3- Hamle

579 46 5
                                    

Hala çığlık sesleri geliyordu. Rick ve Lori gideli 10 dakika olmuştu. Carl bana doğru döndü. Yüzünü ay ışığından gelen yansımayla biraz görebiliyordum. Bir kaç saniye bana öylece baktı. Daha sonra "Korkuyor musun?" Dedi. "Korkuyorum." Dedim. Bunu söylerken bile sesim titriyordu. Ben tam Lori ile Rick'e ısınmışken onları kaybedemezdim. Carl kendinden emin bir şekilde "Korkma." Dedi. Öyle söylemişti ki içim biraz da olsa nedendir bilmem ama rahatlamıştı. Carl Sanırım titrediğimi fark etmişti. Sol elindeki bıçağı silahlı olan eline koydu. Yavaşça elime dokundu. Tepki vermediğimi anlayınca hamlesine devam etti. Sol eliyle elimi kavradı ve sımsıkı tuttu. İşte şimdi kendimi gerçekten güvende hissediyordum. Gözlerimi kapattım. 5 dakika kadar öylece kaldık. Sesler azalmaya başlamıştı.

Seslerin sonunda kesildiğini fark ettik. Rick bize seslendiğini duyduk. "Çocuklar dışarı gelin!" Dedi. Bunu görmeye hazır mıydım bilmiyordum." Carl'ın elimi hala bırakmadığını hissettim. Kendimi o şekilde güvende hissettiğim için fark etmediğini düşünüp sesimi çıkarmadım. O şekilde dışarıya çıktık. Grup topanmıştı. Kısa saçlı kadının ağladığını gördüm. Onlara doğru gidiyorduk. Etraf aylaklarla doluydu. Korkunç görünüyordu. Artık aylakları gördüğümde korkmadığımı fark ettim. Belki de Carl hala elimi tuttuğu içindi. Rick bizi gördü ve ikimize de sarıldı. Carl'a doğru dönüp "Aferin Carl. Kardeşini iyi korumuşsun." Dedi. Carl kafasını salladı. Elini yavaşça tutmuş olduğu elimden çekti. Birbirimize bakmıyorduk. Yine de dip dibeydik. Adının Glenn oldugunu öğrendiğim adam "Rick. Şimdi ne yapıcaz?" diye sordu. Herkes merakla Rick'e baktı. Rick düşünüyordu. "Şimdi hepbirlikte ateş yakıp sabaha kadar nöbet tutalım. Sabah toparlanıp gideriz." Dedi kararlı bir şekilde. Sarı saçlı kadınları ortalıkta göremiyordum. Sanırım ölmüşlerdi. Lori Rick'e dönüp "Nereye gideceğiz?" Dedi. Rick "Bir yolunu bulucam. Merak etmeyin." Dedi. Carl çadıra doğru yöneldi. Rick tam da peşinden gidicekti ki "Ben hallederim." Diyip Rick'i durdurdum. Carl'ın peşinden ben de çadıra girdim. Yatağına oturmuş çantasının içinden birşeyler alıyordu. Yanına oturdum. Korkuyordum. "Carl." Dedim. Cevap gelmedi. "Rick yolunu ya bulamazsa?" Dedim. Carl duraksamadan "Bulucak." Dedi emin bir şekilde. "Ama ya bulama-" derken sözümü kesti ve sesini yükselterek "Bulucak Jessie!! Babam hep bir yolunu bulur!!!" Dedi kızgın bir şekilde. Carl'ın tavrını tuhaf karşılamıştım. "Neden birden yükseldin?" Dedim. Carl duraksadı ve bana baktı. Daha sonra başını aşağıya eğerek "Kusura bakma. Sadece... Sevdiğim insanları kaybetmek istemiyorum. Az önce olanlardan kafam çok karıştı." Dedi. Dediği karşısında bu sefer susan taraf ben oldum. Çantasını toplayıp sırtına attı ve çadırdan çıkarken "Hadi gel." Dedi. Arkasından gittim. Kamp ateşini yakmışlardı. Etrafına toplandık. Sadece Carol, Lori, Glenn, Daryl, Rick, Carl ve ben kalmıştık.

Carl'ın yanına oturdum. Ateş olsa da üşüdüğümü fark ettim. Kollarımla omzumu okşarken Carl yanında getirmiş olduğu battaniyeyi bana uzattı. Carl'a baktım. Bana bakmıyordu. Yere doğru bakıyordu. Battaniyeyi yavaşça alıp vücudumun etrafına sardım. Rick de öbür yanımdaydı. Yavaşça Rick'in bir dizine başımı koydum. Battaniye'yi üzerime örttüm. Bir kolunu başımın olduğu tarafa koydu ve saçlarımı yavaşca okşadı. Rick'i gerçekten çok sevmiştim. O da benim babam gibiydi. Beni kızı olarak seviyordu. Carl'ın bize baktığını gördüm. Başını aşağıya eğip hafifçe gülümsedi. Ben de gözlerimi kapayıp gülümsedim ve kendimi güvende hissettiğim için uykunun kollarına bıraktım.

