-SON BİR HAFTA-

6 1 0
                                    

En son hatırladığınız gibi adın teki gelip elime bir peçete sıkıştırmıştı. Tabikide o aptal yazılara kafama takmadım ta ki o peçeteyi okuduktan 3 gün sonraya kadar.

Her şey gayet normaldi (Aral'ın davranışları hariç). okuldan eve dönüyordum. Bir kafeye uğramaya karar verdim. Biliyorsunuz babam olacak insan müsveddesi bizi bırakıp gitti...  Bizi terk ettikten sonra annem onun bana fotoğrafını göstermişti , bu yüzden onun suratını az çok biliyordum. Yani en azından gençlik hallerini.

 O gün Kızılay'da yeni açılan bir AVM'deki '' YAZ IŞIKLARI ''  isimli kafede oturacaktım, oraya gittim, Peki sizce ne gördüm. Bana o kağıdı veren adam, Aral, ve bir adam daha, adamın kim olduğunu bilmiyorum. Her ne ise işte. Cam kenarında boş bir masaya oturdum. Hava güzeldi hafif serindi. 

Derken tahmin edin bakalım bu bahtsız arkadaşınız gene kimi dikizliyordu? Tabikide Aral beyefendisini niye mi?  bu aralar çok yakışıklıda ondan. Ben bunlar düşünürken Aral beni fark etti. Bu arada bu aralar Aral bana karşı daha samimi o eski soğuk tavırları az da olsa gitti.

 VE EVETTTTT KENDİSİ BANA GEL GEL İŞARETİ YAPIYORRRR. O sırada masa bana o kağıdı veren adamın gelme dercesine bakışlarını fark ettim adam hem suçlu he güçlü o zaman neden bana saçma bir şaka yaparsın mal adam. Ama ben ne yaptım  masaya gittim. 

Masaya gittiğimde Aral bana yanında ki adamın babasının iş ortağı Halil, ve karşısındaki adamın babası olduğunu söyledi. Adamla tam el sıkışırken eli elime değince çok kötü oldum. Hemde çok kötü, kalbim sıkıştı, sanki kalbim  göğsümden çıkacakmış gibiydi. O adamın elinden elimi çektim. Adam önce biraz şaşırdı ama sonra oda elini çekti.

 Aral durumu anlamamıştı. Bu iyiydi. Sonra beni babasına tanıttı,  Halil denen adamın kötü bakışları altında  biraz oturdum sonra kalktım gittim. Eve dönerken instadan bildirim geldi. Bildirime tıkladım, tanımadığım bir hesap bana bir fotoğraf atmıştı. Fotoğrafa tıkladım.

 Ve gördüklerim karşısında öylece kaldım. Yıllarca peşinden gittiğim,  aradığım, Onu bulmak için her yere gittiğim bir yarısını  benim taktığı kolyenin teki birinin boynunda asılıydı. Tek anladığım bu Nişantaşı taraflarında çekilmiş bir erkek boynuydu.

Benim her yerde aradığım ettiğim kolye burnumun dibimde miydi yani? O an gözüme bir not ilişti fotoğrafın altına yazılmıştı bu not  daha doğrusu bir cümle o an yazıyı okuduğumda kalbim durdu..

''Kızım özür dilerim, ama merak etme yakında seninle konuşabileceğiz''

 *evettt 100 yıldan sonra yazdım sorry**yazmaya belki böyle böyle devam ederim*

KOLYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin