Hyuncam | minsung

( °15 )

Parti günü gelip çatmıştı. Felix, Yeonjun'a birkaç kişiyi daha davet ettiğini haber vermeyi ancak parti günü akıl edebilmişti.

"Evet aşkım, kusura bakma aklıma son anda geldi haber vermek." diyerek dudak büzdü. Sonrasında Yeonjun'un karşısında olmadığını hatırlamış olsa gerek yüz ifadesini düzeltmişti.

"Hmhm, tam kaç kişiler bilmiyorum ama çok değillerdir... Aynen. Sağ ol aşkım, ben biliyordum zaten sen dünden razısın daha fazla kişinin gelmesine... Eee tabi ne sandın, ben malımı iyi bilirim... Tamam aşkım, görüşürüz partide öptüm dudişindennn... Ay aman Soobin yesin seni, siktir git manyak mıdır nedir?.. Hadi hadi kapa, daha hazırlamam gereken bir güzellik var... Görüşürüzz."

Telefonu kapatıp yatağına fırlattıktan sonra yaklaşık 15 dakikadır arkadaşının Yeonjun'la konuşmasını dinleyen armut koltuktaki sarışın arkadaşına döndü. Sonunda konuşmayı bitirebildin bakışları atan arkadaşına sırıttı ve yanına ilerleyip elini uzattı tutması için.

"Kalk bakalım bebişim, hazırlayalım seni." Jisung iç çekerek uzatılan eli tuttu. Felix, Jisung'un kendini kaldırma gereksinimi duymadığını fark edince cılız gözüken kollarına zıt bir güçle arkadaşını çekti. Sonuç olarak kafaları tokuşmuştu ve Jisung'un kızgın sincap bakışları ile karşılaşmıştı.

"Bakma öyle, kalksaydın oturduğun yerden. Ne yapabilirim? Hem benim de kafam acıyor bakma salak salak." Jisung göz devirdi. "Aman iyi be."
Felix, sarışın arkadaşını omzunda tutarak odasındaki küçücük dolaba ilerletti.

"Nasıl bir şey istersin?" Jisung bir süre düşünür gibi yaptıktan sonra gülümsedi. "Eşofman tişört?" Bu sefer göz deviren Felix oldu. "Sana fikrini soranda kabahat ev kuşu. Geç bakalım karşıma. Seni bu gecenin en güzel, tabi benden sonra, erkeği yapacağım."

Felix'in cümle arasında yine kendini övmesine kıkırdayarak başını salladı Jisung. "Ne yaparsan yap okayim ben." Felix'in gözleri bu cümleyle adeta ete bakan bir kedinin gözleri gibi parlamıştı. "Emin misin canım benim?" Arkadaşının parlayan gözleri ile bir miktar tırsmıştı sincap çocuk. "Sen şimdi böyle deyince korkmadım değil."

Felix kıkırdayarak ellerini birbirine sürttü. "Yok yok, hiç korkma. Taş bebek yapacağım oğlum seni. Erkeklerin ağzının suyu akacak."

"Feliiix! Göz önünde olmayı sevmiyorum biliyorsun. Klasik bir şeyler giyeyim işte. İnsanların bakışlarını üzerime çekmek istemiyorum." Felix dudaklarını büzdü. Arkadaşının üzerine dikilen bakışlardan nefret ettiğini ve korktuğunu biliyordu ama bunu aşmak için bir şeyler yapmazsa bunun böyle devam edeceğini de biliyordu. Ayrıca konuşurken abartan biriydi, genelde mekana giren herkes o an incelenir sonrasında ise herkes kendi işine dönerdi. Tabii Jisung'un bundan bile rahatsız olduğunu ve etraftaki herkesin sürekli ona baktığını düşündüğünü biliyordu. "Biliyorum aşkım benim. Ama bak bu senin ilk partin neredeyse. Çok göz alıcı yapmamaya çalışırım ama sen zaten göz alıcısın onu ne yapacağız ya?"

Jisung, arkadaşının cümlesiyle gülmüş ve başını sağa sola sallamıştı. "Sen var ya, çok fenasın." Felix sırıtarak kaşlarını oynattı. "Ne sandın oğlum?"

Konuyu tekrardan giyeceklerine getirmek amaçlı kısa bir alkış tuttu. "Evet, o zaman şöyle yapıyoruz. Seni çok güzel yapıyoruz ama ben daha güzel olacağım ki tüm gözler senin üzerinde olmasın. Tamam mıdır?" Jisung, Felix'in her şekilde kendisini göz alıcı yapacağını bilse de bu seferlik arkadaşını kırmak istemedi. Zaten Jeongin ve arkadaşları dışı birileriyle konuşmayı da düşünmüyordu. Belki Jeongin'in abileri ile konuşurdu, o kadar.

"Offf, peki Felix peki. Ne yap dersen yapacağım tamam mı? Lafı dolandırma boş yere aptal." Felix gülümseyerek arkadaşına yaklaştı ve yanaklarını sıktı. "Oyy, sevgilin sana kurban olsun." Jisung yüzünü buruşturup "Aşkım benim sevgilim yok ki?" Felix yüzüne sahte bir şaşkınlık ifadesi yerleştirerek geri çekildi. "İnanmıyorum, sen az önce beni yok mu saydın?" Jisung arkadaşının şapşallığına kahkaha atarak hafifçe omzuna vurdu.