Sabah yavaş yavaş güneşin yüzüme vurmasıyla gözlerimi açtım. Etrafa baktım. Herkes ayakta öylece duruyordu. Carl'ın üzerime doğru yaslanarak uyuduğunu gördüm. Başımı Rick'e çevirdiğimde gözlerinin altının morardığını gördüm. Muhtemelen uykusuzluktandı. Benim uyandığımı görüp "Günaydın Jessie" dedi. Yavaşça doğruldum. Carl uyandığımı hissetmiş olucak ki benim doğrulmamla birlikte o da hızla kalktı. Bana baktı ve "Kusura bakma içim geçmiş." Dedi. Hiç birşey söylemedim. Rick'e dönüp "Günaydın Rick" dedim. Gülümsedi. Gözlerimi ovuşturdum. Rick birden ayağa kalktı ve "Hadi yola çıkıyoruz." Dedi.

Kampa hiç dokunmadık. Sağlamda olan eşyalarımızı toparlayıp karavana bindik. Arabayı Daryl sürüyordu. Hepimiz bir yere geçtik. Carl ile masalı yere karşılıklı oturduk. Camdan dışarıyı seyrediyorduk. Etraf aylak kaynıyordu. Birbirimizle konuşmuyorduk. Sadece dışarıya bakıyorduk.

2 gün sonra

Hala yoldaydık. Kalıcak herhangi bir yer bulamamıştık. Yiyeceğimiz ve suyumuz kısıtlıydı. Carl'la 2 gündür pek konuşmamıştık. Arabanın durduğunu hissettik. Rick herkese seslenerek bizi yanına çağırdı. Yoldan karşıya baktık. Bir sürü araba vardı. Belki de birşeyler bulabilirdik. Karavandan indik. En son biz iniyorduk ki Rick bizi durdurdu. "Siz burada kalıyorsunuz." Dedi emin bir şekilde. Carl "Baba hadi ama!! Eğitimim var biliyorsun! Hem kendimi koruyabilirim!" Dedi. Rick "Jessie kendini koruyamaz." Dedi. Haklıydı. Hiç birşey bilmiyordum. Carl "Ben onu korurum." Dedi. Rick ikna oldu ve "Tamam ama fazla uzaklaşmayın." Dedi. Carl kafa salladı ve aşağıya indik. Herkes arabalara bakmaya başladı. Carl "Yanımdan ayrılma sakın" dedi. "Peki." Dedim. Beraber ilerlemeye başladık. Solumdaki arabaya baktım. Kapısı kapalıydı. Kapıyı açınca birden üzerime bir zombi fırladı. Tuhaf sesler çıkarıyordu. Üzerime atladı ve yere düştüm. Çok korkuyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi ama ne kadar korksam da bağıramıyordum. Direniyordum ama gücüm bitmeye başlamıştı. Tam o sırada suratıma sıçrayan ıslak şeyle aylak üzerime düştü. Birisi aylağı üzerimden aldı. Derin bir nefes aldım. Carl beni kurtarmıştı. Zombinin kafasına elindeki uzun bıçağı saplamıştı. Benim de yüzüm kan olmuştu. Olayın şokunu daha atlatamamışken Carl beni tutup kaldırdı. "Sana yanımdan ayrılma demiştim!!" Dedi kızgın bir şekilde. Birşey diyemedim. Nefes nefeseydim. Daha sonra "İyi misin?" Dedi. Kafamı olumlu şekilde sallayıp "Teşekkür ederim." Dedim. Başını öne eğip geri kaldırdı. Birlikte arabanın içini aramaya başladık. Bagajda siyah güzel bir elbise buldum. Bana olabileceğini düşünüp çantama koydum. Daha sonra da bir tane çizgiroman buldum. Carl arabanın ön tarafını arıyordu. Ona göstermeden çizgiromanı çantama attım. Carl'ın yanına gittim. "Neler buldun?" Dedim. Elinde birşey tutuyordu. Elini açıp bana gösterdiğinde elindekinin melek simgeli güzel bir kolye olduğunu gördüm. Beklemediğim bir hamle yaptı ve kolyeyi benim boynumdan yavaşca geçirdi. Biraz utanmıştım. Gülümsedim. O ise hiçbir yüz ifadesi belirtmiyordu. "Hadi gidelim." Diyip arkasını döndü. Kolyenin ucunu tutup inceledim ve yüzümde bir gülümseme belirdi. Bu çok hoşuma gitmişti. Carl gelmediğimi fark edip arkasına döndü ve "Hadisene!" Dedi. Hızlı adımlarla yanına gittim.

Tekrar karavana dönmüştük. Güzel şeyler bulmuştuk. Rick suratıma sıçrayan kanı fark edip telaşla yanıma geldi ve "Tanrım! Yüzüne ne oldu tatlım?" Dedi. "Bir aylak üzerime atladı ama Carl kurtardı beni merak etme." Dedim gülümseyerek. Rick Carl'a döndü. Carl ifadesiz bir şekilde bize bakıyordu. Parlayan mavi gözleriyle. Rick Carl'ın kafasını okşadı ve gülümsedi.

Tekrar yola çıkmıştık. Aklıma Carl için aldığım çizgiroman geldi. Çantamı açtım ve Carl'ın yanına gittim. Çizgiromanı aldım. Carl silahıyla uğraşıyordu. Ben oturunca bana baktı. Elimdeki çizgiromanı ona uzattım ve "Arabada bunu bulmuştum. Sevdiğini biliyorum." Çizgiromanı eline aldı ve mutlu olmuş görünüyordu. Önce gülümsedi daha sonra gülümsemesini keserek "Nerden biliyorsun?" Dedi. "Çantanın içinde görmüştüm." Dedim. Birşey söylemedi. Aslında bir teşekkür bekliyordum. İçini inceledi. Sonra "Teşekkür ederim" dedi bana bakarak. Gülümsedim sadece.

The Walking Dead- Carl x JessieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin