-Seonghwa'nın düşünceleri günler geçtikçe daha da korkunç bir hal almaya başlıyordu. Ve halen Wonyoung yüzünden aklının köşesine yerleşen düşünceden kurtulamamıştı.
-Wonyoung her aklına geldiğinde güzel kızın muhteşem bedeni aklına geliyordu ve ağzı sulanıyordu. Ama bir yandan da onun kalbini yiyemediği için huzursuzdu.
-Haftasonunu tek başına geçirmemek için lise arkadaşı Soobin'e mesaj yazdı.
"Merhaba Soobin, bugün bir şeyler içmeye ve alışverişe ne dersin?"-Arkadaşından yanıt beklerken izlemek için bir şeyler açmayı düşündü ve sigarasını ağzına götürdü. Peki ama ne izleyecekti? O televizyon izlemeyi çok fazla sevmezdi.
-Parmakları kumandanın tuşuna gittiğinde ekranda şu kelimeler göründü: "İnsan etinin tadı neye benzer?" Ayda yılda bir televizyon izleyen adam şimdi oturup ciddi ciddi bunu mu izleyecekti?
-Önüne gelen videolardan birine rastgele bastı ve izlemeye başladı. İzlediği videoda insan eti tadının dana etine benzediği, her bölgenin tadının farklı olmasından bahsediyordu.
-Dikkatli bir şekilde videoya odaklanmışken zil çaldı ve Seonghwa yerinden sıçradı. Kumandayı eline aldığı gibi anında televizyonu kapadı.
-Kapıyı açtığında karşısında duran kişinin Soobin olduğunu gördü, Soobin mesajına cevap vermeyip Seonghwa'yı evden almaya gelmişti. Hwa içinden ne kadar aptal bir çocuk diye geçirdi.
-Her ne kadar Soobin'e sinirlense de içeri geçip onu beklemesini, hazırlanmasının uzun sürmeyeceğini söyledi.
-Seonghwa hazırlandıktan sonra birlikte dışarı çıktılar ve uzun bir yürüyüşün ardından kafeye oturdular.
Soobin: Görmeyeli neler oldu Seonghwa? Uzun zamandır görüşemiyoruz.
Seonghwa: Mezun olduktan sonra kendime bir klinik açtım, Kore'nin en ünlü kişilerini tedavi ediyorum. Peki ya sen Soobin?
Soobin: Ben kendime bir dükkan açtım, biliyorsun lisede müzikle ilgileniyorum. Şimdi ise müzik aletlerini kendim üretiyor ve satıyorum.
Seonghwa: Buna bayıldım, içeceklerimizi içip çıkalım mı?
-Gerçekten de uzun süredir görüşememişlerdi, çünkü çok sık takıldıkları ara insanlar onların bir çift olduğunu düşündü ve bu durum Seonghwa'yı rahatsız etti. Bu uzun aradan sonra yaptıkları konuşma ikisine de çok iyi gelmişti.
-Konuşmadan sonra Soobin ve Seonghwa içeceklerini bitirip dışarıya çıktı. Dışarıya çıktıklarında yavaş yavaş atan yağmur, çok fazla hızlanmıştı. Neyse ki Soobin yanına şemsiye almıştı, hızlı adımlarla yukarı sokaktaki avm'ye ulaştılar.
-Önce bir kaç parça kıyafet denediler. Soobin o kadar güzel bir vücuda sahipti ki ne giyse yakışıyordu. Çuval giyse yakışır tabiri resmen ona kullanılmıştı. Seonghwa'nın tadı kaçtı ve hiç bir şey almadan mağazadan çıktı.
-Hırdavat malzemelerinin olduğu dükkana girdiklerinde, Hwa Hyunjin'e işkence çektirirken kullanacağı malzemeleri yavaş yavaş sepetine eklemeye başladı.
-Halat ipi, çekiç, çiviler, bant ve daha fazlası... Bunlar Seonghwa'nın öfkesini dindirirken kullanacağı malzemelerin sadece küçük bir kısmıydı.
-Malzemelerin parasını ödeyip mağazadan çıktı ve Soobin şaşkın gözlerle "Bu kadar malzemeyi ne yapacaksın Seonghwa?" dedi. Hwa ise klinikte bir kaç tadilat işinin olduğunu, aldığı malzemeleri tadilat için kullanacağını söylerek kestirip attı.
-İkisi de avm'deki işlerini hallettikten sonra Soobin Seonghwa için bir taksi çağırdı ve ikisi de kendi evlerine ayrıldı.
-Seonghwa eve geldiğinde aldığı malzemeleri teker teker masanın üzerine sıraladı ve kendi kendine uzunca bir konuşma yaptı. Peki ya bu konuşmanın sonucunda ne yaşanacaktı?
Merhaba arkadaşlar, belli başlı bir kaç sebepten dolayı yeni bölüm atamadım. Umarım yeni bölümü büyük bir zevkle okursunuz. Yorum ve oy bırakmayı unutmayın <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIGINSA <seongjoong>
Mystery / ThrillerOnun mesleğine olan aşkı bambaşkaydı. Kim Hongjoong'a bakışı da.