-Günler günleri kovaladı, Seonghwa düşünüp durmaktan resmen kafayı yedi. Bir an önce Hyunjin'i parçalara ayırmak istiyordu.
-Evde sürekli kendi kendine planlar yapıp duruyordu ama hiç biri heyecanını dindirmeye yeterli değildi.
-Masanın üzerinde duran telefona baktı ve onu aramayı düşündü. Cidden nefret ettiği kişiyi aramak isteyecek kadar çok mu öldürmek istemişti?
-Eline telefonu alır almaz Hyunjin'e bir mesaj yazmaya başladı.
"Merhaba Hyunjin. Ameliyat tarihini öne çekme ihtimalimiz var mı? Yeni hastalar tedavi etmeye başlamak istiyorum."-Mesajı gönder tuşuna basmak ve basmamak arasında ikilemde kaldı, tırnaklarını yiyerek evin içini defalarca kez turladı ve tuşa basmayı sonunda başardı.
-Haftasonu olduğu için gününü bomboş geçirdi, işin garip kısmı Hyunjin hiç bir şekilde ona geri dönüş yapmamıştı.
-Seonghwa'nın planları suya mı batacaktı? Hayır. Seonghwa ne yapıp ne edip istediğini Hyunjinden alacaktı. Bunun için gereken tek şey sabırlı olmasıydı.
-Yatağında uzandı ama her zaman rahatça uyuyabilen adam bu sefer sürekli kabuslarla uyandı. Hyunjin'i parçalara ayırmayı o kadar çok istiyordu ki artık rüyalarında bile o vardı.
-Sabah terler için uyandığında ne yemek yemek ne de kliniğe gitmek istedi. Ama buna mecburdu. Geçimini bu şekilde sağlıyordu.
-Kalkıp ağzına bir lokma bile yemek atmadan kliniğe geçti. Her zamanki gibi günü rutin bir şekilde ilerlerken içeriye bir anda Hyunjin daldı.
-Seonghwa bir anda irkildi ve ayağa kalktı. Onu en çok şoka uğratacak şeyin yaşanacağından habersiz onu içeri aldı. Hyunjin bir anda Seonghwa'nın dudaklarına yapıştı.
-O kadar çok şaşırdı ki Hyunjin'i uzaklaştırmak bir kaç saniyesini aldı. Kendine geldiği anda onu fırlatırcasına itti ve hızlıca tuvalete koştu, bomboş olan midesinde ne varsa çıkardı.
-Sinirden gözleri kan çanağına dönen Seonghwa içeri döndü ve Hyunjinden ne istediğini sordu.
-Alaycı bakışlarla Seonghwa'yı süzen Hyunjin:
"unuttun mu? beni buraya sen çağırdın, beni bu kadar özlediğini bilsem daha erken gelirdim." dedi.-Seonghwa'nın tam o anda başından aşağıya kaynar sular döküldü. O şerefsiz doğru söylüyordu, onu buraya Seonghwa davet etmişti.
-Ellerini yumruk yaptı ve Hyunjin'le konuşmaya başladı:
"Seni buraya çağırdım çünkü tedavi etmem gereken başka hastalar var, müsait olduğun zaman bu işi bitirelim. Sen de ben de kurtulalım." dedi.-Hyunjin bu ameliyatın sonuçlarından o kadar emindi ki Seonghwa'nın teklifini hemen kabul etti. Yarın Hyunjin'in kaderi baştan sona tekrar değişecekti.
-Hyunjin klinikten ayrıldı ve dudaklarını diliyle yaladı. Seonghwa'nın çilekli balmının tadı dudaklarında kalmıştı. Olayın onda bıraktığı haz bambaşkaydı.
-Seonghwa ise Hyunjin giderken arkasından bakarak sövmeye başladı. Nefret ettiği insan onun ilk öpücüğünü almıştı ve hemcinsiydi.
-Nefret ettiği şey Hyunjin miydi yoksa hemcinsi olması mıydı bir türlü bunu anlamlandıramadı. Sanırım her ikisi de Seonghwa için durumu iğrençleştiriyordu.
-Peki yarın sabah olduğunda hayat üzerine oynanan bu bahisin kazananı kim olacaktı? Her ikisi de bunu bekleyip öğrenmeliydi...
Ülkece çok zor zamanlar geçiriyoruz, umarım hepiniz iyisinizdir. İstediğiniz ne varsa benimle konuşabilirsiniz her zaman dinlerim. Bölüm geç geldiği için de kusura bakmayın lütfen <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIGINSA <seongjoong>
Gizem / GerilimOnun mesleğine olan aşkı bambaşkaydı. Kim Hongjoong'a bakışı da.