! Bence çok güzel old-"
Cümlesini tamamlayamadı minik tavşan, annesi önünde duran kağıda yüzünü buruşturup kaşlarını çatarak bakıyordu çünkü. Ne yani, minik tavşanın yaptığı ilk resimi beğenmedi mi annesi?
"Aahh, minik tavşanım. Ne dememi bekliyorsun? Bak jeongguk biliyorsun ben en çok yalandan ve yalan söyleyen insanlardan nefret ederim. Şimdi... ben bu resime güzel olmuş diyip de seni kandıramam. Üzgünüm ama hiç güzel olmamış."
Annesinin bu lafına çok üzülmüştü minik tavşan ama belli etmemeye çalışmıştı, annesi çok yorgun görünüyordu bu yüzden biraz dinlenmek için mutfaktan çıkıp salona giderken jeongguk hâlâ mutfakta yaptığı resimi eline alıp dolu gözlerle bakıyordu.
"Ama... ben beğenirsin sanmıştım anne..."
Minik ayaklarıyla mutfaktan çıkıp odasına gitmişti, kapıyı kapatıp resimini çalışma masasının üzerine bıraktı ve yatağına girdi. Akşam olsa bile saat uyumak için erkendi. Gözlerini kapatıp uyuyacağı sırada aklına gelen fikirle yatağından kalktı. Tamam, annesi beğenmemiş olabilir. Belki abisi yâda babası beğenir? Masanın üstüne bıraktığı kağıdı tekrar eline alıp odasından çıktı ve hemen yanındaki abisinin odasının önüne geldi, kapıyı birkaç kez tıklatıp 'gel' sesini duyunca içeriye girdi. Abisi 4. sınıftı ve yarı yıl tatilinde kendisine alınan test kitaplarından soru çözüyordu.
"Ne oldu jeongguk?"
"Bir şey sorabilir miyim?"
"Sor bakalım"
Tekrardan gülümseyip elindeki resimi abisinin masasının üzerine bıraktı.
"Bunu yaptım. Güzel mi kötü mü olmuş?"
Abisi Taehyung'da derin bir iç çektikten sonra kardeşinin resimine çevirdi bakışlarını, o da boş gözlerle bakıyordu dolu kağıda.
"Off jeongguk, dersim var. Olmamış hadi çık. Hem böyle şeylerle uğraşmak sende ders çalış biraz! 2. sınıfsın ama hiç düzgün ders çalışmıyorsun"
Taehyung'un yanından kovarcasına söylediği kelimeler jeongguk'u yine çok üzmüştü. Ders çalışıyordu zaten, hatta tatilde öğretmeninin verdiği ödevleri bitirip yapmıştı resimini.
"Ama ben ödevlerimi bitirmiştim ki. Şey... Çok mu kötü olmuş?"
"Çok kötü olmuş jeongguk çık hadi"
"Peki... İyi dersler"
Diyip resmini almış ve odadan çıkmıştı, yine üzülmüştü ama bir kişi daha vardı. Babası. O da 3 yâda 4 saat sonra eve gelecekti. Odasına tekrar girip yine yatağına girdi ve yorganı yastığın ucuna kadar çekip içinde kaybolmuştu. Babası gelene kadar uyumak istiyordu, dolmuş olan gözlerini kapatmış, uyuyabilmek için kendine içinden masal okumaya başlamıştı...
Kendi yaşamıma göre yazacağım:)
Evet evet
Ben ne hissettiysem soylemedigim için yazacağım:))
Neyse umarım (hayatımı) seversinizzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let me do ᗒtaekookᗕ
Fanfictionyıllardır psikolojik sorunlarını ailesinden saklayan jeongguk, ailesi izin vermediği için sadece geceleri resim yapan ve yaptığı resimleriyle herkesi büyüleyebilecek bir çocuktu, üvey kardeşi Taehyung ise sadece derslerinde mükemmeldi ve onun yetene...