2. bölüm

101 10 6
                                    

                      Ben tilkiyim

Babam kolumu tutup kendine çekerek ellerimiz arasındaki teması bozmuştu. Gözlerimiz hala birbirine kenetlenmişken kalp ritmim düzensiz bir şekilde atmaya başlamıştı. Bunun neden olduğuna anlam veremiyorken bakışmamızı bozan sesin sahibi yakın arkadaşım Hoseok, koluna girdiği sevgilisi ile yanımıza adımlamıştı.

"Merhabalar Bay Park. Sizede merhaba Bay Jeon, şirketinizin başarısını çokça duyduk. Sekizinci yılınız kutlu olsun."

Sevimli arkadaşım yüzündeki hiç silinmeyen gülümsemesiyle beş dakikadır göz temasını bozmadığım adama tebriklerini sunarken o da az önce benim yaptığım gibi tanışma amacıyla elini uzatmıştı.

"Ben Hoseok."

Jungkook, karşısındaki samimi bulduğu adama gülümseyip elini tuttu.

"Teşekkür ederim, Hoseok. Bana Jungkook diyebilirsin. Sonuçta yakın dostumun sevgilisisin."

Jungkook'ta samimi bir şekilde karşılık verince Hoseok gülümseyip tamam anlamında başını sallamıştı. Yoongi o sırada sevgilisinin mimiklerini hayranlıkla izliyordu. Sözün ona geldiğini duyunca gözlerini sevgilisinden alıp Jungkook'a dikmiş o da dostunu tebrik etmişti.

"Sende Jimin olmalısın."

Yoongi, sevgilisinin dilinden düşmeyen arkadaşını tanımakta zorlanmadı. Jimin ile hiç yüz yüze gelmese de Hoseok'un anlattığı kadarısıyla başarılı bir dansçı aynı zamanda da tilki bir omega olduğunu biliyordu. Tabii ki bu onlar için bir sorun değildi. Tüm türlere saygısı vardı.

"Memnun oldum. Sende Yoongi olmalısın, Hoseok'un dilinden düşmeyen biricik alfa sevgilisi."

Arkadaşının kızarmasını izlerken yüzündeki gülümseme büyümüş ve karşısında kendisinden sadece bir kaç santim uzun alfanın elini sıkmıştı. Turuncu saçlı omega utanıp sevgilisinin koluna girerken, Jimin'e söylenmeyide ihmal etmiyordu.

Gençlerin arasında sıkılan Jimin'in babası, oğluna diğer iş adamları ile sohbet edeceğini söyleyerek yanlarından ayrıldı. Jungkook'un gözleri tekrar kendi gözleriyle kesişirken içindeki tilki ruhu onu rahatsız etmeye başlamıştı çoktan. Jungkook, Jimin'de bir şeylerin ters gittiğini farketti. Lavanta kokusu ağırlaşmaya başlamıştı. Davette fazla alfa olduğu için onu salondan çıkarıp başka bir odaya getirmesi gerektiğini söylüyordu, içindeki kurt.

"Bir sorun mu var, Jimin?"

Önce sorunun ne olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Siyah saçlı gence biraz daha yaklaşarak onu daha yakından inceledi. Beyaz teni; dolgun, pembe dudakları; çekik, küçük gözleri ve küçük, hafif kemerli burnu; siyah saçlarıyla kusursuz bir gençti. Dışarıdan çekici görünmesinin aksine yakından küçük çocukları andırıyordu, güzel yüzü. O bunları düşünürken istemeden kurdu fazla feromon salgılamış ve çocuğun yüzünü buruşturmuştu. Jimin terlerken içinden bunun nasıl olduğunu düşünüyor, sonuca ulaşamıyordu. Kendini kaybedeceğini anladığı anda gözlerini Jungkook'la birleştirdi.

"Beni buradan çıkar, alfa."

Gözlerindeki griliği farkeden Jungkook şaşkına uğrarken genci kucağına alıp mekandaki boş odalardan bir tanesine girmişti. Kızgınlığa giren Jimin tamamen tilki ruhuna kendini teslim etmeden önce buradan çıkmalı ve eve gitmesi gerekiyordu.

"Beni burada bekle omega, arkadaşını çağıracağım. Seni evine getirmeli."

Jimin, terden ıslanmış saçlarını gözünün önünden çekip Jungkook'u durdurdu.

"Hayır gidemezsin. Eğer gidersen sen gelene kadar kendimi kaybetmiş olurum. Kendimdeyken beni dinlemen lazım."

Alfa şaşırırken ne söyleyeceğini merakla bekliyordu. Odanın her yanı lavanta kokarken kendi kurdu da içinde uluyor karşısındaki güzel adama kendini tanıtmak istiyordu.

"Kızgınlığımın olmasına daha üç gün vardı. Senin yaydığın koku ve içindeki kurt kızgınlığımı tetikledi. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi?"

Zar zor sözünü tamamlayan genç yorgunlukla Jungkook'un koluna tutunurken, alfa bunu kabullenmemek için kendine bahane aradı.

"Omega kurdun sadece beni beğenmiş olabilir. Biliyorsundur pasif kurtlar baskın kurtlara karşı kaymakta zorluk çekerler. Günün yaklaştığı içinde  kokum seni tetiklemiştir."

Omega başını sağa sola sallayarak reddetti. Keşke öyle olsaydı dedi içinden. Babasının rakip şirketinin sahibi ile eş olmak tabii ki istemezdi.

"Sorunda burada, ben bir kurt değilim. Tilkiyim."

Jimin daha fazla tilki ruhuna dayanamadığı için kendini omega yanına teslim etti. Jungkook, böyle bir şeyin imkansız olduğunu düşünürken kurt yanı Jimin'i doğruluyor o da omegasına ulaşmak için Jungkook'u zorluyordu. Kendi rutuna daha beş gün vardı. Kendiside Jimin'in kokusu ve omegası sayesinde tetiklenmişti fakat alfa olduğu için kendini dizginlemeyi başarabiliyordu, şimdilik.

Jimin tamamen omegasının etkisi altındayken odadaki koltuğa ilerlemiş ve üzerindeki belinin biraz daha üstünde biten ceketi çıkarmıştı. Üst vücudu çıplaklıkla titrerken alfa olana döndü. Omegası onu istiyordu fakat insan tarafını yani Jimin'i düşündüğü için onu mühürlemesini şu anlık istemeyecekti.

"Benimle ilgilenmeyecek misin, alfam?"

Jungkook ne yapacığını şaşırmıştı. Önündeki göz alıcı bedene bakıyordu. Ayakları istemsizce önündeki bedene doğru adım attı. Kendini kontrol etmesi zorlaşıyor, kurdu ona neredeyse savaş açacaktı. Kendi şirketinin yıl dönümü davetinde bir tilki tarafından tetiklenip kızgınlığa gireceğini söyleseler inanmaz, söyleyenlerin akıl sağlığını sorgulardı.

Beyaz tenini süsleyen pembe göğüsleri ağız sulandırıcı görünüyordu. Bu odadan insan formunda çıkamayacağını anlayan Jungkook, Yoongi'ye mesaj yoluyla durumu özet geçip salonu boşaltmasını ve kendisinin özür dileklerini herkese iletmesini istemişti. Sonrasında arabayı hazırlatıp onu aramasınıda altına eklemiş, telefonun seslide oldunu kontrol etti. Odanın kapısını kilitleyip telefonu komidinin üzerine bıraktı. Alfasına kendini teslim etmeden önce kurduyla anlaşma yapmıştı. Kontrol alfasında olsa da Jimin'i mühürlememesini ve olası cinsellikte onu düğümlememesi konusunda onu oldukça uyarmıştı.

Alfa sonunda serbest kalmış ve kırmızı gözleriyle omegasına yaklaşmıştı. Karşısındaki narin beden o kadar güzel ve göz alıcıydı ki neredeyse ağzının suyunu akıtacaktı. Jimin'in önüne geldiğinde ellerini dolgun yanaklara çıkarmış, sağ baş parmağını küçüğün yününde hareket ettirerek yanağını okşamıştı.

"Seninle en güzel şekilde ilgileneceğim omegam, öyleki kendi ismini dahi hatırlamakta zorluk çekeceksin."

Omega, karşısındaki alfasının sözleriyle mutlu olurken, gözleri kısılana kadar gülümsedi ve odaya güzel lavanta kokusunu yaymaya devam etti. O anda alfa kendi ve Jungkook adına söz verdi, onun bu güzel gülümsemesinin solmasına izin vermeyeceğine dair.

———
diger bolum ellessinler biraz ohm ☺️
daha iki bolum oldugu icin yorum ve oylamalarda beklentim cok olmasa da siz yinede yorum yazip oylarsaniz cok sevinirim🫶🏻 umarim begenmissinizdir cok opuyorum 💋

who Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin